Erişilebilirlik

Türk Rehinelerin Durumu Hala Belirsiz


Musul'daki TC Başkonsolosluğu, IŞİD'in eline geçmeden önce
Musul'daki TC Başkonsolosluğu, IŞİD'in eline geçmeden önce

Gazeteci James Foley'i Amerikan vatandaşı olması gerekçesiyle katlettiğini video görüntüsüyle dünyaya ilan eden İslam Devleti (IŞİD) terör örgütü, Türkiye açısından 49 rehine ve güney sınırlarındaki insan trafiği nedeniyle endişe kaynağı olmayı sürdürüyor

Yakın bir zamana kadar Türkiye’nin güney sınırlarından rahatça giriş çıkış yaptığı iddia edilen cihatçı terör örgütü IŞİD, 11 Haziran’da Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu’nda bulunan ve aralarında Başkonsolos Öztürk Yılmaz'ın da bulunduğu 49 kişiyi rehin almıştı. IŞİD'in son olarak Amerikalı gazeteci Foley'i katletmesinin ardından, bu terör örgütünün 70 gündür elinde tuttuğu Türk rehineler sorununa nasıl çözüm bulunacağına hala açıklık getirilmedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Musul'daki rehine kriziyle ilgili 17 Haziran'da yayın yasağı getirmesi dolayısıyla da Dışişleri Bakanlığı'ndan soımut bilgi paylaşımı söz konusu değil. Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin geçen ay Ramazan Bayramı dolayısıyla IŞİD'e yaptığı, rehineleri serbest bırakma çağrısı da yanıtsız kalmıştı. O günlerde IŞİD'in 49 rehineyi olası hava bombardımanı için canlı kalkan olarak elinde tuttuğu iddia edilirken; bunun ardından Amerika tarafından IŞİD'in üslerine havadan askeri operasyonlar düzenlenmesi endişeleri arttırmıştı.

Erdoğan sakin kaldı ama rehine krizinde gelişme olmadı

Son olarak IŞİD'in liderliğini yürüten Ebubekir El Bağdadi, 12 Ağustos'ta laik rejimi gerekçe göstererek Türkiye'yi düşman ilan etmiş ve Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'a ise kendine biat etme çağrısında bulunmuştu. Siyasette muhalefet ve dünya liderlerine karşı sert ifadeler kullanma alışkanlığıyla bilinen Erdoğan'ın, IŞİD Lideri Bağdadi'ye benzeri bir tepki vermemesi ise dikkat çekti.

Rehine yakını 'şöhret olmaya çalışmak' ile suçlandı

Bu noktada, Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru'nun, IŞİD elindeki rehinelerin aileleriyle yaptığı değerlendirme toplantısında ''sükunet çağrısı'' dışında somut bilgi aktarmaması ise Türkiye'deki 49 rehineyle ilgili endişeyi derinleştirdi. Koru'nun medyaya demeç vermesi ve Dışişleri Bakanlığı aleyhine imza kampanyası açması nedeniyle rehine yakını Muammer Taşdelen'i, ''meşhur olmaya çalışmak'' ile suçladığı da ortaya çıktı.

Taşdelen, Bakan Yardımcısı Koru'ya tepki göstererek, canından birisi 70 gündür rehin iken nasıl susacağını bilemediğini ve şöhret olmakla nasıl suçlanabildiğine hayret ettiğini söyledi. Günlerdir hükümete, IŞİD'in Musul'da bu derece ilerlediği ortada iken neden konsolosluğu tahliye kararı almadığı dışında yeni bir soru sormadığını kaydeden Taşdelen, buna yanıt alamadığı gibi ortamda somut adım da göremediğini dile getirdi. Taşdelen, Koru'ya yazılı yanıtında, “Sahada çalışıyor dediğiniz insanlar futbol antrenmanı mı yapıyor orada? 70 gün oldu. Sayın yardımcı bize değil IŞİD'e yardımcı. Şöhret olma açıklaması zaten bir gaf. Çocuğunu Musul'da tutsak bıraksınlar da göreyim, kaç tane basın açıklaması yapıyor? İnsanda biraz olsun ar olur namus olur? Oradaki İnsanları IŞİD'in kucağına ben atmadım” dedi.

Sosyal medyada IŞİD'e destek şaşırtıyor

Ancak 49 vatandaşı rehin tutmasına rağmen Türkiye'de, özellikle sosyal medyada IŞİD'e destek mesajları paylaşılması da söz konusu. Bazı haber sitelerinde IŞİD'in Amerikalı gazeteci Foley'i katletmesiyle ilgili 'İslami cihat' gerekçesiyle IŞİD'i adeta alkışlayan mesajlar yazılması dikkat çekti. Gazze'deki insanlık dramına Türkiye’de gösterilen tepkiyle kıyaslandığında, IŞİD'in Suriye ve Irak'ta diğer etnik ve dini gruplarla kadınları hedef alan katliamlarına sessiz kalınması aynı derecede dikkat çekiyor.

Bahçeli: ‘İslam adına insanlık suçu işleniyor’

MHP Lideri Devlet Bahçeli ise, bugünkü basın açıklamasında, IŞİD'in Türkiye'nin sınırında katliamlara imza attığını ve bu arada Kürtler'e yönelik silah yardımlarıyla Kürdistan kurulması için zemin yaratıldığını dile getirdi. “Oyun içinde oyun oynanıyor” diyen Bahçeli, rehine krizindeki son iddiaları da gündeme taşıdı ve şunları dile getirdi:

“IŞİD’in elinde olduğu söylenen 49 vatandaşımızın ise Irak’taki bir Sünni aşirete teslim edildiği, bu masumlar üzerinden pazarlıklar yapıldığı iddiaları fazlalaşmıştır. AKP’nin bir dönem; IŞİD militanlarının tedavi, barınma ve silah ihtiyaçlarını karşıladığı ileri sürülmektedir. Bu terör örgütünün kimler tarafından silahlandırıldığı, bölgeye hangi gayelerle sürüldüğü ise sır olmaktan çıkmıştır. Tüm oklar küresel güç merkezlerini işaret etmektedir. Anlaşılan odur ki, Irak’taki siyasi yapının dizaynı ve bölgesel planlamanın sil baştan icrası için IŞİD görevlendirilmiş, önü açılmış, kan dökmesi tembihlenmiştir. Masumların canı bölgesel senaryolarda dolgu malzemesi olarak kullanılmaktadır. Lafa gelince demokrasi ve insan hakları konusunda mangalda kül bırakmayan malum ve Batılı çevreler mazlumların ölümünü alttan alta teşvik etmektedir. Güya İslam adına işlenen insanlık suçları; yüce dinimizi karartmak, gözden düşürmek ve sorgulatmak için el ovuşturanlara yaramaktadır. İslam aleminin, kaleyi içten çökertmek için toplanan ve kuşatmayı sağlamlaştıran küresel statükoya karşı meşru müdafaasını yapması kaçınılmaz bir görevdir. Kim ki IŞİD’le İslam’ı bir görüyor, insan kasaplarını Müslüman ve inançlı addediyorsa asıl hesaplaşılması ve dikkat edilmesi gereken iblis yanaşması odur.”

CHP'li Koç: ‘Türkiye rehin durumdadır’

Almanya'nın istihbarat birimi aracılığıyla Türkiye'de dinleme yaptığı tartışmalarını anımsatan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Haluk Koç ise, “Bütün dünya terör örgütü diyor IŞİD’e, El Nusra’ya. Tek terör örgütü demeyen Türkiye’nin yeni seçilmiş Cumhurbaşkanı ve kadrosu. Onlara göre IŞİD unsurları terör örgütü değil. Sadece IŞİD 49 kişi rehin tutmuyor aslında Türkiye Cumhuriyetini rehin alıyor demiştik. Alman istihbaratının dinleme faaliyetinde söylediğim gibi sadece IŞİD rehin almamış Türkiye’yi uluslararası rehine durumuna düşmüşüz haberimiz yok” dedi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG