Geçen yıl bozulan ilişkileri düzetmek için 9 Ağustos’ta tarihi bir buluşma gerçekleştiren Putin ve Erdoğan, Suriye’de yakınlaşma yönünde de adımlar atıyor. Öte yandan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’a verilen destek konusundaki görüş ayrılığı sürüyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz 24 Kasım’da sınırı ihlal eden bir Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesiyle bozulan ikili ilişkilerin normalleştirilmesi için 9 Ağustos günü St. Petersburg’da güçlü bir adım attı.
Görüşme sonrasında Putin, ekonomik yaptırımları kaldıracaklarını, Akkuyu Nükleer Santrali ve Türk Akımı gibi önemli enerji projelerini de yeniden başlatacaklarını açıkladı.
Rus yetkililer, Türkiye ile ticaret ilişkilerinin bu yılın sonuna kadar tamamen düzelmiş olacağını söyledi.
Ancak Türkiye ile Rusya arasındaki yakınlaşma sadece enerji ve ticaret alanlarıyla sınırlı değil. İki ülke arasında Suriye krizi konusunda da bir yakınlaşma görülüyor.
Türk medyasında yer alan haberlere göre, Suriye ile ilgili olarak Rusya ve Türkiye’den istihbarat yetkilileri, askeri ve diplomatik temsilcilerin bulunduğu yeni bir kurul oluşturuldu.
Hürriyet Daily News, Türkiye ve Rusya arasında Suriye hava sahasında ortaya çıkabilecek sorunları önlemek için, iki ülkenin genelkurmayları arasında direk hat açıldığını kaydetti.
Koordinasyon mu, işbirliği mi yoksa taviz mi?
Askeri alanda iletişim güçlendirilse de, siyasi uzmanlar Türkiye ve Rusya’nın Suriye’deki işbirliğinin sınırlı olduğunu düşünüyor.
Rusya, Suriye’deki isyancılara karşı Devlet Başkanı Beşar Esat’ın yanında yer alırken, Türkiye Esat’ı devirmek isteyen isyancılara destek veriyor.
Moskova’da yaşayan ve İsveç’teki Uppsala Üniversitesi’nde ziyaretçi araştırmacı olan bağımsız askeri uzman Alexander Golts, Türkiye ve Rusya’nın Suriye’deki çıkarlarının çatıştığını ve bu nedenle de şimdiye kadar bir işbirliği kararına varamadıklarını söylüyor.
Golts “Erdoğan ve Putin’in St. Peterburg’da görüştüğü gün, Rusya hükümeti, Rus silahlı kuvvetlerinin Suriye’de istekleri kadar kalmasına izin veren tezkereyi parlamentoya gönderdi. Bu da, Rusya’nın Suriye’deki acımasız savaşta uzun bir süre rol alacağını gösteriyor” şeklinde konuşuyor.
Askeri uzmana göre, Rusya’nın Esat’ı destekleme hedefi artık çok açık ve bu hedefin Erdoğan tarafından kabul edilmesi ise mümkün değil.
Öte yandan, Erdoğan’ın Putin karşısındaki tavrının değişmesi, Türkiye’nin Suriye’de taviz verebileceği şeklinde de yorumlanıyor. Uzmanlar, Erdoğan’ın Rusya ile yakınlaşarak hem iç siyasete hem de son dönemde gerginlikler yaşadığı Batılı müttefiklerine mesaj gönderdiğini söylüyor.
Moskova’daki Modern Turkish Studies Center – Modern Türk Çalışmaları Merkezi direktörü Ishat Saetov, Erdoğan’ın Rusya’ya, Putin’in Türkiye’ye olduğundan daha fazla ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Saetov “Erdoğan Rusya ile yakın olduğu dönemde kafasındaki hedeflere ulaşamadı. Ayrıca, Batı’ya yakın durarak, onların yanında olduğunu göstermek istedi” diyor.
Saetov’a göre, Erdoğan Rusya ile siyasi ilişkilerin bozulmasının ekonomik maliyetini hesaplayamadı. Rusya ile gerginlik, özellikle turizm sektöründe Türkiye ekonomisine büyük bir darbe vurdu.
Saetov bu ekonomik kaybın, Türk seçmeni üzerinde olumsuz etki yaptığını ve gelir kaybına uğrayan halkın Erdoğan’a desteğini çekebileceğini de vurguluyor.
Darbe Girişimi
Rusya, 15 Temmuz’da meydana gelen darbe girişimi sonrasında Erdoğan’a destek verirken, Amerika ve Avrupa darbe sonrasındaki gelişmeler konusunda kaygılı oldukları mesajı verdi.
Türkiye, darbenin arkasında olmakla suçladığı Fethullah Gülen’in Amerika’dan iadesini istiyor. Ancak Washington Gülen’i kanıt olmadan iddia etmeyi reddediyor.
Ankara, Avrupa Birliği ile mülteci anlaşmasının öngördüğü ödemeler ve Türkler'e vizesiz seyahat imkanı verilmesi konularında da sorun yaşıyor.
Erdoğan’ın Suriye’yi pazarlık konusu yapabileceğini söyleyen Saetov “Erdoğan’ın, Esat dahil, birçok konuda taviz vermeye hazır olduğunu düşünüyorum” şeklinden konuşuyor.
Türk yetkililer, Rusya ile ilişkilerin düzelmesine rağmen Esat’ın çekilmesi konusundaki tavırlarını koruyor. Ayrıca Ankara, Rusya’nın Batılı müttefiklerin yerini almayacağının da altını çiziyor.