KAHİRE —
Suudi Arabistan Suriye’deki iç savaşta isyancıları desteklemeye devam ediyor. Ancak şeffaf politikalar izlemeyen krallığın rolünün tam olarak ne olduğu açık değil.
Ortadoğu’da birçok taraf, Suriye krizinde ülkenin kimyasal silah stoklarını elden çıkarması için başlatılan girişimleri memnuniyetle karşıladı.
Ancak Suudi Arabistan Amerika’nın Beşar Esat’a karşı yapmayı düşündüğü müdahalenin en büyük destekçilerinden biri ve krallık, düzenlenecek askeri operasyonla ilgili açıklamaların yerini uzlaşma arama çalışmalarına bırakmasından memnun değil.
Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü’nden Emile Hokayem’e göre Suudiler, kimyasal silahlarla ilgili varılacak anlaşmanın öncelikle uygulanamayacağını, ikinci olarak da ülkeye yapılacak müdahaleyi zorlaştırdığını düşünüyor. Suudiler’e göre ayrıca bu, Beşar Esat’ı tekrar pazarlık yapabilecek bir konuma getiriyor. Hokayem’e göre asıl sorun da bu. Çünkü Suudiler iki buçuk yıldır Esat’ın meşrutiyetini yitirdiğini iddia ediyor ancak uzlaşma aramak Esat’ı tekrar bir diplomatik ortağa dönüştürüyor.
Hokayem Suudiler’in Amerika’nın planladığı kısıtlı operasyondan çok daha geniş bir müdahale istediklerini söylüyor. Savaşın başından bu yana Suudi Arabistan ayaklanmacıların farklı gruplarına silah ve para yardımına devam ederken, Amerika daha ihtiyatlı davranmayı tercih etti.
Bu durumun bir nedeni mezhepçilik. Suudiler Sünni ayaklanmacıları Nusayri mezhebine bağlı Esat’a karşı destekliyor. Esat’a karşı yapılacak bir müdahale, uzun süredir dengeye oturmuş savaşta ayaklanmacılara avantaj sağlayabilir.
Ancak Kahire Amerikan Üniversitesi’nden Christian Donath, Amerika’nın planlarının bunu gerçekleştiremeyeceğini düşünüyor. Uzman Amerika’nın saldırısının mezhepsel gerilimle ilgili bir etkiye sahip olamayacağını ancak belli bir ölçüde Esat’ın askeri kapasitesine zarar verebileceğini belirtiyor.
Suudiler’in düşmanlığı yalnızca Suriye’ye yönelik değil. Esat’ın bölgedeki en büyük destekçisi Şii İran. Ayrıca Şii örgütü Hizbullah’tan aracılığıyla Lübnan üzerinden destek geliyor.
Ancak siyaset uzmanı Hokayem her şeyin dinle açıklanamayacağını belirtiyor. Beşar Esat ve Hizbullah, İran’ı Doğu Akdeniz’de en önemli güç haline getirmiş durumda. Uzman bu yüzden Suudiler’in eğer Suriye düşerse tüm Doğu Akdeniz’in kazanılabileceğini çünkü Suriye’nin oradaki en önemli ülke olduğunu düşündüklerini bildiriyor.
Ancak başka uzmanlar bölgedeki hakimiyet mücadelesinin kazanılamayacağını düşünüyor.
El Şark Bölgesel ve Stratejik Çalışmalar Merkezi’nin direktörü Mustafa Labbad Suudi Arabistan’ın petrol zenginliğine rağmen askeri yetenek bakımından zayıf olduğunu söylüyor. Labbad bölgede her ülkenin hırslı politikalar güttüğünü ancak tek başına hiçbir ülkenin bölge lideri olamayacağını düşünüyor.
Ancak belki de bu eşitlik, Suudi Arabistan’ı ve rakiplerini denemekten alıkoymuyor.
Ortadoğu’da birçok taraf, Suriye krizinde ülkenin kimyasal silah stoklarını elden çıkarması için başlatılan girişimleri memnuniyetle karşıladı.
Ancak Suudi Arabistan Amerika’nın Beşar Esat’a karşı yapmayı düşündüğü müdahalenin en büyük destekçilerinden biri ve krallık, düzenlenecek askeri operasyonla ilgili açıklamaların yerini uzlaşma arama çalışmalarına bırakmasından memnun değil.
Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü’nden Emile Hokayem’e göre Suudiler, kimyasal silahlarla ilgili varılacak anlaşmanın öncelikle uygulanamayacağını, ikinci olarak da ülkeye yapılacak müdahaleyi zorlaştırdığını düşünüyor. Suudiler’e göre ayrıca bu, Beşar Esat’ı tekrar pazarlık yapabilecek bir konuma getiriyor. Hokayem’e göre asıl sorun da bu. Çünkü Suudiler iki buçuk yıldır Esat’ın meşrutiyetini yitirdiğini iddia ediyor ancak uzlaşma aramak Esat’ı tekrar bir diplomatik ortağa dönüştürüyor.
Hokayem Suudiler’in Amerika’nın planladığı kısıtlı operasyondan çok daha geniş bir müdahale istediklerini söylüyor. Savaşın başından bu yana Suudi Arabistan ayaklanmacıların farklı gruplarına silah ve para yardımına devam ederken, Amerika daha ihtiyatlı davranmayı tercih etti.
Bu durumun bir nedeni mezhepçilik. Suudiler Sünni ayaklanmacıları Nusayri mezhebine bağlı Esat’a karşı destekliyor. Esat’a karşı yapılacak bir müdahale, uzun süredir dengeye oturmuş savaşta ayaklanmacılara avantaj sağlayabilir.
Ancak Kahire Amerikan Üniversitesi’nden Christian Donath, Amerika’nın planlarının bunu gerçekleştiremeyeceğini düşünüyor. Uzman Amerika’nın saldırısının mezhepsel gerilimle ilgili bir etkiye sahip olamayacağını ancak belli bir ölçüde Esat’ın askeri kapasitesine zarar verebileceğini belirtiyor.
Suudiler’in düşmanlığı yalnızca Suriye’ye yönelik değil. Esat’ın bölgedeki en büyük destekçisi Şii İran. Ayrıca Şii örgütü Hizbullah’tan aracılığıyla Lübnan üzerinden destek geliyor.
Ancak siyaset uzmanı Hokayem her şeyin dinle açıklanamayacağını belirtiyor. Beşar Esat ve Hizbullah, İran’ı Doğu Akdeniz’de en önemli güç haline getirmiş durumda. Uzman bu yüzden Suudiler’in eğer Suriye düşerse tüm Doğu Akdeniz’in kazanılabileceğini çünkü Suriye’nin oradaki en önemli ülke olduğunu düşündüklerini bildiriyor.
Ancak başka uzmanlar bölgedeki hakimiyet mücadelesinin kazanılamayacağını düşünüyor.
El Şark Bölgesel ve Stratejik Çalışmalar Merkezi’nin direktörü Mustafa Labbad Suudi Arabistan’ın petrol zenginliğine rağmen askeri yetenek bakımından zayıf olduğunu söylüyor. Labbad bölgede her ülkenin hırslı politikalar güttüğünü ancak tek başına hiçbir ülkenin bölge lideri olamayacağını düşünüyor.
Ancak belki de bu eşitlik, Suudi Arabistan’ı ve rakiplerini denemekten alıkoymuyor.