Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İnternet Yönetişim Forumu’nda ele alınan konulardan biri de İnternet üzerinde gözetim yapılmasını sağlayan yazılımlar satan firmaların sayısının hızla artmasıydı. Gözetim teknolojileri üzerinde çok fazla denetim yok. Küresel çapta büyük kar sağlayan milyarlarca dolarlık bu sektöre denetim ve kısıtlama getirmekse son derece zor.
İnternet sitesi Wikileaks ve Edward Snowden’ın hükümet eliyle yapılan geniş kapsamlı casusluk ve gözetim faaliyetlerini su yüzüne çıkarmasıyla patlak veren skandallar, ulusal ve uluslararası boyutlardaki internet gözetimine ilişkin kaygıları iyice arttırdı. Konunun Birleşmiş Milletler İnternet Yönetişim Forumu’nda masaya yatırılmış olması şaşırtıcı değil.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO, gazeteci ve blogcuların internet gözetiminden korunması için bazı önlemler alınması önerisi getirmesine rağmen özel sektörün elinde olan ve denetim altına alınmayan milyarlarca dolarlık gözetim yazılımları sektörü, son derece büyük kaygı uyandırıyor.
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünden Gregoire Pouget, bu sektöre resmi bir düzenleme getirilmesi gerektiğini savunuyor: ”Gözetim teknolojileri, ülkelerin rejimi ne olursa olsun dünyanın dört bir yanında satılıyor. Gazeteciler, blogcular ve sade vatandaşlar hakkında bu yazılımlar kullanılarak kolaylıkla casusluk yapılabilir. Bunu engellemek için sektörün kontrol altına alınması gerekiyor.”
Sansür karşıtı örgüt Article 19’un Brezilya temsilcisi Laura Tresca, Latin Amerika’nın yeni gözetim yazılımları sektörü için büyük bir pazar haline gelmeye başladığını söylüyor: ”Latin Amerika ülkeleri gözetim teknolojileri satın alıyor. Örneğin Brezilya son dört yılda gözetim teknolojileri ve yazılımlarına neredeyse 200 milyon dolar harcadı. Gerekçe, Brezilya’da düzenlenen Dünya Kupası’ydı. Ancak elimizde bu yazılımların eylemcileri izlemek ve protestoları engellemek için kullanıldığına dair kanıtlar var.”
Amerikan Dışişleri Bakanlığı’ndan Scott Busby, silah sanayiini kontrol altında tutmak için devrede olan mevcut kural ve kısıtlamaların gözetim yazılımının kontrolu için de kullanıldığını söylüyor: ”Bu konu bizi çok kaygılandırıyor çünkü gözetim yazılımlarını üreten şirketlerin bazıları Amerikan şirketleri. Daha önce silah sektörünü denetlemek için kullanılan bir anlaşmanın şimdi de gözetim teknolojileri için kullanılması sözkonusu.”
Ancak uzmanlara göre gözetim yazılımlarının silahlarla aynı kategoriye konulmaması gerekiyor. Bu nedenle gözetim yazılımları sektörü, kendine özgü belirli kısıtlamalar gerektiriyor.
Avrupa ülkelerinin gözetim yazılımı sektöründe lider olduğunu kaydeden Avrupa Konseyi’nin medya bölümü sorumlusu Silvia Grundmann, insan hakları, İnternet ve ticaret arasındaki doğru dengeyi sağlamanın zaman alacak bir süreç gerektirdiğini vurguluyor: ”Özellikle uluslararası çapta yeni kural ve düzenlemeler getirmek çok uzun süre alır. Bu süre içinde gazeteciler arasında anketler düzenlenir. Hatta ne yazık ki bazı gazeteciler bu süre zarfında yaşamlarını yitirebilir. Zaman, en önemli faktör. Bu nedenle ben zamandan kazanmak için ülkelerin kendi kurallarını kendilerinin koymasından yanayım.”
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünden Gregoire Pouget ise sektörü kontrol altına almak için zamanla yarışıldığını söylüyor: ”Gözetim teknolojileri, 5 milyar dolarlık bir pazara sahip. Bu nedenle bu sektöre yatırım yapan firmaların sayısı giderek artacak. Bu sektörü denetim altına almamız gerekiyor. Eğer bunu başaramazsak demokratik rejime sahip olsun olmasın tüm ülkeler bu teknolojileri kullanmak isteyecek. Bu şekilde gözetim teknolojilerinin fiyatı düşecek, kullanım alanları artacak.”
Pouget, yüksek fiyatlar yüzünden gözetim teknolojileri satın almaya şimdilik sadece devletlerin parasının yettiğini belirtiyor. Ancak birkaç yıl içinde fiyatların düşmesi üzerine büyük şirket ve hatta varlıklı kişilerin bu teknolojileri satın alabilmesi mümkün. Tüm dünya, şimdiye kadar yalnızca birkaç ülke hükümet ve kurumunun elinde olan gözetim gücünün çok daha yaygın hale gelmesi tehlikesiyle karşı karşıya.