İnsan hakları örgütleri Suriye hükümetinin sivillerin haklarını ihlal ettiğini bildiriyor. Örgütler yaralı tutuklulara tıbbi müdahalede bulunulmadığını, protestocuların üzerine ateş açıldığını, sivillerin yaşadığı mahallelerin top ateşine tutulduğunu belirtiyor.
Bir hafta süren ağır top ateşinden sonra Humus’ta şiddetin sona ereceğine dair hiçbir umut yok. Ölü sayısı yükselirken bazı insan hakları savunucuları Beşar El Esat hükümetini insanlık suçu işlemekle suçluyor. Uluslararası Af Örgütü’nden Sanjeev Bery şunları söylüyor:
”Uluslararası Af Örgütü Esat Hükümeti’nin insanlık suçu işlediğine inanıyor. Bu tür bir suçlamanın elbette ki Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından resmi soruşturmayla yapılması gerekiyor.”
Ancak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin soruşturma açması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bu yönde resmi tavsiyede bulunması gerekiyor. Konseyin Rusya ve Çin gibi daimi üyeleriyse veto güçlerini kullanarak Esat Hükümeti’ne karşı adım atılmasını engelliyor.
Washington’daki Ortadoğu Enstitüsü’nden Randa Slim şöyle konuşuyor:
”Bu durum Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gidip gitmeme konusunda etkili. Bu yönde bir istek var ancak harekete geçilip geçilmeyeceği Rusya’nın işbirliği yapıp yapmayacağına bağlı.”
Kimileri Güvenlik Konseyi’nin Libya lideri Kaddafi’ye karşı aldığı tavrı örnek gösteriyor ve Suriye için de aynı uygulamayı talep ediyor. Ancak Slim, Libya’da durumun farklı olduğunu söylüyor:
”Kaddafi tecrit edilmişti, hiçbir müttefiki yoktu. Kimsenin dost ya da müttefik listesinde değildi. Bu nedenle de BM Güvenlik Konseyi’nin Kaddafi’yi Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sevketmesi hiç zor olmadı. Suriye’yle bu daha zor çünkü arkasında uzun yıllardır müttefiki olan Rusya var.”
Rusya, Esat’ı tecrit etmenin hata olacağını, krizin müzakere yoluyla çözümünü zora sokacağını söylüyor.
Slim, uluslararası toplumda bu görüşe katılanlar olduğunu doğruluyor:
”Suriye’yi inceleyen uzmanlar, bazı Amerikalı yetkililer ve Suriye gözlemcileri arasında şimdi yeni bir tartışma var. Bu kişiler Esat ve etrafındakiler aleyhinde dava açılmasının müzakereyle elde edilecek bir anlaşmaya varılması olasılığını azaltacağı görüşünde.”
Ancak insan hakları eylemcileri anlaşmanın gündemde olmaması ve ateş hattındaki Suriyeli siviller için zamanın daralması yüzünden kaygılı.