Amerikan Pew Araştırma Merkezi’nin son kamuoyu yoklamasına göre Türkiye’de yabancı düşmanlığında ciddi bir artış yaşanıyor. Ülkenin sınırında yaşanan savaş ve bazı komşu ve müttefiklerle gerilen ilişkilerin, bu sonuçları etkileyen unsurlar olabileceği düşünülüyor.
Taraf Gazetesi ve Al Monitor sitesi yazarı Semih İdiz, ülkedeki yabancı düşmanlığının yalnızca Batı’ya yönelik olmadığına, halkın yüzde 70’inin hem Amerika’ya hem Rusya’ya karşı olduğuna ve bu ülkeleri de Suudi Arabistan ve Çin’e yönelik olumsuz tavrın izlediğini söylüyor. Türkiye’de halkın aynı zamanda NATO ve AB’ye de karşı olduğunu söyleyen İdiz, ülkede hızlı bir değişimin olduğunu ve insanların, tüm ülkelerin Türkiye’ye karşı olduğuna inandığını belirtiyor.
Ülkedeki bu değişim Ankara’nın diplomatik ilişkilerini de yansıtıyor. Türkiye’nin üç ülkeyle, Suriye, Irak ve İran’la ya diplomatik ilişkisi yok ya da gergin. İstanbul’daki Süleyman Şah Üniversitesi’nden siyaset bilimci Cengiz Aktar’a göre Suriye’deki savaşla ilgili Batılı müttefiklerle yaşanan anlaşmazlıklar da Türkler’de soyutlanma hissi yaratıyor.
Hükümetin, Rusya’ya benzer bir biçimde “değerli yalnızlık,” olarak adlandırdığı bir fikri halka aşıladığını söyleyen uzman, Türkiye’nin kendini izole ederken kendi duruşunu açıklamaya çalıştığını, ancak bunun bir işe yaramadığını belirtti.
Uzmanlar dünyaya kuşku ve düşmanlıkla bakmanın, Türkiye için yeni bir şey olmadığına dikkat çekiyor. 20’inci yüzyıl boyunca okullarda çocuklara Türkiye’nin düşmanlarla çevrili olduğu öğretildi. Öğrencilere ayrıca küçük yaştan itibaren Batılı ülkelerin Araplar’la işbirliği yaparak Osmanlı’yı “sırtından hançerlediği” anlatılıyor.
Cengiz Aktar, Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ülkeleri tarafından işgalinin hala ülke psikolojisini belirlediğine dikkat çekiyor.Aktar, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Türkiye’yi Osmanlı’nın küllerinden kurduğunu ve ülkede Batı’dan gelen her şeye kuşkuyla yaklaşıldığını ve halkın düşmanla çevrili olduklarına inandığını belirtiyor ve bunun çok endişe verici olduğuna dikkat çekiyor.
Semih İdiz, gelecek yıl yapılacak seçimler öncesinde milliyetçi dalganın yükseleceğini ve siyasetçilerin halkın korkularını sömüreceğini belirtiyor.
Türkiye’de siyasetçilerin halka onları dışardan gelen güçlere karşı korudukları fikrini kullanarak avantaj elde ettiklerini belirten uzman, Erdoğan’ın da Birinci Dünya Savaşı’yla ilgili konuları kullandığını, ülkede her seviyedeki siyasetçinin bu tür taktiklere başvurduğunu söylüyor.
Geçen ay Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı’nın bölge politikasına karışmasını İngiliz casus, “Arabistanlı Lawrence”ın eylemlerine benzetti.
Erdoğan, Türkiye’nin “yeni Lawrence’larla” karşı karşıya olduğunu söylemişti.