Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Temsilciliği tarafından (SETA-DC) düzenlenen, “Seçimler Sonrası Türk Dış Politikası” başlıklı konferansa ana konuşmacı olarak katıldı. Konuşma öncesinde Amerika Maliye Bakanı ve Ticaret Bakanı ile ayrı ayrı görüşen Şimşek, SETA konferansına katılanlara Türkiye’nin ekonomik alanda yapmayı planladığı reformları anlattı.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek konuşmasının başında Amerika Merkez Bankası’nın yeni faiz politikası, güçlenen dolar, düşen emtia fiyatlarıyla birlikte diğer gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye’nin de yeni bir konjonktür içine gireceğini, eskiden olduğu gibi kolay para akışı olmayacağını vurguladı. Gelişmekte olan piyasalardan son bir yıl içinde 10 milyar çıkış olduğunu, Türkiye’den çıkan miktarın da 1 milyarı bulduğunu söyleyen Şimşek, “önümüzde zorlu bir dönem var” dedi. Şimşek, bu zorlu günleri atlatmanın tek yolunun da yapısal reformlardan geçtiğini kaydetti. Reformların yanı sıra, istikrarlı makro politikalar ve Avrupa Birliği üyeliği hedefinin canlandırılması da Şimşek’in zorlu günlerden çıkış için sunduğu formüller arasındaydı. Şimşek bu noktada, “Türkiye’nin yönü ne doğu, ne kuzey ne güneydir, Türkiye’nin yönü Avrupa Birliği’dir” dedi. Şimşek, Avrupa Birliği hedefinde önemli olan bu yolda alacağımız mesafedir, bu yolculuk sonrasında üye olmasak bile katettiğimiz mesafe bize yeter” görüşünü savundu.
Şimşek, önümüzde dört yıl var, hedeflediğimiz reformların %60’ını bile yapsak, Türkiye “orta gelir tuzağından” kurtulur dedi. Reform paketinin ilgili tüm bakanlıkların görüşü alınarak hazırlandığını söyleyen Şimşek, reformların uygulanış sürecini takip eden bir mekanizma oluşturulacağını, başında kendisinin bulunduğu Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nun bu süreci takip edeceğini kaydetti.
Peki Türkiye’yi ne tür reformlar bekliyor?
Şimşek, önümüzdeki dönemde meclise gönderilecek ilk reform yasasının şeffaflık ve yolsuzluklarla mücadele olacağını, istihdam piyasasına esneklik kazandıracak tasarıların hazırlanacağını söyledi. İstihdam piyasasıyla ilgili tasarıyla işten çıkarma tazminatı, hizmet içi eğitim, tam zamanlı ve yarı zamanlı işlerle ilgili hukuki düzenlemeler değişecek.
Bunun yanı sıra ticari faaliyetleri kolaylaştırmak üzere bürokratik engelleri kaldıracak, ticari alan üzerinde uzmanlaşan mahkemeler kurulacağını, itilafları mahkemeye gitmeden çözecek mekanizmalar oluşturulacağını kaydeden Mehmet Şimşek, “yakında meclise bir dizi tasarı taşıyacağız, gerekirse Meclis yazın tatile girmez ve bu tasarıları ele alır,” dedi.
Başbakan Yardımcısı, bu hedeflere rağmen hem içerdeki şartlar hem de komşu ülkelerdeki gelişmeler nedeniyle Türkiye’nin işinin zor olduğunu da gizlemedi. Şimşek, “Sorunlarımız var, ama temelimiz sağlam ve bu sorunları nasıl aşacağımıza dair bir yol haritamız var” dedi.
Şimşek, konuşmasının sonunda katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı.
Bu sorulardan biri de Rusya’nın Türkiye’ye uyguladığı yaptırımların etkisi oldu. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Rusya'nın Türkiye'ye yönelik yaptırımlarının ülke ekonomisine etkisinin çok az olacağını belirterek, "İki ülke ticaret hacminde yaklaşık 3,1 milyar dolarlık düşüş olabilir. Türkiye'nin gayrisafi yurt içi hasılası bu yıl 700-800 milyar dolara yakın. Dolayısıyla 3,1 milyar dolar, gayrisafi yurt içi hasılaya göre oldukça küçük," yanıtını verdi.
Bir soru üzerine, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştirme çabalarından söz eden Şimşek, ilişkilerin düzeltilmesi doğrultusunda önemli bir ilerleme olduğunu, nihayetinde bir anlaşmaya ulaşılacağını ümit ettiklerini kaydetti. Şimşek, bunun Türkiye'nin çıkarlarına olduğu gibi uluslararası toplumun da çıkarlarına olacağını da sözlerine ekledi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Kürtlerin Ortadoğu'daki geleceğini nasıl gördüğünün sorulması üzerine, Avrupa'da uzun yıllar süren savaşları hatırlattı ve sonuçta Avrupa Birliği'nin kurularak sınırların ortadan kalktığını, ortak para birimine geçildiğini, ortak meclis oluşturulduğunu söyledi.
Şu anda Ortadoğu'daki karışıklıklar nedeniyle geleceği kestirmenin imkansız olduğunu kaydeden Şimşek, "Türkiye'deki Kürtler için en iyi gelecek, Avrupa ailesinin bir parçası olan daha demokratik, daha hoşgörülü ve daha müreffeh bir Türkiye olacaktır. Bu hem Türkler hem Kürtler hem de diğer herkes için en iyisi olacaktır" dedi.
