Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, bu gece yarısı yayınlanan cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle görevden alındı. Uysal’ın yerine daha önce Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım hükümetlerinde maliye bakanlığı görevini üstlenen Naci Ağbal atandı.
2001 yılından beri görev yapan tüm Merkez Bankası başkanları, -Süreyya Serdengeçti, Osman Durmuş, Erdem Başçı, Murat Çetinkaya ve Murat Uysal- üç yılla yirmi bir yıl arasında görev yaptıktan sonra başkanlık görevine getirilmişti. 19 yıldır ilk kez dışarıdan bir isim guvernör oldu.
Prof. Karatepe: ‘‘Siyasi fatura ödenmek istenmeyince fatura bir bürokrata kesildi’’
Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Yalçın Karatepe, döviz kurunun bir türlü dizginlenememesinin faturasının zaten iktidarın ekonomi politikalarını uygulayan Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’a ödetildiğini söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Karatepe, ‘‘Türk lirasının değer kaybı bir türlü durdurulamıyor. Ancak bu hamlenin çözüm üretmesini beklemek mümkün değil. Çünkü bildiğiniz gibi bir önceki Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, ‘bizim sözümüzü dinlemiyor’ diye değiştirilmiş ve yerine getirilen Murat Uysal da iktidar politikalarına uyumlu başkanlık yapmıştı. Ancak o politikalar sonucu kurdaki yükselme dizginlemeyince bir sorumlu bulmak gerekti. Siyasi fatura ödenmek istemeyince de fatura bir bürokrata kesildi’’ dedi.
Murat Uysal’ın görev yaptığı 16 ayda Merkez Bankası sekiz kez faiz indirimi yaptı, bir kez faiz artışı kararı verdi
5 yıl Halkbank’ta hazineden sorumlu genel müdür yardımcılığı görevine atandıktan sonra Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevine atanan Murat Uysal, 6 Temmuz 2019’da guvernörlük makamına getirildikten sonra on aylık görev süresinde faiz oranlarını dokuz kez düşürdü ve bir kez yükseltti.
Göreve geldikten 19 gün sonra düzenlenen ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi olarak bilinen bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 24’ten yüzde 19,75’e indiren Uysal, 2020 yılının Mayıs ayına kadar yapılan sekiz toplantıda indirime giderek faiz oranını yüzde 8,25’e kadar düşürdü. Mayıs ayı ile Ağustos ayı arasında faiz oranını yüzde 8,25’te tuttuktan sonra Eylül ayı PPK toplantısında piyasa bir puan artış beklerken iki puanlık artışa gidilirken, Ekim ayında ise piyasa iki puan artış beklerken bu kez 10,25 oranında sabit tutma kararı verildi.
Murat Uysal ‘‘Kur hedefimiz yok’’ demişti
Uysal göreve başladığında 5,61 olan dolar kuru, 22 Ekim’deki Merkez Bankası PPK toplantısı öncesi 7,85 iken faiz kararına gidilmesinden sonra yeniden yükselişe geçti ve alınan sıkılaştırma tedbirlerine rağmen Cuma günü 8,51’i ulaştı.
28 Ekim’de enflasyon raporu toplantısında konuşan eski Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, ‘‘Kur hedefimiz yok’’ demişti.
Prof. Karatepe: ‘‘Türkiye’de bürokrat değiştirerek ekonomiye düze çıkarmak mümkün değil’’
Görevden alınmanın ana sebebi olarak kur artışının engellenememesini gören Profesör Yalçın Karatepe’ye göre, Naci Ağbal’ın yönetiminde de de farklı sonuçlar elde edilmesi pek mümkün değil.
‘‘Daha önce maliye bakanlığı yapan Naci Ağbal, bu göreve atanmadan önce Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı idi. O da ancak Cumhurbaşkanı ve ekonomi yönetiminin çizeceği çerçevede hareket edecektir. Çatışmacı ve özerk bir başkanlık portresi çizemez. Çünkü bunu yaparsa o da diğerleri gibi bir cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle görevden alınacaktır. Peki şimdi ne yapılabilir? Şok bir faiz artışı olabilir mi? 200-300 baz puanlık artış piyasadaki oynaklığı gidermez, beklentileri karşılamaz. Daha ötesi de şu tabloda pek ihtimal dahilinde değil. Türkiye’de bürokrat değiştirerek ekonomiye düze çıkarmak mümkün değil. Çok ciddi reformlara ihtiyaç var ve bunların yapılmasını bir iktidar değişikliği olmadan ekonominin rayına girmesini beklemem’’ dedi.
