PKK kurucularından Sakine Cansız, Brüksel merkezli Kürdistan Ulusal Kongresi Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in dün Paris’te öldürülmesi hem yetkili ağızlardan hem de bazı uzmanlar tarafından teröre son verme amacıyla başlatılan “İmralı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili değerlendirmesini Senegal’de bulunduğu sırada yaptı. Erdoğan, “Olayın önce aydınlanmasını beklemek lazım, hemen bir yorumun içerisine girmek yanlış olur. Bu, bir iç hesaplaşma olabilir, bunun yanında şu anda teröre karşı bizim vermiş olduğumuz bir mücadele var, mesafe almak istiyoruz. Bunu arzu etmeyenler de var, bunlar tarafından da böyle bir provokatif çaplı bir girişim de olabilir,” dedi.
Ruşen Çakır: “Saldırının bu kadar çabuk ve çarpıcı olması şaşırtıcı oldu”
Başbakan’ın bu görüşüne Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır da katılıyor. Çakır, “Bunun şaşırtıcı olduğunu düşünmüyorum, çünkü bu yeni başlayan İmralı sürecinde komploya, provokasyonlara maruz kalacağımız ilk günden beri biliniyordu. Ama bu kadar etkili, bu kadar etken, bu kadar çarpıcı bir saldırı şaşırtıcı oldu. Bunun failleri kim olursa olsun, amacının yeni başlatılan süreci baltalamak olduğu çok açık şekilde ortada,” görüşünü savunuyor.
Komplocular kimler olabilir ?
Ruşen Çakır, “Bu tür bir komplonun tarafları kimler olabilir?” sorusuna ise şu yanıtı veriyor: “ PKK ve Kürt sorunlarının çözümünü istemeyen, bunun kendi çıkarlarına zarar verebileceğini düşünen kim varsa - içerde ve dışarda - herkes olabilir.” Çakır devamla, “Türkiye bu sorunu çözerse bölgesinde hatta dünya genelinde çok iddialı bir ülke olacak; bu sorun çözülürse önü çok daha açık olacak. İşte bundan rahatsız olan komşu bir ülke de, Türkiye ile sınırları olmayan ülkeler de, devlet veya ülke içindeki farklı odaklar da cinayetlerden sorumlu olabilir,” diyor.
“Serinkanlılık şart”
Ruşen Çakır işlenen cinayetler nedeniyle İmralı sürecinin olumsuz etkilenebileceğini de söylüyor.
Çakır, PKK’nın önemli iki ismini hedef alan saldırının Kürt hareketi için ciddi bir darbe olduğunu bu yüzden de şok etkisi yarattığını söylüyor. Gazeteci Çakır, “Bunun verdiği bir öfke var, burada eğer insanlar, saldırının amacını iyi analiz edip kavrayabilirlerse serinkanlı kalabilirler, umarım öfkeyle fevri hareketler olmaz,” diyor. Ancak Çakır, bu tür fevri tepkiler olabileceğinden kaygı duyduğu gibi benzeri saldırıların da devam edebileceği endişesini de taşıyor. Çakır bu konudaki görüşlerini şöyle ifade ediyor: “Bu sefer başka yerlerde, başka saldırılar, PKK’ya atfedilen saldırılar olabilir, bunu bekliyoruz.”
“Öcalan’ın açıklamasını beklemek gerek”
Çakır, İmralı’dan gelecek açıklamanın ise serinkanlılığın korunması anlamında önemli olduğunu dile getiriyor: “İmralı’dan gelecek açıklama önemli olacak. Ben Öcalan’ın bir açıklamayla bunun bir provokasyon olduğunu söylemesini bekliyorum. Bu şekilde kendi taraftarlarını sakin olmaya çağıracaktır.”
Ruşen Çakır, hükümetin de bu yönde hareket etmesi gerektiğini kaydediyor.
Çakır, “İster basından ister başka çevrelerden olsun Suret-i Hak’tan görünüp bunu bir intikam çağrısına dönüştürmek isteyenler olabilir, işte bunlara karşı serinkanlı kalmak gerekir,” uyarısında da bulunuyor.
sürecini” baltalama girişimi olarak değerlendirildi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili değerlendirmesini Senegal’de bulunduğu sırada yaptı. Erdoğan, “Olayın önce aydınlanmasını beklemek lazım, hemen bir yorumun içerisine girmek yanlış olur. Bu, bir iç hesaplaşma olabilir, bunun yanında şu anda teröre karşı bizim vermiş olduğumuz bir mücadele var, mesafe almak istiyoruz. Bunu arzu etmeyenler de var, bunlar tarafından da böyle bir provokatif çaplı bir girişim de olabilir,” dedi.
Ruşen Çakır: “Saldırının bu kadar çabuk ve çarpıcı olması şaşırtıcı oldu”
Başbakan’ın bu görüşüne Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır da katılıyor. Çakır, “Bunun şaşırtıcı olduğunu düşünmüyorum, çünkü bu yeni başlayan İmralı sürecinde komploya, provokasyonlara maruz kalacağımız ilk günden beri biliniyordu. Ama bu kadar etkili, bu kadar etken, bu kadar çarpıcı bir saldırı şaşırtıcı oldu. Bunun failleri kim olursa olsun, amacının yeni başlatılan süreci baltalamak olduğu çok açık şekilde ortada,” görüşünü savunuyor.
Komplocular kimler olabilir ?
Ruşen Çakır, “Bu tür bir komplonun tarafları kimler olabilir?” sorusuna ise şu yanıtı veriyor: “ PKK ve Kürt sorunlarının çözümünü istemeyen, bunun kendi çıkarlarına zarar verebileceğini düşünen kim varsa - içerde ve dışarda - herkes olabilir.” Çakır devamla, “Türkiye bu sorunu çözerse bölgesinde hatta dünya genelinde çok iddialı bir ülke olacak; bu sorun çözülürse önü çok daha açık olacak. İşte bundan rahatsız olan komşu bir ülke de, Türkiye ile sınırları olmayan ülkeler de, devlet veya ülke içindeki farklı odaklar da cinayetlerden sorumlu olabilir,” diyor.
“Serinkanlılık şart”
Ruşen Çakır işlenen cinayetler nedeniyle İmralı sürecinin olumsuz etkilenebileceğini de söylüyor.
Çakır, PKK’nın önemli iki ismini hedef alan saldırının Kürt hareketi için ciddi bir darbe olduğunu bu yüzden de şok etkisi yarattığını söylüyor. Gazeteci Çakır, “Bunun verdiği bir öfke var, burada eğer insanlar, saldırının amacını iyi analiz edip kavrayabilirlerse serinkanlı kalabilirler, umarım öfkeyle fevri hareketler olmaz,” diyor. Ancak Çakır, bu tür fevri tepkiler olabileceğinden kaygı duyduğu gibi benzeri saldırıların da devam edebileceği endişesini de taşıyor. Çakır bu konudaki görüşlerini şöyle ifade ediyor: “Bu sefer başka yerlerde, başka saldırılar, PKK’ya atfedilen saldırılar olabilir, bunu bekliyoruz.”
“Öcalan’ın açıklamasını beklemek gerek”
Çakır, İmralı’dan gelecek açıklamanın ise serinkanlılığın korunması anlamında önemli olduğunu dile getiriyor: “İmralı’dan gelecek açıklama önemli olacak. Ben Öcalan’ın bir açıklamayla bunun bir provokasyon olduğunu söylemesini bekliyorum. Bu şekilde kendi taraftarlarını sakin olmaya çağıracaktır.”
Ruşen Çakır, hükümetin de bu yönde hareket etmesi gerektiğini kaydediyor.
Çakır, “İster basından ister başka çevrelerden olsun Suret-i Hak’tan görünüp bunu bir intikam çağrısına dönüştürmek isteyenler olabilir, işte bunlara karşı serinkanlı kalmak gerekir,” uyarısında da bulunuyor.