Amerika’nın Ankara Büyükelçiliği’ne aday gösterilen Frank Ricciardone’nin atanması için Senato Dış İlişkiler Komisyonu’ndaki oturum Salı günü yapılmıştı. Büyükelçi Ricciardone Türkiye’nin son derece önemli bir müttefik olduğunu, atanması onaylanırsa Türk - Amerikan işbirliğini pekiştirmek için çalışacağını söyledi.
Washington’daki Amerikan İlerleme Merkezi uzmanı Michael Werz Ankara Büyükelçiliği'ne Ricciardone’nin aday gösterilmesinin Obama yönetiminin Türk Amerikan ilişkilerine verdiği önemi gösterdiğini söyledi.
Büyükelçi Frank Ricciardone, Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nda yapılan oturumda Türkiye’nin stratejik önemine işaret etti: “Türkiye, Amerika’nın önemli bir müttefiki ve stratejik ortağı olmaya devam ediyor... Başkan Barack Obama, nüfusunun çoğunluğu Müslüman; hukukun üstünlüğü ilkesine saygılı laik ve demokratik bir devlet olan Türkiye’nin hem bölgesinde hem dünyada karşılıklı anlayışın ve istikrarın şekillendirilmesinde önemli bir rol oynayabileceğini takdir ediyor. Büyükelçi olarak atanırsam ortak hedeflerimiz doğrultusunda Türk Amerikan işbirliğini pekiştirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım.”
Washington’da Obama yönetimine yakınlığıyla bilinen Amerikan İlerleme Merkezi uzmanı Michael Werz, Türk Amerikan ilişkilerinin pekiştirilmesinden ziyade yeniden tanımlanmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyor: “Bence ilişkilerin yeniden tanımlanmasına ihtiyaç var. Bunun nedeni Soğuk Savaş’tan sonra Türkiye’nin bulunduğu bölge ve Türk toplumu çok dramatik bir şekilde değişti. Türkiye diplomatik girişimlerinde çok daha önemli ve çok daha dinamik bir rol üstlenmiş bulunuyor. Türkiye’nin bölgede çok daha büyük çıkarları var artık. Bu nedenle Amerika Türkiye’yle ilişkilerini yeniden düşünmeli ve yeniden tanımlamalı. Obama yönetimi de bu eğilimde olduğunu açıkça gösterdi.”
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde İran’a ek yaptırım uygulanmasına karşı çıkmasının Washington’da tepkiyle karşılandığı söylenebilir. Bu konu sıkça gündeme geliyor. Büyükelçi Ricciardone, Senato’daki oturumda Amerikan yönetiminin Türkiye’nin oyu nedeniyle yaşadığı hayal kırıklığına atıfta bulunmuş, ancak Türkiye’nin Güvenlik Konseyi kararını uygulayacağını açıklamasını da cesaret verici bulduklarını söylemişti.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Michael Werz de ret oyunun Amerika’da yarattığı tepkiyi şöyle dile getiriyor: “Türkiye ve Brezilya’nın ret oyu gerçekten bir geri adımdı. Sorunlar yarattı. Türkiye’nin çekimser kalma seçeneği vardı. Amerika Türkiye’nin İran’ın nükleer emellerinin önüne geçilmesi veya soruna çözüm bulunması sürecinin dışında kalmasını istemiyor. Tam tersi: Türkiye Amerika’nın o bölgede önemli bir ortağı. Ancak ret oyu vererek Türkiye ve Brezilya kendilerini bu tasarıyı destekleyen tüm dünyadan uzaklaştırdı. Türkiye’nin yaptırımlara uyacağını açıklaması iyi bir şey, ancak İran konusunda ne yapacağını farklı bir şekilde düşünmeli. Türkiye batılı müttefikleriyle daha yoğun görüşmeler içerinde omalı.”
Senato Dış İlişkiler Komisyonu’ndaki oturumda Senatörler Türkiye’nin batıyla bağlarını sorgulayan açıklamalarda bulunmuştu. Bu tür sorulara sadece İran oylaması değil Türkiye – İsrail ilişkilerinin bozulması ve Ankara hükümetinin kullandığı söylem de neden oluyor. Büyükelçi Ricciardone Amerikan yönetiminin de Kongre gibi Türkiye - İsrail ilişkilerinin durumu konusunda kaygılı olduğunu, bu ilişkilerde dengenin yeniden kurulması için çalışacağını söyledi. Amerikan İlerleme Merkezi uzmanı Michael Werz de Washington’da bu konuda ciddi kaygı bulunduğunu söyledi: “Bu çok ciddi bir kaygı unsuru. Son derece gereksiz bir şekilde durumun kızıştırıldığını söylemek yanlış olmaz. Dokuz kişinin ölümüyle sonuçlanan Mavi Marmara baskınında ne olduğunu öğrenmemizin ötesinde çok önemli bir nokta var: Uluslararası Yardım Vakfı (İHH) Türk hükümeti veya AK Parti için iyi bir ortak değil. Beş veya altı AK Partili milletvekilinin Mavi Marmara gemisinde yardım konvoyuna katılmak istediği yönünde haberler var ve Dışişleri Bakanlığının bu milletvekillerini vazgeçirdiği söyleniyor. Bu iktidar partisi için iyi bir strateji değil. Bu Türkiye’nin bölgedeki tüm güvenlik ve siyasi çıkarlarını zedeliyor. Kamuoyu önünde bazı sembolik adımların atılması gerekiyor. İsrail Türkiye için yayınladığı seyahat uyarısını kaldırdı. Bu küçük de olsa önemli bir adım. Şimdi Ankara hükümetinin de benzer bir adım atmasını bekliyoruz. İsrail’in Türkiye’nin vazgeçilmez bir müttefiki ve dostu olduğunu anlamamızı sağlamaları gerekiyor."
Amerikan İlerleme Merkezi uzmanı Michael Werz Ankara Büyükelçiliği’ne Frank Ricciardone gibi son derece deneyimli ve etkili bir diplomatın aday gösterilmesinin de Obama yönetiminin yine Türk Amerikan ilişkilerine verdiği önemi yansıttığını söyledi.
Türkiye'de bundan önce üç kez görev yapan Büyükelçi Ricciardone en son 1995 - 1999 yılları arasında Ankara'da Büyükelçi Yardımcısı ve Maslahatgüzar olarak bulundu. Ricciardone ayrıca Çekiç Operasyonu sırasında Amerikalı ve Türk generallere siyasi danışmanlık yaptı.Halen Amerika'nın Kabil Büyükelçiliği'nde Büyükelçi Yardımcısı olarak görev yapan Ricciardone Türkçe, Arapça, İtalyanca ve Fransızca biliyor.