İSTANBUL —
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Suriye’deki şiddetin Türkiye’ye etkisi hakkında kaygı duyduğunu belirtti ve Birleşmiş Milletler’e harekete geçme çağrısını yineledi. Bu son çağrı, iki ülke arasındaki sınırda El Nusra Cephesi ve Suriye Demokratik Birlik Partisi (PYD) militanları arasındaki çatışmaların artmasından sonra geldi. Barış ve Demokrasi Partisi ise Türkiye’nin Suriye muhalefeti içindeki İslamcı gruplara verdiği desteğin şiddeti artıran unsurlar arasında olduğunu savunuyor.
PYD ve El Nusra Cephesi arasındaki çatışmalar Ceylanpınar ilçesinde iki Türk vatandaşının ölümüne neden oldu. BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, çıkan çatışmalardan Türkiye’nin sorumlu olabileceğini düşünüyor. Kürkçü, Türkiye’nin Suriye’de daha zayıf bir Kürt yönetimi istediğini belirtirken, bu çatışmaların yeni bir taktik olabileceğini öne sürüyor.
PYD Suriye’nin kuzeydoğusunda Türkiye sınırı yakınlarında, Suriye hükümet güçlerinin çekilmesiyle, geniş bir bölgeyi kontrolü altında tutuyor. PKK ile barış sürecini görüşmeye devam eden Türkiye, PYD’yi PKK ile ilişkili olmakla suçluyor.
Siyasi uzmanlar Türkiye’nin PYD ile ilgili şüphelerinin, örgütün kontrol ettiği bölgelerde özerklik ilan etmeye hazırlandığını açıklamasından bu yana arttığını belirtiyor. Ancak üst düzey bir Türk diplomat, Ankara’nın El Nusra Cephesi’ne yardım ettiğini reddetti ve Türkiye’den gelen desteğin daha geniş anlamda, Suriye Ulusal Koalisyonu’na verildiğini belirtti.
Ancak Taraf gazetesi diplomasi yazarı Semih İdiz, son günlerde yaşanan çatışmalar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin yalanlamasının çok da inanılır olmadığını söylüyor. İdiz Ankara’nın çatışmalardan sonra El Nusra Cephe’sini suçlamak için çok erken olduğunu belirttiğine dikkati çekiyor. El Nusra’ya nasıl bir destek verildiğinin açık olmadığını söyleyen uzman, desteğin lojistik olabileceğini söylüyor. Ayrıca, çatışmalarda yaralanan El Nusra Cephesi militanlarının Türkiye’deki hastanelerde tedavi gördüğü söyleniyor. Uzman halkın buna tepki gösterdiğine dikkat çekiyor.
Türk güvenlik güçleri ise olaylar başladıktan sonra Suriye sınırında yoğunlaşmaya başladı. Davutoğlu çatışmaların ilk gününde durumla ilgili endişesini belirtti ve uluslararası müdahale çağrısını yineledi. Durumun Türkiye’yi ve Türkiye vatandaşlarını etkilediğini söyleyen Davutoğlu BM’yi harekete geçmeye çağırdı. Ancak uzmanlar BM’nin bir müdahalede bulunma olasılığının düşük olduğunu belirtiyor.
Merkezi İstanbul’da bulunan Ekonomik ve Dış Politika Araştırma Merkezi’nin (EDAM) başkanı Sinan Ülgen, El Nusra ve Kürtler arasındaki çatışmaların daha da kötüye gidebileceğini söylüyor. Ülgen bölgede bir güç boşluğu oluşur ve dış güçler müdahale ederek belli sınırlar oluşturmazsa, sorunun daha da büyüyebileceğini düşünüyor.
Türk hükümetinin ise sınırda istikrarsızlığın artması ihtimaline karşı yeni bir strateji oluşturmaya çalıştığı söyleniyor. Ancak uzmanlar Türkiye’nin kendi Kürt nüfusu göz önünde bulundurulduğunda, Suriye Kürtleri’ni hedef alan hasmane bir tutumun içeride de etkilerinin olacağı konusunda uyarıda bulunuyor.
PYD ve El Nusra Cephesi arasındaki çatışmalar Ceylanpınar ilçesinde iki Türk vatandaşının ölümüne neden oldu. BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, çıkan çatışmalardan Türkiye’nin sorumlu olabileceğini düşünüyor. Kürkçü, Türkiye’nin Suriye’de daha zayıf bir Kürt yönetimi istediğini belirtirken, bu çatışmaların yeni bir taktik olabileceğini öne sürüyor.
PYD Suriye’nin kuzeydoğusunda Türkiye sınırı yakınlarında, Suriye hükümet güçlerinin çekilmesiyle, geniş bir bölgeyi kontrolü altında tutuyor. PKK ile barış sürecini görüşmeye devam eden Türkiye, PYD’yi PKK ile ilişkili olmakla suçluyor.
Siyasi uzmanlar Türkiye’nin PYD ile ilgili şüphelerinin, örgütün kontrol ettiği bölgelerde özerklik ilan etmeye hazırlandığını açıklamasından bu yana arttığını belirtiyor. Ancak üst düzey bir Türk diplomat, Ankara’nın El Nusra Cephesi’ne yardım ettiğini reddetti ve Türkiye’den gelen desteğin daha geniş anlamda, Suriye Ulusal Koalisyonu’na verildiğini belirtti.
Ancak Taraf gazetesi diplomasi yazarı Semih İdiz, son günlerde yaşanan çatışmalar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin yalanlamasının çok da inanılır olmadığını söylüyor. İdiz Ankara’nın çatışmalardan sonra El Nusra Cephe’sini suçlamak için çok erken olduğunu belirttiğine dikkati çekiyor. El Nusra’ya nasıl bir destek verildiğinin açık olmadığını söyleyen uzman, desteğin lojistik olabileceğini söylüyor. Ayrıca, çatışmalarda yaralanan El Nusra Cephesi militanlarının Türkiye’deki hastanelerde tedavi gördüğü söyleniyor. Uzman halkın buna tepki gösterdiğine dikkat çekiyor.
Türk güvenlik güçleri ise olaylar başladıktan sonra Suriye sınırında yoğunlaşmaya başladı. Davutoğlu çatışmaların ilk gününde durumla ilgili endişesini belirtti ve uluslararası müdahale çağrısını yineledi. Durumun Türkiye’yi ve Türkiye vatandaşlarını etkilediğini söyleyen Davutoğlu BM’yi harekete geçmeye çağırdı. Ancak uzmanlar BM’nin bir müdahalede bulunma olasılığının düşük olduğunu belirtiyor.
Merkezi İstanbul’da bulunan Ekonomik ve Dış Politika Araştırma Merkezi’nin (EDAM) başkanı Sinan Ülgen, El Nusra ve Kürtler arasındaki çatışmaların daha da kötüye gidebileceğini söylüyor. Ülgen bölgede bir güç boşluğu oluşur ve dış güçler müdahale ederek belli sınırlar oluşturmazsa, sorunun daha da büyüyebileceğini düşünüyor.
Türk hükümetinin ise sınırda istikrarsızlığın artması ihtimaline karşı yeni bir strateji oluşturmaya çalıştığı söyleniyor. Ancak uzmanlar Türkiye’nin kendi Kürt nüfusu göz önünde bulundurulduğunda, Suriye Kürtleri’ni hedef alan hasmane bir tutumun içeride de etkilerinin olacağı konusunda uyarıda bulunuyor.
