2009 yılında New York sakinlerinin yüzde 6’sı, konutlarının tahtakurusu istilasına uğradığını bildirmişti. Kentteki bin okulda da tahtakurusu sorunu var. Ancak New York, tahtakurusu tehdidi altındaki tek kent değil. Uzmanlar, doğudan batıya tüm ülkede yeniden kendini gösteren tahtakurularının böcek ilaçlarına dirençli hale geldiğini ve kökünün kazınmasının çok daha zor olacağını söylüyor.
Tahtakuruları New York’un en iyi otel, giyim mağazaları ve tiyatrolarında, Lincoln Merkezi, Empire State binası ve Birleşmiş Milletler’de görüldü. Geçen yıl binden fazla okulda da rastlanan tahtakurularının sayısı bir önceki yıla göre yüzde 88 oranında arttı. Dünya medyası tahtakurusu sorunuyla yakından ilgili. Örneğin ”Next Media” adlı Tayvan yapımı bir animasyon film, New York’un dev tahtakurularının istilasına uğradını anlatıyor.
Ancak sorunu yaşayanlar için bu hiç de komik değil. Christine Drabicki, dünya liderlerinin konakladığı lüks Waldorf Astoria oteli aleyhinde dava açan üç kişiden biri. Geçen Mayıs’ta otelde kalırken tahtakurularının kollarını ısırdığını ve allerjik reaksiyona yolaçtığını söyleyen Drabicki, Michigan’a evine dönerken tahtakurularını da taşıdığını ve iki kızının da ısırıldığını iddia ediyor: ”Tahtakuruları bizi mahvetti. Birşeyin saldırısına uğruyorduk ve ne olduğunu tam olarak anlayamıyorduk.”
Haftalarca ailesiyle annesinin yanında kalan Drabicki, evini tahtakurularından kurtarmak için binlerce dolar harcamış. Açılan davalar hakkında bilgi vermeyen Waldorf Astoria yönetiminden gelen yazılı açıklamada, otelin denetimden geçtiği bildiriliyor.
Entomolojist (böcek bilimci) Lou Sorkin New York'taki Amerikan Doğal Tarih Müzesi'nde uzman. Sorkin şunları söylüyor: ”Bazı tıp uzmanları hastalık yaymadığı gerekçesiyle tahtakurularını insan sağlığını doğrudan tehdit eden bir unsur olarak kabul etmiyor.”
Böcek bilimci Sorkin sorunun çok can sıkıcı olduğunu kabul ediyor: ”Tahtakuruları insanları fiziksel olarak etkiliyor. Kimileri şiddetli kaşıntı ve kaşımanın yol açtığı iltihaplanma nedeniyle cilt hastalıkları uzmanlarına başvurmak zorunda kalıyor.”
Sorkin işi gereği tahtakurularıyla temas halinde. Kolleksiyonunun hayatta kalabilmesi için tahtakurularının el ve kollarından kanını emerek beslenmesine izin veriyor.
Sorkin artık yasak olan DDT sayesinde 1940 ve 50’li yıllarda Amerika’daki evlerin tahtakurularından tamamen arındırıldığını söylüyor. Ancak kimyasal maddeler, direnç kazanan bu böceklere karşı artık etkili değil. Günümüzde yüksek ısı ya da dondurma yöntemi, duvar, yatak ya da mobilyaların içinde bir yıl boyunca beslenmeden yaşayabilen tahtakurularına karşı en etkili yöntemler.
Uzmanlar eğitimli köpeklerin tahtakurularının varlığını erken safhada tespit etmede güvenilir olduğunu söylüyor. Köpekler tek bir tahtakurusunun bile kokusunu alabiliyor.
Ancak New York ve diğer kentlerde bu hizmetlerden sadece zenginler yararlanıyor. Manhattan Belediye Başkanı Scott Stringer, böcek ilaçlama programlarının kesilmesinin hata olduğu görüşünde: ”Çok sayıda New Yorklu tahtakurularını hayatlarından çıkarabilmek için yeterli paraya sahip değil. Şimdi dikkatli davranmazsak tahtakuruları savaşı kazanacak.”
Lou Sorkin gibi uzmanlar seyahatler sayesinde tahtakurularının kaşıntı ve psikolojik rahatsızlığa neden olmaya devam edeceğini söylüyor. Ancak tahtakurularının varlığını erken aşamada tespit etmek için üretilen elektronik cihazların kısa süre içinde piyasaya sürülmesi bekleniyor.