Soruşturmanın iki yıl önce başlatılmasından beri doğruluğu ile ilgili tartışmalar sürüyor. Barış ve Demokrasi Partisi(BDP) milletvekili Ertuğrul Kürkçü, açılan davanın siyasi amaçlı olduğu görüşünde. Davayı, adli mekanizmayı kullanarak BDP’ye acımasız darbe indirme girişimlerinden biri olarak tanımlayan Kürkçü, sanıkların çoğunun şiddetle ilişkisi bulunmayan seçilmiş kişiler, sendika liderleri, etkili politikacılar olduklarını söylüyor.
Davayı eleştirenler tutuklamaların 2009 yerel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Güneydoğu’da büyük oy kaybına uğramasından birkaç hafta sonra başlatılmasına dikkat çekiyor.
Savcılar, BDP üyelerinin PKK’yı desteklemeyi amaçlayan bir terörist komploya katıldıklarını iddia ediyor.
Soruşturma kapsamında 2 bin kişi hapsedilirken davanın çapı ve niteliği Avrupa Birliği’nde kaygı yarattı.
Avrupa Parlamentosu’ndaki Sosyalist grubun Türkiye işleri sözcüsü Richard Howitt, iddianameyi tutarlı bulmuyor. 7 bin 500 sayfalık iddianamenin hiçbir yerinde silah ya da şiddetten söz edilmediğini vurgulayan Howitt, bunun Kürt eylemcilere açılmış bir dizi siyasi davadan biri gibi göründüğünü söylüyor.
Ancak AK Parti BDP’yi, PKK ile ilişkisi olmakla suçluyor, gerekçe olarak isyancıları terörist olarak tanımlamayı reddetmesini gösteriyor. PKK, Amerika ve Avrupa Birliği tarafından terörist örgüt olarak niteleniyor.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, davanın siyasi amaçlı olduğu görüşünü reddediyor, yargının bağımsız olduğunu savunuyor. Tutuklu kişilerin yazıları ya da açıklamaları nedeniyle yargılanmadıklarını belirten Bozkır, örgüte katılarak genç insanları öldüren teröristlere yardım ettiklerini öne sürüyor.
Bozkır, partisinin eğitim ve yayın dahil çeşitli alanlarda Kürtlere daha fazla haklar tanınmasına öncülük ettiğini de savunuyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kürt azınlığın sorunlarına eğilen yeni bir Anayasa hazırlamakta kararlı olduğunu söylüyor.
Ancak siyaset bilimci Cengiz Aktar, devam eden davanın hükümetin bu konudaki çabalarının içtenliğine şüphe düşürdüğü görüşünde. Davanın tümüyle siyasi olduğunu savunan Aktar, hükümetin Kürt sorununu çözme konusunda bir stratejisi olmadığını, sadece taktiklerle oyalandığını, davanın da bu taktiklerden biri olduğunu belirtiyor.
KCK davası, ordu ile PKK arasındaki çatışmaların yoğunlaştığı bir döneme rastlıyor.
BDP milletvekili Kürkçü, mevcut dava ve devam eden tutuklamaların PKK’ya daha fazla üye kazandırmaktan başka işe yaramadığını savunuyor. Bu tür davaların gençlerin dağa çıkıp PKK ‘ya katılma nedenlerinden biri olduğunu belirten Kürkçü, çünkü günlük politikaya girerlerse kendilerini sonunda hapiste bulacaklarını gördüklerini söylüyor.
Ama davanın durdurulacağına ilişkin bir işaret yok. Geçen ay KCK davasında ilk kararlar açıklanırken beş sanığa toplam 57 yıl hapis cezası verildi.