Amerika’da 2 Kasım ara seçimlerinde beş Türk aday da yerel düzeyde temsil hakkı elde edebilmek için yarıştı. Jay (Ceyhun) Karahan Teksas eyaletinin Houston kentinde Harris İlçesi 8’inci Mahkeme Başyargıçlığı’na seçildi. John Alpay da California’nın San Clemente kenti Capistrano Birleşik Eğitim Bölgesi 3’üncü Bölge Meclisi üyeliğine seçildi. California ve Maryland’de seçime giren üç Türk asıllı Amerikalı, Yunus Aksoy, Osman (Oz) Bengür ve Timur Taluy ise seçimlerde başarılı olamadı. Maryland Eyalet Meclisi üyeliğine aday olan Oz Bengür, seçim sürecini ve Türk-Amerikan politikacıların siyasette ne gibi değişiklikler yapabileceğini Melek Çağlar’a anlattı.
Söyleşinin tamamını aşağıda okuyabilirsiniz.
Çağlar- Sayın Oz Bengür, Maryland Eyalet Meclisi üyeliğine adaydınız ancak az bir farkla seçimleri kaybettiniz. Bu sonuçta hangi unsurlar etkili oldu?
Bengür- Sizin de belirttiğiniz gibi seçimi az bir oy farkıyla kaybettim. Karşımda halen milletvekilliği yapan Cumhuriyetçi bir aday vardı. Bu seçimlerde Cumhuriyetçi adayları alt etmek zordu. Halk kötü giden ekonomi ve artan devlet harcamaları nedeniyle yönetime karşı çok tepkiliydi. Ben de Demokrat Parti’den aday olduğum için seçilme şansım daha da azaldı. Seçim bölgemde muhafazakarlar ağırlıklı olduğu için de Cumhuriyetçi bir politikacıyı koltuğundan etmem zorlaştı.
Çağlar- Türk kökenli olmanız seçimlerde herhangi bir şekilde olumlu ya da olumsuz bir etki yarattı mı?
Bengür – Bu unsur seçimlerde açıkçası hiç etkili olmadı. Seçim bölgemde çok az Amerikalı-Türk seçmen var. Hatta diğer etnik gruplar da nüfuz oluşturacak kadar çok değil. Bazı seçmenler Türk kökenli olduğumu biliyordu ama bunun tercihlerinde rol oynadığını düşünmüyorum. Seçmenler daha çok vergi ve kamu harcamaları konularındaki görüşlerime bakarak oylarını kullandı.
Çağlar- Amerikalı-Türkler arasında seçime giren ilk politikacılardan birisiniz ve bu adımınızla diğer politikacılara da örnek oldunuz. Sizce Türk-Amerikan toplumu ve bu toplumun içinden çıkan adaylar bu seçimlerden nasıl bir sonuç çıkarmalı?
Bengür – Herşeyden önce kampanya hazırlıklarına erken başlamak çok önemli, en az iki yıllık bir hazırlık dönemi gerekiyor. Bu tüm adaylar için geçerli. Elbette Türk-Amerikan toplumundan olabildiğince destek toplamak da çok önemli. Ne yazık ki Amerikan seçimlerinde para çok önemli bir yer tutuyor. Seçmenlere ulaşabilmek, uzun soluklu kampanyalar yürütebilmek için maddi kaynağa ihtiyacınız var. New York, New Jersey gibi eyaletlerde yaşayan Amerikalı Türkler’in sayısı çok fazla, işte buralarda Türk kökenli politikacılar adaylıklarını koyabilir. Benim böyle bir şansım yoktu. Türk kökenli Amerikalı siyasetçilere kesinlikle bu iki eyaletten adaylıklarını koymalarını önerebilirim.
Çağlar- Türkler’in Amerika’daki yerel yönetimlere aday olması, seçilmesi nasıl bir etki yaratır, ne kadar etkili olur?
Bengür- Eğer Maryland eyalet meclisine girebilseydim hem eyalet senatörleri hem de Kongre’deki senatörlerle doğrudan iletişim kurma şansım olurdu. Bu şekilde de Türk-Amerikan toplumunu ve Türkiye’yi ilgilendiren konuları onların gündemine taşıyabilirdim. Zaten benim aday olmamın nedenlerinden biri de buydu, bu konuları konuşabileceğim bir platform oluşturmak. Türkiye’nin ve buradaki Türk toplumunun sesini en iyi duyurabilecek kişiler yine kendi aramızdan çıkaracağımız isimlerdir.
Çağlar- Amerika’da yaşayan Türk toplumu diğer etnik gruplarla karşılaştırıldığında yeterince etkin görünüyor mu? Bu alanda güçlü bir ses olmak için neler yapılması gerekiyor?
Bengür – Amerika’daki Türkler son yıllarda giderek güçleniyor. Son dönemde Temsilciler Meclisi’ndeki Türk Dostluk Grubu’na üye olan Kongre üyelerinin sayısı 50’lerden 100’ün üzerine çıktı. Gerçi bazı Türk dostu Kongre üyeleri bu seçimlerde yeniden seçilemedi. En önemlisi, Kampanya bağışlarında Türk toplumu diğer etnik grupların gerisinde kalıyor. Oysa gazetelerde sık sık Hint veya Vietnam asıllı adayların nasıl başarılı kampanyalar yürüttüklerini ve kendi etnik tabanlarından ne kadar fazla bağış toplayabildiklerini görüyoruz. Bu konuda Amerika’da yaşayan Yunan toplumu da çok başarılı, kendi içlerinden çıkan adaylara cömert bağışlar yapabiliyor. Şimdilik Türk toplumu bu konuda biraz geriden geliyor. Zaten ekonominin çok kötü gittiği bir dönemde bağış yapmak da zor. Ama ne yazık ki Amerikan politikasında söz sahibi olmanın tek yolu da bu, güçlü maddi kaynaklara sahip olmak gerekiyor.
Çağlar- Seçim henüz sona erdi, onun için belki bu soruyu sormak için erken ama siyasi çalışmalarınız devam edecek mi?
Bengür- Elbette Türk Amerikan toplumunu ilgilendiren konularda aktif olarak siyaset yapmaya devam edeceğim. Ama yeniden adaylığımı koyar mıyım, bilemiyorum, şu anda gerçekten bu soruyu yanıtlamak için çok erken. İyi bir kampanya yürüttük ve çok az bir farkla kaybettik. Şimdilik yeni bir karar vermek işini zamana bırakmak gerekiyor. Maryland eyalet meclisi için seçimlere daha dört yıl var. Ben de bu arada Türk toplumunu ilgilendiren konular üzerinde yoğunlaşmayı umuyorum. Demokrat Parti’nin ulusal çaptaki Etnik Koordinasyon Konseyi üyesiyim, zaten bu bağlamda da diğer etnik grupların sorunlarına çözüm getirmeyi amaçlayan çalışmalar içindeyim. Bundan sonraki öncelikli hedefimiz Başkan Barack Obama’yı ikinci kez göreve getirmek olacak.
Çağlar- Teşekkür ederiz.