Irak’ın kuzeyinde Araplarla Kürtler arasındaki toprak anlaşmazlığı bölgenin istikrarı açısından son derece tehlikeli bir durum oluşturuyor. Amerikan askerlerinin Irak’tan tümüyle çekilmesine aylar kaldı ancak, çözüm yolunda mesafe alınabilmiş değil. Washington’daki Amerikan Barış Enstitüsü, Iraklı Kürtlerle Araplar arasındaki toprak ihtilafına bulunacak çözümün nasıl şekillenebileceğini değerlendiren bir rapor hazırladı. Rapora göre siyasi ve idari şartlar, Iraklı Kürtlerin hak iddia ettiği bölgelerin tümünü devralmasını öngörmüyor.
Amerikalı yetkililere göre Irak’ın istikrarına en büyük tehdit Araplarla Kürtler arasındaki toprak anlaşmazlığının ihtilafa dönüşmesi…
Irak’ın kuzeyinde üç vilayet (Dohuk, Erbil, Süleymaniye) hemen hemen tümüyle Kürt Bölgesel Yönetimi’nin kontrolünde. Ancak Iraklı Kürtler 2006 yılında Yeşil Hat’tın güneyinde altı vilayette bulunan 50 beldede hak iddia etmişti. Fazla gerçekçi bulunmayan bu hak iddiası daha sonra Iraklı Kürtler tarafından da gözden geçirildi. Nihayetinde uzmanlara göre, Yeşil Hat’tın güneyindeki dört ilde (Nineva, Kerkük, Selahattin, Diyala) bulunan 13 ilçeyle üç beldede Araplarla Kürtler arasında gerçek bir ihtilaf tehlikesi var. Bölgede Amerikan askerleri konuşlandırılmış durumda – Yeşil Hat’tın güneyindeki bu çizgiye tetik hattı deniyor.
Washington’daki Amerikan Barış Enstitüsü, Irak’taki toprak anlaşmazlığına müzakere yoluyla bulunacak çözümün nasıl şekillenebileceği konusunda kapsamlı bir rapor yayınladı. Amaç, taraflar arasında diyalogun başlatılması için zemin oluşturmak…
Sean Kane tarafından kaleme alınan raporda Irak’taki toprak anlaşmazlığına bulunacak çözümün niteliği şu ifadelerle anlatılıyor: “Kürtlerin geçmişte yaşadıkları acılar göz önünde bulundurulduğunda Irak içinde kendi kendilerini yönetmeyi hak ettikleri söylenebilir. Bunun karşılığında Kürtlerin Irak'ın toprak bütünlüğüne bağlı olduklarını göstermesi gerekiyor. Hem Bağdat, hem Erbil toprak konusunda taviz vermeye ve Kerkük'ün geleceği konusunda bir uzlaşı statüsünü kabul etmeye hazır olmalıdır. Bu statü, kazanan ya da kaybedenin olmadığı bir statü olacaktır.”
Amerikan Barış Enstitüsü, tartışmalı bölgeler konusunda bir çözümün nasıl şekillenebileceğini belirlemek için beldeler düzeyinde inceleme yapmış. Bunun için, raporda, tartışmalı bölgelerdeki siyasi tercihi belirlemek için anayasa-sonrası dönemde yapılan üç seçim sonucu derlenmiş ve bu bölgelerin idari açıdan tarihlerine bakılmış.
Enstitü’nün incelemesine göre, Nineva ilinin tartışmalı beldelerinden üçünün; Erbil ilinin Yeşil Hat’tın güneyinde kalan dört beldesinin tümünün ve Diyala ilinin bir beldesinin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin kontrolüne geçmesi yönünde ikna edici faktörler var. Rapora göre bu üç vilayette hak iddia ettikleri diğer beldeler ve Selahattin vilayetinde hak iddia ettikleri Tuz Humartu beldesinin kontrolünün, Iraklı Kürtlere geçmesini haklı gösterecek siyasi veya idari şartlar bulunmuyor.
Raporda, Kerkük ayrı bir başlık altında değerlendiriliyor. Amerikan Barış Enstitüsü, Kerkük’ün geleceği konusunda iki senaryo üzerinde durdu: Kerkük’e özel statü verilmesi veya beldelerin nüfusa göre paylaşılması. Ancak doğal zenginlikleri, stratejik önemi ve tarihi açıdan hassasiyeti göz önünde bulundurulduğunda Kerkük’e özel bir statü verilmesi daha olasılıklı olduğu düşünülüyor.
Raporun Yazarı Sean Kane’le Söyleşi
Amerikan Barış Enstitüsü, raporda, Irak’taki toprak anlaşmazlığına nasıl çözüm bulunacağına Iraklıların karar vereceğini özellikle vurguluyor ve rapordaki değerlendirmelerin bu sürece destek sağlayabilmesini umuyor. Rapora ulaşmak için (İngilizce): Amerikan Barış Enstitüsü Raporu.