Avrupa ülkelerinin büyük bir kısmı ekonomik sorunlarını çözmeye çalışırken, Türkiye’nin ekonomisi büyük bir hızla gelişiyor. İki yıl önce başlayan küresel ekonomik krize rağmen Türkiye bu krizden hızla çıkmayı başardı ve yılın ikinci yarısında ekonomik büyüme oranının yüzde 10,3 olduğunu açıkladı. Ancak ekonomi uzmanları kara bulutların hala geçmediğine dikkati çekiyor.
Aydınlar İnşaat’a ait fabrikaların birinde işler büyük bir hızla artıyor. Şirket büyük inşaat projelerine katılmanın yanı sıra inşaat malzemeleri de üretiyor. Şirket yöneticilerinden Ömer Aydınlar, işlerin gelişmesini Türkiye’nin Ortadoğulu komşularıyla ilişkisini geliştirmesine bağlıyor.
Ortadoğu ülkelerinin kendileri açısından önemini vurgulayan Ömer Aydınlar, değişen yasalar ve koşullar sayesinde bu ülkelerde pazar oluşturulduğunu, yatırımların Türkiye’ye çekildiğini ve ortaklıklara girişildiğini söylüyor. Aydınlar, bu ilişkilerin aynı şekilde Türk yatırımcıları da o ülkelere çektiğini belirtiyor.
Uzmanlar, Türkiye’nin Ortadoğu’daki komşularıyla ilişkilerini geliştirmesinin nedeninin, bir anlamda Avrupa pazarlarına bağımlılığını azaltmak olduğu düşüncesinde. Ama Türkiye’nin yalnızca Ortadoğu’da gözü yok.
Müstakil Sanayiciler ve İşadamları Derneği MÜSİAD Afrika pazarlarını hedefliyor. MÜSİAD’ın eski başkanı Ömer Bolat, Türkiye’nin özellikle piyasalarını genişleterek küresel çapta gelişen ekonomik krizi iyi değerlendirdiği görüşünde.
Ömer Bolat, “Türkiye Avrupa, Ortadoğu, Körfez ve Afrika, özellikle de Kuzey Afrika ülkelerine açılıyor,” diye konuşuyor.
Bu politikaların getirisi ihracatın rekor düzeye ulaşması oldu. Türkiye’nin bu denli toparlanmasının nedeni mali sektörün güçlendirilmesine bağlanıyor.
Global Menkul Kıymetler’den Emre Yiğit, “2001 ve 2002’deki krizden dersimizi aldık. Bankalarımız çöktü ve bu bize gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 30-35’ine maloldu. Bu süre içinde biz de temizliğimizi yaptık,” diyor.
2001 yılı Şubat ayında yaşanan krizin ardından Türkiye’deki bankalar, Uluslararası Para Fonu’nun politikalarının da yardımıyla, dünyanın en sıkı kontrol edilen bankaları haline geldi. Türkiye, özel borçlar açısından, 20’ler grubu ülkeleri arasında en düşük düzeye geriledi. Hükümet de bu yıl bütçe açığını azaltmayı başardı.
Bununla birlikte Emre Yiğit’e göre kara bulutlar hala tehdit oluşturuyor. Yiğit, “Avrupalı ticari ortaklarımızdan bu yıl beş ya da on kat fazla büyüme kaydetmiş olmamız, aynı zamanda bizim de cari açığımızın büyüdüğü ve önümüzdeki yıl büyümeye devam edeceği anlamına geliyor,” diye konuşuyor. Ekonomist Emre Yiğit, bu durumun Türkiye’yi cari açığı en büyük üçüncü ya da dördüncü ülke haline getireceğini ve bunu da orta vadede kaldırmanın zor olduğunu kaydediyor.
Uzmanlar Türkiye’nin ekonomik açıdan toparlanmasını övmekle birlikte, ithalata ve iç talebe bağımlılığının tehlikeli düzeyde arttığına, bütçe açığının da spekülatif yatırımlarla büyüdüğüne dikkati çekiyor. Bundan dolayı da Türk ekonomisinin kutlamayla geçirdiği gecenin ardından büyük bir başağrısıyla uyanması mümkün görünüyor.