Erişilebilirlik

ABD'nin Suriye’deki Önceliklerinde Değişiklik


Trump yönetimine göre, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’ın devrilmesi için mücadele sona ermişe benziyor.

ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, Esat’ın görevden ayrılmasının artık Washington’un önceliği olmadığını açıkladı.

Bu açıklama, Esat’ın devrilmesi için daha fazla çabayı savunan Amerikalı siyasetçilerin tepkisini çekti. Cumhuriyetçi Senatör John McCain, Trump yönetimini, Suriye rejiminin müttefiki Rusya ile “şeytani” anlaşmalar yapmaması konusunda uyardı.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da, Esat’a odaklanmaktan vazgeçmenin, eski Başkan Barack Obama’nın Esat’ın kimyasal silah kullanmasını kırmızı çizgi olarak belirleyip bu olunca, harekete geçememesinden bu yana yapılan en büyük hata olacağını söyledi.

Ancak daha sonra bazı yetkililer, Haley’nin açıklamasını yumuşattı ve ABD’nin bundan sonra Suriye halkının kendi hükümetlerini seçebilecekleri şartları oluşturmakla ilgileneceği söyledi.

Bazı Ortadoğu uzmanları da, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Ankara ziyaretindeki sözlerine benzer ifadeler kullanıyor ve Suriye’de rejim değişikliğinin masadan kalktığını belirtiyor. Bu uzmanlar, Haley’nin açıklamalarında sahadaki gerçeği yansıttığına ve Esat’ın altı yıllık savaş sonunda hala hayatta kaldığına dikkat çekiyorlar.

Birçok uzman da Trump yönetiminin, ABD’nin Suriye politikası konusunda özellikle IŞİD’le mücadelede daha belirgin bir yaklaşım bekleyişinde. Bazılarına göre, yeni yönetimin fazla alternatifi yok. Obama yönetiminin politikalarına karşı bir tutum içindeler. Obama yönetimi de son aylarında, siyasi geçiş sürecinde Esat’ın iktidarda kalmasını kabul ettiği sinyalini veriyordu.

Amerikalı düşünce kuruluşu The Century Foundation uzmanı Sam Heller’ göre de, muhaliflerin yapabileceği pek bir şey kalmadı.

Heller, Esat’a muhalif silahlı grupların ya etkisiz hale getirildiğini, ya da bu grupları kendi çıkarları doğrultusunda kullanan bölgesel kuvvetlerce dikkatlerinin başka yöne çekildiğini belirtiyor. Buna Türkiye’nin, IŞİD’i sınırından uzak tutmak ve Suriyeli Kürtler’in kantonları birleştirmesini engellemek için Suriye’nin kuzeyine harekat düzenlemesi dahil.

ABD de IŞİD’le mücadelede Sünni Arap ve Türkmen milisleri YPG ile aynı saflarda çatışmaya ikna etti. Washington genelde Özgür Suriye Ordusu’nca reddedilen ya da daha küçük çaplı gruplarla çalışmayı tercih ediyor.

Ne Türklere ne de IŞİD’le mücadeleye katılmayan muhaliflerin ise silah kaynakları, yabancı destekçileri tarafından kesiliyor. Heller, ÖSO’nun geleceğinin umutsuz olduğu fikrinde.

Sam Heller, “Ya Esat rejimine yeniden dahil olacaklar, ya Türkiye Ürdün gibi sınır ötesi hizmete girecekler ya da ucu açık bir sürgünde yaşayacaklar. Cihatçılarla ölmeleri de bir seçenek. Savaşmaya devam edebilirler ama yalnızlaşacaklar, ailelerinden ve toplumlarından olacaklar,” diyor.

Tahrir El Şam faktörü

Suriye’de milislerin düzenlediği son saldırıların arkasında eski bir El Kaide grubu var. İslamcı milislere katılan grup Tahrir el Şam adını aldı. Geçen hafta Hama’ya başlattıkları saldırıda kentin merkezinin 10 kilometre ötesine kadar ilerlemeyi başardılar. Diğer direnişçiler de Şam’ın rejimin elindeki Cobar bölgesine saldırıyorlar.

Ancak hele ki Rusya’nın Esat’a verdiği askeri destek ortadayken, Hama ve Cobar saldırılarının büyük bir tehdit yaratması beklenmiyor.

Aralık ayından bu yana, Suriye rejim güçleri ve yabancı savaşçılar, başkent civarında muhaliflerin elindeki bölgeleri yavaş yavaş geri alıyor. Kuzeydeki İdlib’den Halep’in batısına Tahrir El Şam ve diğer İslamcı grupları da sıkıştırıyorlar.

Amerika’nın Sesi’ne konuşan bazı Avrupalı gözlemciler, muhalif güçlerin ülkenin batısında ve sahil şeridinde Esat’ı tehdit edemeyeceğini söylese de Tahrir El Şam’ın çatışmaya devam edeceğini öngörüyor.

Washington merkezli Carnegie Enstitüsü’nden uzman Aron Lund da bu öngörülere katılıyor. Lund, çatışmaların daha süreceğini, Suriye’nin aciz bir devlet olarak kalacağını ama hala tüm öngörüleri alt üst edebilecek olaylar da yaşanabileceğini söyledi. Ancak Lund, Esat’ın belli bir eşiği geçtiğini de kabul ediyor.

Lund’a göre, Suriye’de rejim değişikliği isteyen Batılı ve Arap ülkeler, böyle bir zafere varamayacaklarını da kabul ediyor ve ekliyor, “Esat’ın kalacağı gerçeğiyle yüzleşiyorlar. Bunu açıkça söylemiyorlar ama olan bu.”

XS
SM
MD
LG