Başkan Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster, Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtladı. McMaster, İran başta olmak üzere, Kuzey Kore, Rusya Pakistan ilgili önemli açıklamalarda bulundu. McMaster, İran’da hükümete karşı devam eden protestoları İran halkının hayal kırıklığını ifade etmesi olarak niteledi.
Başkan Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R.McMaster, Amerika’nın Sesi’ne son gelişmeleri değerlendirdi.
McMaster, İran’da hükümete karşı yapılan protestoları halkın hayal kırıklığını yansıtması olarak niteledi.
“İran halkı hayal kırıklığını yansıtıyor, rejimin kendi halkının ihtiyaçlarını karşılamaktan çok, terörizm ihraç etmeye daha fazla ağırlık vermesinden İran halkı hayal kırıklığı yaşıyor.”
Peki Amerikan yönetimi destek sözleri söylemekten öteye gidecek mi? McMaster seçeneklere bakacaklarını belirtiyor.
“Seçeneklere bakacağız. Ama bence İran halkı adına dünyadan güçlü sesler gelmesi gerekli. Eğer protestoculara sizinleyiz söyleminden fazlasını vermezsek, sonuç 2009’dan farklı olmaz. Protestoculara muhtemelen daha fazla şiddet uygulanmasını beklemeyecek miyiz, tepkimiz aynı olursa nasıl farklı bir sonuç bekleriz?”
McMaster, İran’la Batılı ülkeler arasında 2015’te varılan nükleer anlaşmanın Tahran’ın tavırlarını değiştirmesini sağlamadığına dikkat çekiyor.
“Şimdiden fazlasını yapıyoruz. Son yıllarda biliyorsunuz, bir umut vardı, nükleer anlaşmanın bu rejimin tavrında değişikliğe neden olacağı umudu vardı, şiddetli tavırlarını yumuşatacağı yönünde ve tabii ki bu olmadı. Amerika, müttefikleriyle ve ortaklarıyla birlikte bu şiddet yanlısı ve kötü niyetli İran tavrına yaptırım uyguluyor. Bu rejimin cani kampanyalarına devam etmesi için gerekli kaynaklara ulaşamaması önemli. Elbette diplomasi de önemli ancak yaptırımlar çok daha önemli. İran halkının rejimin doğasından ve onlara davranışlarından duyduğu rahatsızlığı ifade etmesine tanık oluyoruz.”
McMaster, Amerikan halkının ve yönetiminin İran halkına çok büyük saygısı olduğunu da vurguladı.
“Bilinmesi gereken ilk şey, Amerikan halkının ve bu Amerikan yönetiminin İran halkına, İran kültürüne, tarihine, kullanamadığı potansiyeline büyük saygı duyduğu. İranlılar’ın hayallerini gerçekleştirememesi bizi çok üzüyor. Ayrıca İran’ın çok fazla acıya neden olan, terör örgütlerine desteğine, militanların şiddeti yayma tavırlarına karşı çıkmak bize ve bütün dünyaya düşüyor. Bizim duygusal desteğimize, sempatimize sahipler. Bu diktatör rejimden memnuniyetsizliklerini ortaya koydukları için İranlılar’a müteşekkiriz.”
Peki Kuzey Kore konusu. Kuzey Kore’yle yaşanan kriz nasıl çözülebilir? McMaster’a göre top Kuzey Kore’nin sahasında.
“Kuzey Kore rejiminin nükleer silahlanma ve füze peşinde koşma amacının bir sonu olmadığını fark etmesi gerekiyor. Ve bunu savaş olmadan şu anda yapmanın tek yolu ekonomik güçten geçiyor. Bu da çoğunlukla Çin’e dayanıyor. EBu konudaki eğilim çok olumlu yönde. Daha fazla ülke Kuzey Kore’yle ticareti kesiyor. Vietnam örneğin, Filipinler, liste oldukça uzun. Fakat gerçekte herkesin bildiği gibi Çin ekonomik anlamda Kuzey Kore üzerinde en etkili ülke. Çin’in kendi çıkarları doğrultusunda hareket edeceğini umuyoruz. Kendi çıkarlarından daha fazlasını yapmalarını isteyemeyiz.”
McMaster Çin’in de durumun değiştiğinin farkında olduğunu söylüyor.
“Çin, durumun temelden değiştiğinin farkında. Çin, aynı zamanda kendi düşüncelerindeki 3 temel değişikliğin farkına varıyor ve bunları hep birlikte yapmamız gerek. Birinci değişiklik, yarımadanın nükleer silahlardan arındırılması kabul edilebilir tek çözüm. Daha önce dondur, askıya al deniliyordu. Artık bunun yararlı olmadığı fark edildi. Çünkü nükleer programlar çok gelişti. İkincisi Çin bunun Kuzey Kore ve Çin’in de dahil olduğu Kuzey Kore ve dünya arasında bir sorun olduğunu fark etti. Bunun sadece Kuzey Kore ve Amerika arasında bir sorun olduğu konuşuluyordu. Çin, yarımadanın nükleer silahsızlandırılmasının kendi çıkarına olduğunu farketti. Üçüncüsü Çin, durumu çözmek için gerekli ekonomik güce sahip olduğunun farkına vardı.”
Ulusbal Güvenlik Danışmanı McMaster Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımlarının tek başına sorunu çözemeyeceği düşüncesinde.
“Birleşmiş Milletler Kuzey Kore’ye yönelik yaptırım ve daha fazla yaptırım kararı aldı. Bunların dikkatli şekilde uygulanması gerekiyor. Aynı zamanda bütün bu yaptırımların yeterli olmayacağının farkındayız. Kuzey Kore’ye daha fazla baskı uygulanmazsa nükleer silahsızlanmayı düşünmez. Yakıt olmadan füze fırlatamazsınız. Kuzey Kore de tamamen dış petrole bağımlı. Eğer bütün ülkeler daha çok ekonomik yaptırım uygulanması konusunda daha agresif davranırsa savaş dışında seçeneklerle sorun çözümlenebilir.”
McMaster, Kuzey Kore liderinin yarımadanın birleşmesinden yana olmadığına inanıyor.
“Kim Jong Un son konuşmasında kaç defa birleşmeden bahsetti, kafasında nasıl bir birleşme modeli var? Kuzeyin ve başarısız sisteminin egemenliğinde bir birleşme. Önemli olan Kuzey Kore’nin nükleer silahı savunma amaçlı geliştirmediği gerçeği. Ve artık dünya bunu farketti.”
McMaster, Kuzey Kore liderinin Güney Kore’ye zeytin dalı uzatan son konuşmasının da abartılmaması gerektiği görüşünde.
“Bu konuşmanın güven verici olduğunu düşünenler tatilde çok fazla şampanya içmiş demektir. Bence konuşma, amacın ne olduğu konusunda gayet açıktı. Tek amaç, Amerika ve Güney Kore’nin arasını açmak. Tabii ki bu olmayacak. Onun provokatif hareketleri müttefiklerimizle bizi daha da yakınlaştırıyor.”
Eğer Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımlar bir yarar sağlamazsa, o zaman ne olacak? McMaster Başkan Trump’a bir dizi seçenek sunacaklarını söylüyor.
“Yapmamız gereken Başkan’a bir dizi seçenek sunmak. Bunlara askeri seçenek de dahil. Ve bu bir sır değil. Bu seçenekleri geliştirirken müttefiklerimizle yakından çalışacağız. Eğer yarımadayı Kuzey Kore’nin işbirliği olmadan nükleer silahlardan arındırmak zorunda kalırsak bu seçenekleri, değerlendirmelerimizi, riskleri ve sonuçları karar için Başkan’a sunacağız.”
Son yıllarda iyi gitmeyen Amerika-Pakistan ilişkileri Trump’ın başkan olmasından buyana iyice gerilmiş durumda. Özellikle Trump’ın Pakistan’la ilgili olarak attığı son suçlayıcı tweetler Pakistan’da büyük tepkiye neden oldu. McMaster söz konusu çok açık olduğunu söylüyor.
“Başkan hayal kırıklığı içinde. Pakistan’la ortak olabilmeye değer veriyor. Ama Pakistan’ın bu gruplara desteği yüzünden hayal kırıklığı yaşıyor. Pakistan, teröristler ve direniş gruplarına karşı seçici bir politika izliyor, bazılarına karşı mücadele ederken, diğerlerini dış politikası için bir silah olarak kullanıyor.”
McMaster’a göre Başkan’ınki, Pakistan’a ikili ilişkilerin çelişkilerle devam edemeyeceği yönünde bir mesaj.
Peki McMaster Başkan Donald Trump’ın uluslararası alanda çok tartışılan dış politikasını nasıl buluyor? McMaster buna ‘prensipli gerçekçilik’ yanıtı veriyor.
“Bu politikayla ilgili ayrıntıları Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde okuyabilirsiniz. Başkan’ın yaptığı, temel varsayımlara karşı çıkmak. Her zaman ‘neden bunu böyle yapmak zorundayız’ diye soruyor. Biz ona varsayımları anlatınca geçen yıl bazı akıllıca kararlar aldı ve bu kararlardan bazıları gerçekten çok önemliydi.”
McMaster Rusya’nın 2016 seçimlerine müdahale ettiği iddialarıyla ilgili olaraksa kesin konuşuyor. McMaster’a göre bununla mücadele için bir yol bulunmalı.
“Yapmamız gereken bu çok karmaşık stratejiyle mücadele etmek için bir yol bulmak. Rusya’nın sahip olduğu bu yeni tür tehdit birçok açıdan mükemmelleştirildi ve dezenformasyon ve propaganda için kullanılıyor. Sosyal medya araçları toplumları kutuplaştırıyor ve toplumlar birbirlerine karşı bileniyor. Bunu ulusal güvenlik stratejisinde işledik ve ne kadar önemli olduğunu konuştuk. Her zaman bizi bölen unsurları konuştuğumuzda bizi birleştiren unsurları da konuşmalıyız. Değerlerimize ortak bir taahhüt içindeyiz, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve demokrasimize değer veriyoruz.”
McMaster, Rusya’nın Avrupa’daki seçimlerde de etkin olduğunu hatırlatıyor.
McMaster, Rusya’nın seçimlere müdahale etmediği yönündeki açıklamalarını gerçekçi bulmuyor.
“Bence Rusya makul inkardan mantıksız bir inkara yöneldi. Bunlar, o uçağı vuran ve herkesi öldüren biz değildik, Kırım’da ve doğu Ukrayna’da askerimiz yok diyen aynı insanlar. Artık inandırıcılığı yok. Rusya’nın, ‘halkını kimyasal silahlarla öldüren Suriye rejimine koruma sağlamıyoruz’ demesi artık inandırıcı değil.”
McMaster ayrıca, Rusya’nın İran’a yardım ettiği için ağır bir bedel ödeyeceği düşüncesinde.
“Ortadoğu’da İran’a yardım etmek nasıl Rusya’nın çıkarına olabilir. Bunun için ağır bir bedel ödeyecekler. Arap ülkeleri Rusya’nın ne yaptığının farkına varmalı ve Rusya da bunun bedelini ödemeli. Rusya İran’a koruma ve destek sağlamamalı. Sadece İran terörist örgüt Hizbullah’a destek vermiyor, Esat’ın yanında savaşan bütün yasadışı silahlı grupların yüzde 80’ine de destek veriyor. Rusya Yemen’de de çeteleri uzun menzilli füzelerle silahlandırıyor. Rusya’ya gerçekten soruyorum, İran rejimine yardım etmek ve onunla suç ortaklığı yapmak, nasıl sizin çıkarınıza olabilir?”
Başkan Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster, bu politikaların Rusya’nın çıkarlarına zarar vereceğini savunuyor.