İSTANBUL —
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Mayıs ve Haziran ayı ortalarında Türkiye’den büyük ölçüde dış yatırımcının çekilmesini incelemeye aldı. O tarihlerde Gezi Parkı protestoları ve onun yarattığı sarsıntılar, ekonomiyi etkilemiş, borç faizlerini arttırmış ve Türk lirasının Amerikan doları karşısında rekor düzeyde değer kaybetmesine yol açmıştı.
Sermaye Piyasası Kurulu, borsaların manipüle edildiği iddialarını inceliyor. Borsa işlem hacminin yüzde 90’ından fazlasını yürüten on büyük aracı kurum bu incelemenin hedefinde. Gezi Parkı protestolarının ardından “faiz lobisi” ifadesini kullanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası mali komploların Türkiye’yi kasıtlı bir şekilde hedef aldığı, piyasalarını manipüle etmeye çalıştığı suçlamalarına devam ediyor.
SPK’nın başlattığı incelemeyi “kaygı verici bir işaret” olarak yorumlayan Global Source ekonomisti Atilla Yeşilada, kurumun bankaların işlemlerini incelemeye almasını şüpheyle karşılıyor. Bazı bankalar SPK incelemesindeki aracı kurumların sahipleri. Yeşilada’ya göre SPK ya bankalara gözdağı vermek istiyor ya da gerçekten manipülasyon iddiaları öyle bir noktaya ulaştı ki, artık hukuk süreci başlatmak için son bir kanıta ihtiyaç var. Ancak Yeşilada, Türkiye’de mali ortamın bu denli hassas olduğu dönemde bunun piyasalara güven aşılamak için etkili bir yol olmadığını savunuyor.
Finansbank baş ekonomisti İnan Demir, şu anda dış yatırımcıları korkutmanın zamanı olmadığını düşünenlerden. Türk ekonomisinin büyüme performansının dış sermayeye yakından bağlı olduğunu vurgulayan Demir, Türkiye’nin kendi başına yetecek tasarrufları olmadığını belirtiyor. Türkiye’nin önümüzdeki 12 ayda süresi dolacak borçlarını uzatabileceğine dikkati çeken İnan Demir, bunun sonucunda daha fazla faiz ödemek durumunda kalabileceğini söylüyor. İnan Demir’e göre bunun sonucu da, büyüme oranlarına yansıyabilir.
Türkiye önümüzdeki 12 ay içinde 200 milyar dolar borç ödemesi yapmak ya da bu borçları uzatmak durumunda. Türkiye ayrıca dünyanın en büyük cari açıklarından birine sahip. Cari açık bu ay da büyümeye devam etti. Uluslararası sermaye akışı bu cari açığın büyümesini önleyecek şekilde sürmek zorunda.
Ekonomist Atilla Yeşilada SPK’nın soruşturmasında şu ana kadar bir kurum ya da kişinin usulsüzlükle suçlanmadığını, ama bunun uluslararası yatırımcıları kaygılandırdığını söylüyor. Yeşilada küresel fon yöneticilerinin çoğunun Türkiye’deki iç karışıklıklara alışık olduğunu, son olayların da siyasi söylem olarak değerlendirildiğini belirtiyor. Kendi kişisel kaygılarının daha büyük olduğuna dikkati çeken Yeşilada, yaşananların deprem etkisi yaratmasından korkuyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hafta içinde Yiğit Bulut’u baş danışmanı olarak atadı. Bulut, Gezi Parkı protestolarının dış mihraklar tarafından kışkırtıldığı iddialarının en sıkı savunucularından biri. Bu atama, hükümetin SPK’nın yürüttüğü incelemeyi durdurmayacağının bir işareti olabilir. Gözlemciler, SPK’nın mali piyasalardaki manipülasyon iddialarını incelemeye almasının, ileride hükümete yönelik komplo suçlamalarına kadar varabileceği ve dış finansman kaynaklarını daha da rahatsız edebileceğini belirtiyor.
Sermaye Piyasası Kurulu, borsaların manipüle edildiği iddialarını inceliyor. Borsa işlem hacminin yüzde 90’ından fazlasını yürüten on büyük aracı kurum bu incelemenin hedefinde. Gezi Parkı protestolarının ardından “faiz lobisi” ifadesini kullanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası mali komploların Türkiye’yi kasıtlı bir şekilde hedef aldığı, piyasalarını manipüle etmeye çalıştığı suçlamalarına devam ediyor.
SPK’nın başlattığı incelemeyi “kaygı verici bir işaret” olarak yorumlayan Global Source ekonomisti Atilla Yeşilada, kurumun bankaların işlemlerini incelemeye almasını şüpheyle karşılıyor. Bazı bankalar SPK incelemesindeki aracı kurumların sahipleri. Yeşilada’ya göre SPK ya bankalara gözdağı vermek istiyor ya da gerçekten manipülasyon iddiaları öyle bir noktaya ulaştı ki, artık hukuk süreci başlatmak için son bir kanıta ihtiyaç var. Ancak Yeşilada, Türkiye’de mali ortamın bu denli hassas olduğu dönemde bunun piyasalara güven aşılamak için etkili bir yol olmadığını savunuyor.
Finansbank baş ekonomisti İnan Demir, şu anda dış yatırımcıları korkutmanın zamanı olmadığını düşünenlerden. Türk ekonomisinin büyüme performansının dış sermayeye yakından bağlı olduğunu vurgulayan Demir, Türkiye’nin kendi başına yetecek tasarrufları olmadığını belirtiyor. Türkiye’nin önümüzdeki 12 ayda süresi dolacak borçlarını uzatabileceğine dikkati çeken İnan Demir, bunun sonucunda daha fazla faiz ödemek durumunda kalabileceğini söylüyor. İnan Demir’e göre bunun sonucu da, büyüme oranlarına yansıyabilir.
Türkiye önümüzdeki 12 ay içinde 200 milyar dolar borç ödemesi yapmak ya da bu borçları uzatmak durumunda. Türkiye ayrıca dünyanın en büyük cari açıklarından birine sahip. Cari açık bu ay da büyümeye devam etti. Uluslararası sermaye akışı bu cari açığın büyümesini önleyecek şekilde sürmek zorunda.
Ekonomist Atilla Yeşilada SPK’nın soruşturmasında şu ana kadar bir kurum ya da kişinin usulsüzlükle suçlanmadığını, ama bunun uluslararası yatırımcıları kaygılandırdığını söylüyor. Yeşilada küresel fon yöneticilerinin çoğunun Türkiye’deki iç karışıklıklara alışık olduğunu, son olayların da siyasi söylem olarak değerlendirildiğini belirtiyor. Kendi kişisel kaygılarının daha büyük olduğuna dikkati çeken Yeşilada, yaşananların deprem etkisi yaratmasından korkuyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hafta içinde Yiğit Bulut’u baş danışmanı olarak atadı. Bulut, Gezi Parkı protestolarının dış mihraklar tarafından kışkırtıldığı iddialarının en sıkı savunucularından biri. Bu atama, hükümetin SPK’nın yürüttüğü incelemeyi durdurmayacağının bir işareti olabilir. Gözlemciler, SPK’nın mali piyasalardaki manipülasyon iddialarını incelemeye almasının, ileride hükümete yönelik komplo suçlamalarına kadar varabileceği ve dış finansman kaynaklarını daha da rahatsız edebileceğini belirtiyor.