Erişilebilirlik

Suriyeliler Türkiye’de Kalıcı mı?


Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yapan bir Suriyeli sığınmacı
Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yapan bir Suriyeli sığınmacı

Türkiye’de resmi verilere göre 1 milyon 800 bin olduğu açıklanan Suriyeli sığınmacılar için artık uzun vadeli ve geçici barınma yerleri dışında çözümler üretilmesi gerektiği konuşuluyor. Uluslararası Af Örgütü’nden Andrew Gardner, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, “Yakın gelecek evlerine dönemeyecekleri gözüküyor. Çoğunluğu ise asla geri dönmeyecek artık aşikar” dedi.

Türkiye’de son dönemde medyada ucuz iş gücü olarak çalıştırılan veya Avrupa’ya kaçak geçiş için Ege kıyı şeridinde parklarda yatanlar gibi başlıklarda Suriyeliler haber konusu oluyor. Özellikle Muğla’nın ilçesinde Bodrum’un parklarında yaşayan ve hemen karşıdaki Yunan adalarına doğru kaçmak dolayısıyla da Avrupa’ya geçiş yapmak arzusundaki göçmen hikayeleri hemen her gün TV ekranlarında izlenebiliyor. Ne yazık ki bu öykülerden çoğunluğunda batan botlar, ölüm tehlikeleri de söz konusu. Buna karşın Türkiye’de kendisine hayat kurma çabasındaki Suriyelilere ilişkin yaşam öyküleri de ekranlara taşınıyor ve bu öyküler ile ülke içerisine Suriye sınır bölgesi dışında neredeyse her il-ilçede sığınmacılar olduğu görülüyor. Bunun yanı sıra çalışma koşullarındaki sıkıntılar gibi sığınmacı olmalarından kaynaklı sorunlar da gözlemlenebiliyor.

Peki Suriyeliler, Türkiye’de yaşamaya nasıl devam edecek? Bu soruya, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin son günlerdeki yanıtı, Suriye içerisinde askeri korunak altında güvenli bölge oluşturulması ve Türkiye içerisindeki sığınmacı nüfusun o bölgeye kaydırılması. Ancak sınır bölgelerinde kamp alanlarında yaşayan Suriyeli sayısı 265 bin ila 270 bin arasında açıklandı. Dolayısıyla da 1,5 milyondan fazla insan resmi verilere göre Türkiye içerisinde devlet kontrolündeki geçici yerleşim alanları dışında. Ayrıca sığınması sayısı resmi rakamlardan fazla görüşü de yaygın kanı.

Türkiye’deki sığınmacı sorunuyla ilgili son durumu, Uluslararası Af Örgütü’nün alanda uzman araştırmacısı Andrew Gardner, Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi. Öncelikle Türkiye’nin üstlendiği rolü takdir etmek gerektiğini vurgulayan Gardner, “Savaş devam ederken insanlar sığınacak komşu ülke arıyor. Türkiye, Suriyeli ve sonra Iraklıların sığındığı ana komşu ülke. Yakın gelecekte sığınmacıların evlerine dönemeyeceği gözüküyor. Dolayısıyla Türkiye’nin yaptığı iş çok önemli ve önemini gelecekte de koruyacak” dedi.

Suruç’ta 20 Temmuz’da yaşanan katliam olayı, öncesinde Diyarbakır’daki HDP mitingindeki patlama gibi olaylar ile uluslararası hukukun bütün temel prensiplerinin açıkça çiğnendiğini kaydeden Gardner, Suriye kaynaklı olarak IŞİD’in olası sığınmacıları da hedef alabilecek saldırılarına karşı önlem alınması gerektiğini de söyledi. “Sınır hattında özellikle güvenlik sağlanmalıdır” diyen Gardner, Türkiye içerisinde de IŞİD ile detaylı soruşturmalar yürütülmesi gerektiğini kaydetti. Soruşturmalar ile kamuoyunu aydınlatmak gerektiğini vurgulayan Gardner, “Reyhanlı’da olduğu gibi sadece birkaç kişiden öte asıl suçlular yargı önüne getirilmeli. Suruç gibi olaylarda asıl suçlular ortaya konulmalı” diye konuştu.

‘4 yıldan sonra hükümet durumu anlamalı’

Suriyelilere ‘açık kapı’ politikasıyla sınırını uzun süre açık tutmuş Türkiye’nin ‘misafir’ bakışı ise Gardner’e göre artık yetersiz kalıyor. Amerika’nın Sesi’nin “Suriyeliler artık kalıcı mı?” sorumuza karşılık Gardner, “Suriyeli sığınmacılar dört yıldan fazla bir süredir Türkiye’ye yerleşmiş durumdalar. Kendileriyle ilgili yasal statü de var. Öyle görünüyor ki bu yasal olarak bulunanlardan çoğu asla geri dönemeyecektir, aşikar. Türk Hükümeti’nin politikası artık bu durumu göze almalı. Bu popülasyonun bir kısmı Türkiye’de kalacak. Bu kişilere değer verilmeli ve gelecek için mutlaka topluma adaptasyonları sağlanmalı” dedi.

‘Türkiye’ye yardım yapılmalı’

Türk hükümetinin de artık sığınmacı olarak gelenlerden bir kısmının geri dönmeyeceğinin farkında olduğunu kaydeden Gardner, bu insanları topluma iyice entegre etmek gerektiğini ve çalışmalarıyla ilgili yasal düzenlemeler yapılması, ilaç temini, yemeleri gibi koşulların sağlanması gerektiğini söyledi. “Çok şeyler yapılmalı” diyen Gardner, bunun için de uluslararası kamuoyunca yardım yapılması gerektiğini kaydetti. Uluslararası Af Örgütü’ne göre, resmi geçici yerleşim yerleri dışında çoğunluğunun çok yoksul olmasından kaynaklı Suriyelilerin aşırı kalabalık evlerde kaldığını belirten Gardner, hatta tuvalet, hava bile olmayan ev koşulları olduğunu söyledi. Bu koşulları değiştirmek için uluslararası toplumun mutlaka yardım etmesi gerektiğini yineledi.

Uluslararası Af Örgütü olarak uluslararası toplumun tepkisini ‘utanç verici’ olarak bulduklarını belirten Gardner, “Şanslıyız ki Türkiye bu yardımı yaptı. Ama Türkiye de artık uluslararası toplum ile çok daha fazla birlikte çalışmalı” diye konuştu.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG