KAHİRE —
Mısır basın yayın organları hep bir ağızdan askeri hükümete destek veriyor. Basın özgürlüğünü savunan örgütler, basının baskı altında olduğunu öne sürerken, kimileri, tek taraflı yayınların Mısır’ın terörle mücadelede elde edeceği başarının tek yolu olduğunu savunuyor.
Mısır devlet televizyonu, ülkenin savaş içinde olduğunu sürekli vurgulayan yayınlar yapıyor. Basın, adeta ülkenin en kanlı savaş alanı.
İslamcı cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Temmuz ayında devrilmesinden sonra Mursi yanlısı kanallar kapatıldı. Birçok gazeteci tutuklandı.
Basın özgürlüğü örgütleri, orduya övgü yağdırmayan medya çalışanlarına yönelik düşmanca tavrı kınıyor. Ancak uzun zamandır ifade özgürlüğüni savunan bazı gruplar, bunun gerekli olduğu kanısında.
Sait Sadık Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nde profesör. Sadık, “Tarihin bazı dönemlerinde insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü ne yazık ki bir süreliğine devre dışı kalır. Bu, siyasi bir gerçekliktir, siyasi bir yanılsama değil,” diyor.
Sadık gibi birçokları için ulusal güvenlik, tehdit altında. Ordunun basına yaranma çabaları, askeri darbe öncesine dayanıyor. Rassd haber ajansının YouTube kanalında yayınlanan bir video, Genelkurmay Başkanı General Abdül Fettah El Sissi’nin basında söz sahibi kişileri etkilemenin yollarını gündeme getirdiğini gösteriyor: “Basında önemli yeri olan kişileri etkilemeye çalışıyoruz ve iyi sonuçlar alıyoruz, ancak henüz istediğimiz noktaya gelemedik.”
Ordunun zor kullandığına dikkat çekenler olsa da tek sesliliği savunanlar da göze çarpıyor. Siyasi sosyolog Sait Sadık, yabancı basının Müslüman Kardeşleri’i ve bu örgütün düzenlediği protestoları savunmasının sorun yarattığı görüşünde: “Kahire’ye gelen bazı gazeteciler olayı romantikleştirip protestoların insan hakları için yapıldığını iddia ediyor.”
Profesöre göre yabancı gazeteciler, İslamcı medyanın nefret dolu söylemini dikkate almıyor.
Basının ordu yanlısı yayın yapmasının ve basın özgürlüğünün kısıtlanmasının nedeni ne olursa olsun, tehlikeler açıkça görülüyor. Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nden Profesör Christian Donath’a göre Müslüman Kardeşler’i kötülemenin kısa vadeli yararları olsa da bu, gelecekte sorun çıkarabilir: “Basının kullandığı dil, gelecekte Müslüman Kardeşler ve destekçileriyle müzakerelerde bulunmayı daha da zorlaştırabilir. Mısır’da hükümetin çağrısını yaptığı ve halkın istediği gibi bir istikrarı uzlaşma olmadan sağlamak çok zor görünüyor. “
Basın mensuplarının tutuklanmamak için sadece ordu yanlısı yayın yaptıkları bir ortamda dengeli bir yayıncılık anlayışı gelişmesinin çok uzun süre gerçekleşemeyeceği anlaşılıyor.
Mısır devlet televizyonu, ülkenin savaş içinde olduğunu sürekli vurgulayan yayınlar yapıyor. Basın, adeta ülkenin en kanlı savaş alanı.
İslamcı cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Temmuz ayında devrilmesinden sonra Mursi yanlısı kanallar kapatıldı. Birçok gazeteci tutuklandı.
Basın özgürlüğü örgütleri, orduya övgü yağdırmayan medya çalışanlarına yönelik düşmanca tavrı kınıyor. Ancak uzun zamandır ifade özgürlüğüni savunan bazı gruplar, bunun gerekli olduğu kanısında.
Sait Sadık Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nde profesör. Sadık, “Tarihin bazı dönemlerinde insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü ne yazık ki bir süreliğine devre dışı kalır. Bu, siyasi bir gerçekliktir, siyasi bir yanılsama değil,” diyor.
Sadık gibi birçokları için ulusal güvenlik, tehdit altında. Ordunun basına yaranma çabaları, askeri darbe öncesine dayanıyor. Rassd haber ajansının YouTube kanalında yayınlanan bir video, Genelkurmay Başkanı General Abdül Fettah El Sissi’nin basında söz sahibi kişileri etkilemenin yollarını gündeme getirdiğini gösteriyor: “Basında önemli yeri olan kişileri etkilemeye çalışıyoruz ve iyi sonuçlar alıyoruz, ancak henüz istediğimiz noktaya gelemedik.”
Ordunun zor kullandığına dikkat çekenler olsa da tek sesliliği savunanlar da göze çarpıyor. Siyasi sosyolog Sait Sadık, yabancı basının Müslüman Kardeşleri’i ve bu örgütün düzenlediği protestoları savunmasının sorun yarattığı görüşünde: “Kahire’ye gelen bazı gazeteciler olayı romantikleştirip protestoların insan hakları için yapıldığını iddia ediyor.”
Profesöre göre yabancı gazeteciler, İslamcı medyanın nefret dolu söylemini dikkate almıyor.
Basının ordu yanlısı yayın yapmasının ve basın özgürlüğünün kısıtlanmasının nedeni ne olursa olsun, tehlikeler açıkça görülüyor. Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nden Profesör Christian Donath’a göre Müslüman Kardeşler’i kötülemenin kısa vadeli yararları olsa da bu, gelecekte sorun çıkarabilir: “Basının kullandığı dil, gelecekte Müslüman Kardeşler ve destekçileriyle müzakerelerde bulunmayı daha da zorlaştırabilir. Mısır’da hükümetin çağrısını yaptığı ve halkın istediği gibi bir istikrarı uzlaşma olmadan sağlamak çok zor görünüyor. “
Basın mensuplarının tutuklanmamak için sadece ordu yanlısı yayın yaptıkları bir ortamda dengeli bir yayıncılık anlayışı gelişmesinin çok uzun süre gerçekleşemeyeceği anlaşılıyor.
