Dünya nüfusunun sürekli artması ve artan gıda talebi, insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından birisi olan beslenme sorununu da beraberinde getiriyor. Nüfusun %2’sini kapsayan şehirler, kaynakların %75’ini tüketiyor.
Bugün tüm dünya, bu artan nüfusun artan gıda talebini mevcut kaynaklarla nasıl karşılayacağına ve tarım faaliyetlerinin çevreyle nasıl uyumlu hale getirilebileceğine, diğer bir deyişle çevreye zarar vermeden nasıl sağlıklı ve kaliteli gıda üretebileceklerine kafa yoruyor.
İşte, dünyanın tüm büyük kentlerinde, artan şehirleşme ve azalan yeşil alan sorununa çözüm bulmak için şehir tarımına geçiliyor. Giderek artan şehir tarımı sayesinde hem kentliler toprağa ve yeşile dokunuyor, hem de kaliteli sebze ve meyve üretme şansını yakalıyor.
Amerika, Kanada, Avrupa ülkeleri ve Japonya başta olmak üzere dünya kentlerinde çatı bahçeleri ve seraları kurulurken, boş bina ve depolar da dikey çiftlikler olarak değerlendirilmeye başlandı. LED lambalarının ışığında biyoüretim gibi teknolojik olanakların katkısıyla da şehirlerde giderek daha geniş alanlarda bahçeler kuruluyor.
Paris de bu trendi izleyen başkentler arasına katıldı. Paris'in ünlü Bastille Opera binasının 2 bin 500 metrekarelik çatısında kurulan bahçenin açılışını Belediye Başkanı Anne Hidalgo yaptı. Opera Müdürü Stephane Lissner ile açılığı yapan Hidalgo, bundan birkaç yıl önce "Paris çatılarında tarım yapacağız" dediklerinde herkesin kendileriyle alay ettiğini, ancak sonunda oldukça önemli bir kentsel dönüşüme imza attıklarını söyledi:
"Şehir tarımı yapacağımızı söylediğimizde, bizimle dalga geçtiler. 'Yine mi Paris'in boboları, küçük bir bahçede bahçecilik oynayacaklar! Parisliler, sütün inekten değil, süt kutusundan geldiğini sanıyor hala’ diye alay ettiler. Ama gördüğünüz gibi burada 2 bin 500 metrekarelik çatısında önemli bir kent bahçesi oluşturduk. dedi. Üstelik Bastille Operası'nın gücüyle bu proje daha da güçlendi. Şu anda dünyanın en güzel çatılarından birisindeyiz. Bu proje bütün Paris'e yayılmaya başladı bile. Parislilere daha temiz hava, daha kaliteli gıda sunacağız."
Açılış töreninde Amerika'nın Sesi'nin sorularını da yanıtlayan Hidalgo, çatı bahçeciliğinin dünyanın bütün başkentlerinde yayıldığını belirterek, "Şehirlerde yeni adımlar atılıyor. Paris'te kendi bahçesini ekecek, mutlaka bu çaba başka kentlere de örnek olacaktır. Paris’te hep birlikte ve kaliteli bir hayat yaratmak için çalışıyoruz. Bunda dinamik, yeniliklere açık Parisliler'in de rolü çok. Bizi hep daha ileri gitmek için itiyor, motive ediyor" dedi.
Bu akımın önce Detroit kentinde başladığını kaydeden Hidalgo, "Ama dünyanın tüm büyük kentlerinde böyle bir akım var artık. New York başta olmak üzere, pek çok belediye bu akımı destekliyor. Çünkü bu alanların yeniden ve akıllıca kullanımını sağlıyor. 2006'dan bu yana aldığımız bir kararla, tüm Paris'teki park ve bahçelerde sağlığa aykırı ürünlerin kullanımını yasakladık. Yani temiz bir altyapı hazırladık. Üstelik bu yeni tarım biçimi çok sayıda yeni iş alanı yaratıyor. Bu ayrıca küresel ısınma ve iklim sorunlarına karşı mücadele yöntemlerinden de birisi" dedi.
Opera çatısından sanatçılara ve mahalle sakinlerine ünlü İtalyan barok müziği bestecisi Antonio Vivaldi'nin eseri "4 Mevsim" den esinlenerek, "4 Mevsim Opera" adını alan proje, dev "Parisculteurs" (Paris-tarım) planının bir parçası. Topager adlı, kent tarımı konusunda uzmanlaşan bir şirketin oluşturduğu çatı bahçesinin ürünleri Opera çalışanları, mahalledeki lokantacılar ve mahalle sakinlerine dağıtılacak.
Opera binasının çatısında, Bastille Operası'ndan yükselen muhteşem müzik eşliğinde her yıl, 5,5 ton kabak, patlıcan, soğan ve aromalı otlar, domates, biber, fasulye ekilecek. Çatı bahçesinde üretilen biyo-ürünlerin sepeti 10 Euro'dan rezervasyon usulüyle satılacak.
Paris Belediyesi'nin 2016 yılında lanse ettiği "parisculteurs" projesi bugün 65 sitede uygulanıyor. Proje sayesinde, 2020 yılında Paris'teki çatı tarımı, bina yüzü ve duvar yeşillendirme alanı 100 hektar'a ulaşacak.
