Mısır halkı ilk kez cumhurbaşkanlarını kendi iradeleriyle seçmek için sandık başına gitti. Mısır’da devrim sonrası geçiş döneminin bu önemli adımı tüm dünyada ilgiyle izleniyor.
Mısırlılar yeni cumhurbaşkanı için oy kullanırken tarihlerinde ilk kez kimin kazanacağını bilmiyorlar.
Seçmen Noha Kemal nihayet oyunun bir değeri olduğunu bilmekten memnun:
“Evet, ilk kez istediğimizi seçebiliyoruz. Son 30 yılda önümüze sadece “cumhurbaşkanı görevde kalsın mı, kalmasın mı? “ diye soran anketler kondu. Bu yüzden sandığa gitmedim.”
Hüsnü Mübarek’in seçilmesinin kesin olduğu 30 yıllık dönemden sonra cumhurbaşkanlığı için 12 aday yarışıyor.
Kamuoyu yoklamaları dört adayın önde gittiğini gösteriyor: Bunlar Müslüman Kardeşler’in adayı Muhammed Mursi, bağımsız islamcı aday Abdül Muneyim Abül Fotuh ve eski yönetimin iki üyesi, kıdemli diplomat Emir Musa’yla eski hava kuvvetleri komutanı Ahmed Şefik. Diğer adaylardan sosyalist Mamdin Sabahi de anketlerde yükseliyor.
Seçim kampanyasında dinin rolü çok konuşuldu. Ancak Kahire Üniversitesi öğrencilerinden Huveyda Mecdi buna karşı çıkıyor:
“Ben de Müslümanım. Ama politikaya ağırlık veriyorum, dine değil. Din, herkesin kişisel özgürlüğüdür. Ama Mısır’da politikacıları din yoluyla değerlendirmek yanlış olur.”
Mısır’da çöken ekonomi, süregelen istikrarsızlık, devam eden protestolar, polis baskısı, asayişsizlik gibi başka önemli sorunlar var.
Celal gibi seçmenler için geçiş dönemi çok zor oldu:
“Artık yorulduk. Un karaborsada satılıyor. Korkular azaldı. Mısır halkının birlik içinde olmasını istiyoruz.”
Bazıları da son ayaklanma ve yıllırdır süren devlet baskısının Mısır halkını hazırlıksız yakalamasından kaygı duyuyor. Bu seçmenlerden biri de Sadi Zeki:
“Adayların programlarına bakarak “Tamam, bu adaya oy vereceğim”diyorsunuz. Sonra bir başkasını görüyor ve ”Buna oy vermeliyim” diye düşünüyorsunuz. Adaylara güvenimiz yok. Kendimize bile güvenemiyoruz.”
Ancak İnsan Hakları Gözlem örgütü görevlilerinden Heba Murayef, halkın gelecek ay ikinci turu yapılacak olan seçimlerin sonucuna güvenmesinin daha önemli olduğu görüşünde:
“Bu seçimlere bir anayasa olmadan giriyoruz. Mısır halkının güveneceği bir adli sistem olmalı. İstenilen aday olmasa bile halk tarafından meşru görülen bir cumhurbaşkanı olmalı.”
Murayef, seçimlerde bazı usulsüzlükler olsa bile geçmişteki gibi büyük çapta oy çalınma olayları yaşanmayacağına inanıyor.
Kahire’nin güneyindeki bir sandıkta kendisini sadece Mısırlı bir seçmen olarak tanıtan bir kadın seçimin mükemmel olmadığını kabul ediyor:
"Kusurlu da olsa seçim yapılması harika. Ama bu seçimin Mısır halkının gerçek arzusunu temsil edeceğini sanmıyorum."
Yine de Mısırlı seçmenlerde, bunun bir “ilk adım, uzun bir yolda atılmış bir ilk adım” olduğu görüşü yaygın.