İSTANBUL —
Avrupa Birliği’nin Ekim ayında hazırladığı İlerleme Raporu’nu “bağnaz” bulan Ankara, Brüksel’e karşı sert bir atağa geçti, hafta başında kendi ilerleme raporunu hazırladı. Mevcut tatsızlığa rağmen Türkiye, İrlanda’nın Birlik dönem başkanlığını üstlenmesiyle birlikte üyelik sürecinin tekrar rayına oturacağı konusunda umutlu.
Ekim ayındaki AB İlerleme Raporu, Türkiye’deki insan hakları sorunlarına dikkati çekmişti.
Bunun üzerine AB Bakanı Egemen Bağış, Türkiye’nin kendi hazırladığı 270 sayfalık raporda, Brüksel’in raporunu eleştirdi, raporun “bağnaz ve taraflı” olduğunu savundu.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Selçuk Ünal da Türkiye’nin sabrının taşmakta olduğunu bildirdi. Ünal, üyelik sürecinde yaşanan mevcut durgunluğun kabul edilemez olduğunu ve sürece zarar verdiğini söyledi, 18 müzakere başlığının yıllardır açılmadığına dikkati çekti.
Türkiye Avrupa Birliği’yle üyelik müzakerelerine Hırvatistan’la birlikte 2005 yılında başlamıştı. Hırvatistan tüm müzakere fasıllarını kapattı ve 1 Temmuz’da AB’nin tam üyesi olacak. Türkiye açısından ise fazla bir ilerleme kaydedilmedi.
Almanya, Fransa ve Avusturya gibi birliğin başta gelen üyelerinin liderleri, Türkiye’nin tam üyeliğine karşı çıktıklarını açıklamıştı.
İstanbul’daki Kadir Has Üniversitesi öğretim üyelerinden Soli Özel’e göre İrlanda’nın AB dönem başkanlığını devralmasıyla birlikte Ankara-Brüksel ilişkileri yeni bir aşamaya girebilir. Özel bunu Türkiye ve İrlanda arasındaki iyi ilişkilere bağlıyor.
Fransa’da da Türkiye’nin tam üyeliğine karşı olduğunu açıkça ifade eden Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin yerine François Hollande’ın seçilmesi, Türkiye’nin bu ülkeden beklentileri arttırmış durumda. Yine de Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Selçuk Ünal, iyimserliği temkinli düzeyde tutmak gerektiğini söylüyor. Ünal Türkiye’nin üyeliği için tüm AB üyesi ortaklarla birlikte çalışmalarına rağmen olumlu işaretler almadıklarını, somut beklentiler için erken olduğunu belirtiyor.
Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi’nden Sinan Ülgen ise, AB’nin Türkiye’ye artan ilgisizliğinin de Ankara’nın tavrını gözden geçirmesinde etkili olduğu görüşünde. Ülgen, “Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Arap Baharı ülkelerinde ve bu ülkelerin Türkiye’yle ilişkilerinde tahmin edildiğinden daha fazla sorun yaşanacağını önceden fark etti” diyor. Bundan dolayı Türkiye’nin Batı’daki geleneksel ortaklarıyla ittifakını güçlendirerek güvence arayışına girdiğini söyleyen Ülgen, Amerika’nın bu beklentiyi yerine getirdiğini, ama Avrupa açısından durumun aynı olmadığını kaydediyor.
Türkiye’nin canlı ekonomisinin ve geniş pazarının, ilişkileri geliştirmek açısından Avrupa Birliği’ni daha fazla teşvik edeceği düşünülüyor. Ancak uzmanlar, ilişkilerin yeniden gelişmesi karşılığında, Ankara’nın insan hakları konusunda Brüksel’in kaygılarını gidermesi gerekebileceğine dikkati çekiyor.
Ekim ayındaki AB İlerleme Raporu, Türkiye’deki insan hakları sorunlarına dikkati çekmişti.
Bunun üzerine AB Bakanı Egemen Bağış, Türkiye’nin kendi hazırladığı 270 sayfalık raporda, Brüksel’in raporunu eleştirdi, raporun “bağnaz ve taraflı” olduğunu savundu.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Selçuk Ünal da Türkiye’nin sabrının taşmakta olduğunu bildirdi. Ünal, üyelik sürecinde yaşanan mevcut durgunluğun kabul edilemez olduğunu ve sürece zarar verdiğini söyledi, 18 müzakere başlığının yıllardır açılmadığına dikkati çekti.
Türkiye Avrupa Birliği’yle üyelik müzakerelerine Hırvatistan’la birlikte 2005 yılında başlamıştı. Hırvatistan tüm müzakere fasıllarını kapattı ve 1 Temmuz’da AB’nin tam üyesi olacak. Türkiye açısından ise fazla bir ilerleme kaydedilmedi.
Almanya, Fransa ve Avusturya gibi birliğin başta gelen üyelerinin liderleri, Türkiye’nin tam üyeliğine karşı çıktıklarını açıklamıştı.
İstanbul’daki Kadir Has Üniversitesi öğretim üyelerinden Soli Özel’e göre İrlanda’nın AB dönem başkanlığını devralmasıyla birlikte Ankara-Brüksel ilişkileri yeni bir aşamaya girebilir. Özel bunu Türkiye ve İrlanda arasındaki iyi ilişkilere bağlıyor.
Fransa’da da Türkiye’nin tam üyeliğine karşı olduğunu açıkça ifade eden Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin yerine François Hollande’ın seçilmesi, Türkiye’nin bu ülkeden beklentileri arttırmış durumda. Yine de Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Selçuk Ünal, iyimserliği temkinli düzeyde tutmak gerektiğini söylüyor. Ünal Türkiye’nin üyeliği için tüm AB üyesi ortaklarla birlikte çalışmalarına rağmen olumlu işaretler almadıklarını, somut beklentiler için erken olduğunu belirtiyor.
Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi’nden Sinan Ülgen ise, AB’nin Türkiye’ye artan ilgisizliğinin de Ankara’nın tavrını gözden geçirmesinde etkili olduğu görüşünde. Ülgen, “Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Arap Baharı ülkelerinde ve bu ülkelerin Türkiye’yle ilişkilerinde tahmin edildiğinden daha fazla sorun yaşanacağını önceden fark etti” diyor. Bundan dolayı Türkiye’nin Batı’daki geleneksel ortaklarıyla ittifakını güçlendirerek güvence arayışına girdiğini söyleyen Ülgen, Amerika’nın bu beklentiyi yerine getirdiğini, ama Avrupa açısından durumun aynı olmadığını kaydediyor.
Türkiye’nin canlı ekonomisinin ve geniş pazarının, ilişkileri geliştirmek açısından Avrupa Birliği’ni daha fazla teşvik edeceği düşünülüyor. Ancak uzmanlar, ilişkilerin yeniden gelişmesi karşılığında, Ankara’nın insan hakları konusunda Brüksel’in kaygılarını gidermesi gerekebileceğine dikkati çekiyor.