Kıbrıs Adası’ndaki bölünmüş mevcut yapıya barış yoluyla çözüm arayışında toprak nedeniyle tıkanmış müzakerelere 9 Ocak’ta yeniden devam edilmesi kararı alındı ancak son günlerde garantör ülkeler Yunanistan ile Türkiye arasında gerilim artıyor.
BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin davetiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Kıbrıs Cumhuriyeti Lideri Nikos Anastasiadis, dün gece akşam yemeğinde buluştu. BM Kıbrıs Barış Gücü Ofisi’nden yapılan yazılı açıklamada, “Liderler, müzakerecilerine çözümlenemeyen bütün konularda ilerleme sağlamak amacıyla görüşmelere devam etmeleri talimatını verdi. Liderler, 9 Ocak 2017’de Cenevre’de bir araya gelmeyi kararlaştırdılar. Taraflar,11 Ocak 2017’de kendi haritalarını sunacaklar. 12 Ocak’ta da garantör ülkelerin de katılacakları uluslararası konferans toplanacak. Gerekli görülmesi halinde ilgili diğer taraflar da konferansa davet edilecek” denildi.
Bu açıklama sonrasında KKTC Lideri Akıncı, Cumhuriyet Meclisi’nde müzakere sürecine ilişkin parlamenterleri bilgilendirdi. Akıncı, “Temennimiz, Kıbrıs’ta, iki tarafın da mutlu olabileceği, gelecek kuşakların daha huzur ve barış içerisinde yaşayabileceği, hiç kimsenin tehlike içinde olmayacağı ve referandumlarda da gönül huzuruyla iki toplumun da 'Evet' diyebileceği bir sonuç elde etmektir” dedi.
KKTC’de Akıncı’nın göreve gelmesi ardından BM adına Eide’nin ara buluculuğunda 15 Mayıs 2015’te yeniden başlamıştı. Taraflar, 20-21 Kasım’da İsviçre’nin Mont Pelerin kasabasındaki müzakerelerde sonuca ulaşamamıştı.
CHP: "Toprak konusunda endişeliyiz"
Konuya ilgili diplomat kökenli CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz’dan tepki geldi. Yılmaz, müzakere sürecinde anlaşmazlık noktalarını şöyle değerlendirdi:
“Rumlar avantajlı olduğu anda bile sanki birşeyler kaybediyormuş gibi hareket ediyor ve Adaya dönüp süreci ağırdan alarak, pazarlık marjını fazlalaştırarak daha fazla taviz koparıyor.
Toprak konusunda ciddi endişelerimiz var. KKTC görüşmelerde 29,2'ye ineceğini hemen kabul etti. Bu bizce yanlıştı. Garanti ve ittifak anlaşmalarıyla ilgili durum netleşmeden toprak ve diğer konuların sonuçlandırılması doğru bir yol değildi. Ocak ayındaki görüşmelerde ise haritalar değiş tokuş edilecek ve toprak konusunda Rum tarafı alabileceği yerleri alacak. 12 Ocak’taki garanti ve ittifak anlaşmalarını belki de terk edecek. Görüşmelere katılsa bile olumsuzlukla sonuçlanması için elinden gelen her şeyi yapacak ve akılda bu haritalar kalacak.”
Yılmaz, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na mecburi şartlar nedeniyle yola çıkıldığını ve Türk tarafınca bunun kazanıldığını ifade etti.
Yunanistan ile söz atışması sürüyor
Bu arada son günlerde Kıbrıs konusunda garantör ülkeler konumundaki Türkiye ile Yunanistan arasında Kıbrıs başta olmak üzere söz düellosu yaşandığı görülüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın, “Utanmadan, sıkılmadan, Avrupa Birliği toplantılarına Kıbrıs adasının tamamının içinde yer aldığı bayrakla geliyorlar. Bir defa sizin böyle bir bayrağınız olamaz ki. Burada bir KKTC var” sözlerine yanıt gecikmedi.
Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos, “Kuzey Kıbrıs’ta Türk cumhuriyeti yok. Kuzey Kıbrıs’ta istila ve işgal var. Böyle bir devlet mevcudiyeti yok. Hiç kimse buna karşı çıkmıyor. Her kim güçlülerin hukukunun uluslararası hukuktan üstün olduğunu düşünüyorsa yanılıyor. Tehditler sadece bizim ülkemizin değil Avrupa’nın da sorunu” dedi. Ayrıca Anastasiadis de Erdoğan’ın sözlerini ‘kabul edilemez’ olarak niteledi.
Ankara–Atina hattında bir başka gerilim konusu da Lozan Antlaşması. Son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki önemli dönüm noktalarından birisi olan Lozan Antlaşması’nı hedef alan sözleri iç gündemi meşgul ediyordu. Erdoğan, Lozan’da Ege Denizi’nde hak kaybı yaşandığını öne sürüyordu.
Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos, dün yaptığı açıklamada, “provakatif açıklamalar” olarak tanımladığı Erdoğan’ın sözlerine karşılık “Erdoğan Lozan Anlaşmasını feshetmek istiyorsa, o zaman Sevr Anlaşması’na geri dönebiliriz” dedi.
Türk Dışişleri Bakanlığı ise, Yunanistan’a yazılı yanıt verdi ve “Gelişmeleri sağduyulu bir bakış açısıyla değerlendirme ve ifade etme kapasitesinden yoksun olduğunu bildiğimiz Yunanistan Milli Savunma Bakanı’nın 1 Aralık günü sarfettiği Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik ifadelerini kendisine aynen iade ediyoruz” açıklaması yapıldı.