Aralarında Türk vatandaşlarının da bulunduğu İran terörünün mağduru olduğunu öne süren 252 kişi, New York Güney Bölge Mahkemesi’nde Halkbank aleyhine tazminat davası açtı.
Müştekiler, Amerikan mahkemelerinin yaklaşık 2 milyar dolar tazminat ödemesine hükmettiği İran’ın henüz terör mağduru ve yakınlarına para ödemediğini aksine Halkbank’ı kullanarak yaklaşık bir milyar dolarını Amerikan finans piyasalarına soktuğunu belirterek Halkbank’ın terör mağdurlarının zararlarını tazmin etmesini talep etti.
Şikayet dilekçesinde, Halkbank’ın 2012 – 2016 yılları arasında, ABD yaptırımlarını delerek İran parasını hileli bir şekilde uluslararası piyasaya soktuğu iddia edildi.
Halkbank aleyhine açılan dava dilekçesinde bankanın yüzde 51’lik kısmının Türkiye Varlık Fonu’na ait olduğu belirtilerek müştekilerinin zararlarını telafi edecek finans gücüne sahip olduğu belirtildi.
Dava dilekçesinde, İran’ın altın karşılığı petrol, gıda karşılığı petrol hüllesiyle milyarlarca dolarının Halkbank’a aktarıldığı öne sürüldü.
252 müştekinin 27 Mart 2020’de mahkemeye sunduğu 50 sayfalık şikayet dilekçesiyle ilgili gizlilik kararı bugün kaldırıldı.
Hakim Denise Cote, ilk ara duruşmanın 10 Eylül tarihinde yapılmasına hükmetti.
Halkbank: ”Tüm yasal haklarımızı kullanacağız"
Halkbank, New York’ta aleyhlerine açılan davayla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, New York Güney Bölge Mahkemesi nezdinde, bazı müştekiler tarafından sözde yaptırım ihlallerinden dolayı İran'dan alacaklarını tahsil edemedikleri gerekçesiyle banka aleyhine dava açıldığı belirtilerek buna benzer davaların geçmişte başka uluslararası bankalara karşı da açıldığı ve başarısızlıkla sonuçlandığı kaydedildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Tazminat davasında ileri sürülen iddialarla, özünde bankamız hakkında ABD New York Güney Bölge Mahkemesi nezdinde açılmış bulunan mevcut ceza davasındaki sözde iddialarla bağlantı kurulmaya çalışıldığı anlaşılmıştır. Oysa, bankamız ile ilgili ifade edilen iddiaların asılsız olmasının yanı sıra, bu davayı açan kişilerin İran'dan alacaklarının tahsili ile hiçbir ilgisi olmadığı gibi, söz konusu alacakların tahsiline etkisi de bulunmamaktadır. Türkiye'nin, tamamen uluslararası hukuka uygun, egemenlik hakları doğrultusunda attığı her adımdan sonra karşılaştığımız, bankamızın güven ve itibarını sarsıcı nitelikteki, asılsız iddialara ve girişimlere karşı bankamız, ABD hukuku ile uluslararası ve ulusal hukuktan kaynaklanan tüm yasal haklarını kullanacaktır. Ülkemiz ekonomisine 82 yıldır hizmet sunan bankamızın, faaliyetlerini geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de tüm ulusal ve uluslararası düzenlemelere uygun, güçlü, güvenilir ve kesintisiz bir şekilde sürdürecektir."