İsrail ve Filistin arasında Amerika’da doğrudan görüşmeler sürerken her iki taraf da İsrail’in beş yıl önce Gazze’den tek taraflı olarak çekilmesinin etkilerinden bazı dersler çıkarıyor. Güvenlik isteyen İsrail, binlerce asker ve Yahudi yerleşimciyi Gazze’den çekerek gerginliği azaltmayı umuyordu. Filistinlilerse daha fazla özerkliğin barış ve refah getireceğini sanıyordu. Ancak her iki tarafın da amacına ulaşamadığı görülüyor.
Filistinliler için ekonomik sıkıntılar en ciddi sorunların başında geliyor. Gazze’nin kuzeyinde bir konfeksiyon atölyesi işleten Aziz Aziz, beş yıl önce İsrail’in çekilmesiyle işlerinin daha da açılacağını umduğunu söylüyor:
"Yahudiler Gazze’den çekildikten beş yıl sonra durumumuzun daha iyileşeceğini düşünüyordum. Yaşam kalitesinin yükseleceğine, ekonominin büyüyeceğine inanıyordum. Ama tam tersi oldu. Son beş yıldır her konuda gerileme yaşanıyor.”
Başlangıçta oldukça karlı ihracat sözleşmeleri imzalayan Aziz’in hayalleri, Filistin lideri Mahmut Abbas’ın Fetih Hareketi’yle rakibi İslamcı militan örgüt Hamas arasında çatışmaların başlamasıyla suya düştü.
Ardından Gazze kargaşaya sürüklendi. İsrail, Hamas’ın Gazze’nin kontrolünü ele geçirmesi ve bir Yahudi devletinin varlığına karşı çıkan militanların İsrail’in güneyine roket saldırılarını arttırmasıyla bölgeye ambargo uygulamaya başladı. 2007 yılının sonunda roket saldırılarına 22 gün süren misillemeyle yanıt veren İsrail, Gazze’nin sanayi altyapısını yerle bir etti.
İsrail’in saldırısından çok önce, Gazze’de yakıt ithalatı durmuş, dünya pazarlarına ihracat yapmak neredeyse imkansız hale gelmişti.
Elektrik kesintilerinin altı saati bulması nedeniyle Aziz’in atölyesi günün büyük kısmında faaliyet gösteremiyor. Bir zamanlar 70 elemanı olan Aziz şimdi sekiz işçiyi zor tutuyor.
"İster Fetih olsun ister Hamas, bizi yöneten hükümeti sorumlu tutuyorum. İkisi de anlaşmaya varıp bize zarar vermekten vazgeçmeli. Hem kendilerini mahvediyorlar, hem de bizi.”
İsrailliler de çekilmenin uygulanma şekli konusunda kendilerini suçluyor. İsrail, 2000 yılındaki başarısız müzakereler ve kanlı Filistin ayaklanmasından sonra kendi güvenliğini garanti altına almak istiyordu.
İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi eski başkanı Giora Eiland, dönemin başbakanı Ariel Şaron’la, çekilmenin planlanmasından sorumluydu. Eiland şunları söylüyor:
"Filistinlilerle anlaşmaya varmak istedik ancak başarılı olamadık. Savaşmayı denedik, onda da başarı elde edemedik. Bu nedenle başbakan Filistinliler’den ayrılmaya karar verdi. İleri görüşlü olmayan bir kararla, bölgeyi boşaltmaya karar verdik. Çözüm olarak bölgenin etrafına duvar örecek, Filistinliler duvarın arkasında, biz diğer tarafında olacaktık. Ancak bu düşündüğümüz kadar kolay olmadı.”
İsrailli liderler, 2005‘teki çekilmeyi, tek taraflı bir çekilmenin zaaf olarak değerlendirileceği yönünde bir ders olarak algılıyor. Eiland şöyle konuşuyor:
"Eğer İsrail, Filistinlilerle varılacak olası bir barış anlaşması sonucunda Batı Şeria’nın büyük bir bölümünden çekilmek zorunda kalırsa, bölgenin güvenliği konusuna çok büyük önem vermek gerekecek. Yeni boşaltılan bölgede roket ve füze gibi ileri teknoloji ürünü silahların üretilmediğinden emin olmak gerekir.”
İsrail, gelecekte kurulacak Filistin devletinin ordusu olmamasını ve Batı Şeria-Ürdün sınırında İsrail’in varlığının devam etmesini istiyor. Filistin’e göre İsrail’in bu iki şartı, işgalin devamı anlamına geliyor. Gazze’yi kontrol altında tutan Hamas ise müzakerelere katılmıyor.
Aziz Aziz, umudunu, Gazze’de yaşanan trajediden ders alacağını umduğu Batı Şeria’daki Filistinli liderlere bağlamış ve şunları söylüyor:
"İsrail eğer Batı Şeria’dan çekilirse umarım Gazze’de yaşananların aynısı yaşanmaz. Aynı durumun Batı Şeria’da da yaşanması bizi mahveder. Umarım Mahmut Abbas pazarlık yapmayı başarır ve bir anlaşmaya varılır.”
Aziz, herkesin tek isteğinin, güvenlik ve özgürlük içinde yaşamak olduğunu söylüyor.
Bölge Halkı İsrail-Filistin Barış Görüşmelerinden Umutlu
- Luis Ramirez
İsraillilerle Filistinliler liderlerin yaşanan trajedilerden ders alarak barış konusunda ilerleme sağlamasını istiyor