Erişilebilirlik

İslam ve Demokrasi: 'Türkiye İstisna Olmak İstemiyor'


İslam ve Demokrasi: 'Türkiye İstisna Olmak İstemiyor'
İslam ve Demokrasi: 'Türkiye İstisna Olmak İstemiyor'

Ortadoğu’daki demokrasi yanlısı hareketleri değerlendiren Büyükelçi Namık Tan Washington’da Türk dış politikası konulu bir konuşma yaptı

Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, İslam dünyasında demokratik bir ülke olarak Türkiye’nin artık istisna olmak istemediğini söyledi. Ortadoğu’daki demokrasi yanlısı hareketleri değerlendiren Büyükelçi Tan Washington’da Türk dış politikası konulu bir konuşma yaptı.



Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan 57 ülke arasında demokratik bir ülke olmanın gurunu yaşadıklarını, ancak artık bu konuda istisna olmak istemediklerini söyledi. Tan, serbest ve adil seçimlerin tüm ulusların hakkı olduğunu söyledi ve Türkiye’nin Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler konusundaki politikasını şöyle anlattı: “Bu değişim barışçı bir şekilde olmalı. Barış ve kamu güvenliği tehdit altında olmamalıdır. Bu ülkelerin iç dinamiklerine özen göstererek toprak bütünlüğü korunmalıdır. Bu ülkelerdeki Türk vatandaşlarının güvenliği sağlanmalıdır. Amerikalı ve Avrupalı müttefikler gibi Türkiye de demokrasiyi korumaya devam edecektir.”

Büyükelçi Namık Tan Washington’da Transatlantik İlişkiler Merkezi ve John Hopkins Üniversitesi Avrupa Etütleri Bölümü tarafından düzenlenen toplantıda Türk dış politikasını değerlendirdi. Tan konuşmasında, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden Ermenistan’la ilişkilerine kadar birçok konuyu ele aldı. Büyükelçi Tan Avrupa Birliği’ni, çeşitli bahaneler ileri sürerek Türkiye’yle bazı müzakere fasıllarını açmamakla suçladı.

Tabii, Türk dış politikası açısından Washington’da en çok tartışılan konuların başında İran ve İsrail geliyor. Büyükelçi Tan, Türkiye’nin bu ülkelere yaklaşımını da anlattı.

Tan, Türkiye’nin İran’ın nükleer silah edinmesine karşı olduğunu yineledi: “Türk dış politikasının nihai amacı, İran’ı nükleer silah edinmekten caydırmaktır – şayet öyle bir niyetleri varsa. Yapmaya çalıştığımız buydu. Bu nedenle Amerika’nın İran’a açılımını destekledik. Kayıtlara bakın göreceksiniz, her fırsatta Amerika’ya tam destek verdik. Neden? Çünkü bunun tek yol olduğunu düşünüyoruz. Bu biraz çabalamamızı gerektirecek, sabır gerektirecek, ancak diplomasi dışında başka bir alternatif yok.”

Tan, Türkiye – İsrail ilişkileri konusunda da Türklerle Yahudilerin 500 yılık ilişkisine dikkati çekti, Türkiye’nin İsrail’i tanıyan ülkelerin başında geldiğini hatırlattı ve ilişkilerin bozulmasında sorumluluğun karşı tarafta olduğunu anlattı: “Eğer bu ilişki İsrail’in umurundaysa, eğer bu ilişkiyi istiyorsa, [Mavi Marmara için] özür dilemeli ve tazminat ödemeli. İşte ondan sonra bu konuyu geride bırakalım ve ilerleyelim. İlişkilerde bulunduğumuz nokta budur.”

Büyükelçi Tan, Türkiye’nin sorunlu bir bölgede bulunduğunu hatırlattı, hiçbir zaman bölgeden soyutlanmış bir politika izlemediğini, bölgesel sorunlara da kayıtsız kalamayacağını anlattı. Tan, Türkiye için yapılan “köprü” nitelemesini de değerlendirdi. Büyükelçi Tan, Türkiye’nin köprüden ziyade bir “farklılıklar merkezi” olduğunu ve herkesin bu farklılıkların bilincinde olduğunu söyledi: “Türkiye doğu ve batının farklı tarihi ve kültürel birikimlerinden yararlanarak her iki dünyayı da anlama kapasitesine sahiptir. Nüfusunun çoğu Müslüman olan laik ve demokratik bir ülke, serbest piyasa ekonomisini benimsemiş bir ülke ve hem Avrupa’da hem de Ortadoğu’da tarihi olan bir ülke olarak Türkiye, farklı kimliklere açılabilen bir ülkedir. Dolayısıyla Türkiye’nin batı medeniyetine mi doğu medeniyetine mi dahil olduğu sorusu anlamlı bir soru değildir. Burada önemli olan Türkiye’nin kendine özgü kimliği ve yeteneğiyle farklı dünya görüşleriyle iletişim kurabilmesidir.”

Büyükelçi Tan, Türkiye’de Ergenekon soruşturması kapsamında gazetecilerin tutuklanması ve basın özgürlüğü konusundaki bir soruyu yargıya intikal ettiği gerekçesiyle yanıtsız bırakmayı tercih etti.


XS
SM
MD
LG