Erişilebilirlik

Sürreal Siyasi Devrim


Katalan ayrılıkçıların İspanya’dan ayrılma iddiası, siyasi devrimler tarihindeki en gerçek dışı ayrılık çabalarının başında yer alabilir.

Molotof kokteyli, barikatlar ya da isyanla özdeşleşen unsurlar yok. Meydan’da ya da Tahrir’de olanlar gibi coğrafi bir karışıklık da yok…

Turistler krizden etkilenmiyor

Ancak Gotik Mahalle’nin dar sokaklarında dolaşan, zengin ve güneşli Barcelona’nın lezzetlerini deneyimleyen turist sürüleri var. Üstelik de turist sayısının yüzde 20 oranında düştüğü bu dönemde bile.

Akdeniz ve Montserrat arasında kalan Barcelona, baharatlı sosis butifarra’dan bir deniz ürünü paellası olan fideuà’ya, balık ve kırmızı etin bir araya geldiği kendine özgü bir mutfağa sahip. Ayrıca kentte dünyanın zenginlerini kendine çeken hareketli bir gece hayatı var. Partiler, kuzey Avrupalıların büyük kısmının yatakta olduğu sabaha karşı saatlerinde son buluyor.

Bir kilometre uzunluğundaki üç şeritli La Rambla caddesi gibi alışveriş cennetleri, siyasi krize sarsıcı bir arka plan oluşturuyor. Olası bir ayrılığın sadece İspanya ve Katalonya için önemli sonuçları olmayacak, başka milliyetçi hareketlerin kıtanın haritasını yeniden şekillendirmesinden ve sınır tartışmalarını alevlendirmesinden korkan bir Avrupa için de sonuçları olacak.

Katalonya’nın ayrılık yanlıları ve Madrid bu hafta içinde birbirlerine karşılıklı tehditler savururken, Katalonya parlamentosu önü canlı yayın kameralarının karşısına kendini atmaya çalışan okul grupları ve yetişkin turistlerle doluydu.

İngiliz bir öğretmen, ergenlik çağındaki öğrencisine bağırdı: “Eleanor, güvcercinleri beslemeyi bırak”

Bir muhabir tarafından öğrencilerinin Katalonya ve Madrid arasında süregelen krizle ilgili görüşlerini belirtmek isteyip istemedikleri sorduğunda ise “Hayır” dedi.

“Bu tür şeylerden uzak duruyoruz” diye ekleyen öğretmen etrafta dolaşmaya başlayan, boş piknik kutularını ortalıkta bırakarak selfie çekmeye koyulan gençlere seslenmeye devam etti “Kızlar nereye gidiyorsunuz?”

Hemen yanında Katalan ilkokul öğrencilerinin oluşturduğu sıralar bir zamanlar askeri cephanelik olan 18’inci yüzyıldan kalma yerel parlamentoya doğru yöneldi.

Ortalık hızla karışabilir

Ayrılıkçılar, bu haftasonu Madrid’in Katalan parlamentosunu kapatma kararını uygulayacak olan ulusal polisin karşısına şiddete karışmayacak protestocularla çıkacaklarını söylüyor. O zaman buralarda piknik yapan gençler ya da ilkokul çocukları kalmayacak. Madrid’in Katalonya’nın yönetimini kendine bağlaması, coğrafi olarak karışıklıklara yol açma riski taşıyor. Madrid’in ağırlığını koyması halinde ortam hızla Tahrir Meydanı’na dönüşebilir.

Ancak şimdilik televizyon ekiplerinin dışında Katalan meclisinin bulunduğu Parc de la Citadella’da tarih yazıldığını gösteren hiçbir işaret yok.

Yabancı basın için de bu kriz hayal kırıklığı oldu. Editörler sahada adam tutarak para ve kaynak harcamak istemiyor, ancak

ne zaman olayların patlak vereceğini de bilemiyorlar.

Böyle sorular Gotik Mahallesi’nde dolaşan turistleri ise etkilemiyor. Onların en büyük ikilemi hangi restoranı seçecekleri. Mahallenin dar yollarında duyulan en büyük ses, bavulların tekerleklerinin kaldırım taşlarında çıkardığı ses.

En büyük bölünme Katalanlar arasında

Ancak tüm bu normallik hissinin arkasında Katalanlar öfkeli ve tetikte. Bağımsızlık krizi Katalan halkını bölmek konusunda gerçekten etkili oldu. Bu bölünme, kimlik ve onur gibi konuların konuşulduğu mutfak masasından itibaren başlıyor.

Barcelona kırsalında yaşayan İngiliz yazar Jaz Allen-Sutton, “Unutulmayacak olan, bu krizin aileler ve arkadaşlar üzerindeki etkisi. Eski dostlar birbirlerine suçlayıcı şekilde parmak uzatmaya başladığında ve aile sofralarında siyaset konuşulması yasaklandığında, politikacıların ne yaptığından bağımsız, bir sorununuz olduğunun farkına varıyorsunuz” diyor.

Uluslararası medya, Katalonya ve İspanya’nın geri kalanı arasındaki ayrılığa odaklanıyor. Ancak Katalanlar arasındaki bölünme de bir o kadar derin.

Krizin ekonomik boyutu kaygı yaratıyor

Birçokları için gerçek korku unsurunu ayrılığın ekonomik boyutu oluşturuyor. Bazı Katalanlar bölgenin bağımsız olmasının birikimleri üzerinde ne etkisi olacağını bilemediklerinden, önlem olarak banka hesaplarını İspanya’nın başka bölgelerindeki banka şubelerine taşıyor. Katalonya’nın ayrılmasının Avrupa Birliği ile de ayrılık getirmesi olasılığı mevcut.

Bir çocuk annesi Alba, “Ayrılıkçılar biz ayrıldıktan sonra her şey çok mutlu ve mükemmel olacak sanıyor, ancak öyle olmayacak. Euro mu kullanacağız, başka bir şey mi? İnsanlar gerçekten korkuyor ve bankalara koşuyorlar. Ben de bankadaki paramız için endişeleniyorum. Yarın sabah uyandığımızda orada olmayabilir” diyor.

Bağımsızlık krizinin diğer bir gerçek dışı boyutu ise ayrılığın ekonomik etkileriyle ilgili yapılan ciddi tartışma sayısının çok az olması. Aniden AB’nin dışında kalma kaygısıyla aralarında büyük bankaların da bulunduğu binden fazla işyeri merkezlerini Katalonya’nın dışına taşıdı bile.

Katalan milliyetçiliğinin yarattığı son krizin 2008-2010 yılları arasında mali kriz yarattığı düşünülürse, olayın ekonomik yönünün az tartışılmasının ne kadar ironik olduğu ortaya çıkıyor. Katalonya zengin olabilir, ancak herkes için değil. Bölgede ciddi tasarruf kesintileri yaşandı ve kaynaklar azalmadan önce bile birçokları çoktan iyi zamanlarını geride bırakmıştı.

İsviçreli gazeteci Raphael Minder, Katalonya’nın isyancı politikası üzerine yazdığı yeni kitabı “The Struggle for Catalonia”da (Katalonya için Mücadele) süregelen Katalan ayrılıkçı krizinin kuşku götürmeyecek şekilde mali krizle de bağlantılı olduğunu söylüyor. Kitapta insanların kaynaklar azaldıkça ulusal onurları aracılığıyla öz saygılarını arttırmaya çalıştıkları ifade ediliyor.

Ancak Katalanların çoğu onurun çöküşe neden olabileceği konusunda kaygılı.

XS
SM
MD
LG