İSTANBUL —
Avrupa Birliği üyeliği sürecinde başarıya ulaşamayan Türkiye geçtiğimiz hafta içinde Şangay İşbirliği Örgütü’yle diyalog ortaklığı anlaşması imzaladı. Çin ve Rusya’nın liderliğinde olan örgütün üyeleri arasında Orta Asya ülkeleri de yer alıyor. Ancak Türkiye’nin Rusya ve Çin’le birçok konuda fikir ayrılığı bulunuyor.
Anlaşmayı imzalayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bunun Türkiye için tarihi bir gün olduğunu söylerken Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü ile bu tür bir anlaşma yapan ilk NATO ülkesi olduğuna da dikkat çekti. Soğuk Savaş mantığından bakılırsa iki kurumun birbiriyle çelişebileceğini oluşturabileceğini belirten Davutoğlu, ancak artık Soğuk Savaşın bittiğini ve Türkiye’nin bu mantığın kölesi olmayacağını söyledi.
Amerika ise NATO üyesi Türkiye’nin başka güvenlik kurumlarına üye olup olamayacağının tartışma konusu olduğu görüşünde. Ancak Türkiye Dışişleri Bakanı böyle bir çifte üyeliğin mümkün olduğunu, çünkü Rusya ve Çin’in artık NATO tarafından düşman olarak görülmediğini öne sürüyor.
Taraf gazetesi diplomasi muhabiri Semih İdiz, Ankara’nın Şangay İşbirliği Örgütü’nü çekici bulduğunu çünkü üye ülkelerden bazılarıyla kültürel ortaklıkları bulunduğunu söylüyor. İdiz ülkelerin bazılarının Türk kimliği olduğunu, Tacikistan’ın ise farsi olmasına rağmen İslam dünyasının bir parçası olduğunu belirtiyor.
Çin, Rusya ve 4 Orta Asya ülkesi Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan 2001 yılında Şangay İşbirliği Örgütü’nü bölgesel bir güvenlik bloğu olarak kurdu. Amaç radikal İslam ve Afganistan kaynaklı uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele etmekti.
Carnegie Europe küresel araştırma kurumunda ziyaretçi araştırmacı olarak bulunan Sinan Ülgen Ankara’nın Şangay İşbirliği Örgütü’yle imzaladığı anlaşmanın amacının Avrupa Birliği’ne mesaj yollamak olduğu görüşünde. Ülgen bununla Türkiye’nin üyeliğini engelleyen Avrupa ülkelerine bir uyarıda bulunduğunu söylüyor. Uzmana göre ikinci bir neden, Türkiye’nin yalnızca bölgesel değil aynı zamanda küresel bir güç olma isteği.
Başbakan Erdoğan Türkiye’nin AB üyeliğindeki gecikmenin kabul edilemez olduğunu belirtirken Brüksel’in adil bir uzlaşma ortağı olmadığını söyledi. İdiz ise Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü’yle ilişkilerini sınırlayan etkenler olduğuna dikkat çekiyor. Bunlardan biri Türkiye’nin Rusya’yla Suriye konusunda görüş ayrılığı içinde olması. Suriye ve Türkiye birbirleriyle tam ters noktada bulunuyor ve diplomatik olarak sessizce de olsa birbirlerini suçluyor. Çin’le ilişkilerde de iki yıl önce Çin’in Sincan bölgesinde Uygur Türkler’ine soykırım yaptığı suçlaması vardı. Semih İdiz’e göre Türkiye ve Çin’i birleştiren nokta ticari çıkarlar olacak.
Ankara, Şangay İşbirliği Örgütü’yle ilişkileri geliştirme niyetinde olduğunu bildiriyor. Bu girişimin geleceğini Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde yeni bir ivme bulup bulmamasına bağlı.
Ancak uzmanlar Türkiye’nin AB rüyası gerçekleşmese bile hızla büyüyen ekonomisi nedeniyle Şangay İşbirliği Örgütü dışında başka talipleri olacağı görüşünde.
Anlaşmayı imzalayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bunun Türkiye için tarihi bir gün olduğunu söylerken Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü ile bu tür bir anlaşma yapan ilk NATO ülkesi olduğuna da dikkat çekti. Soğuk Savaş mantığından bakılırsa iki kurumun birbiriyle çelişebileceğini oluşturabileceğini belirten Davutoğlu, ancak artık Soğuk Savaşın bittiğini ve Türkiye’nin bu mantığın kölesi olmayacağını söyledi.
Amerika ise NATO üyesi Türkiye’nin başka güvenlik kurumlarına üye olup olamayacağının tartışma konusu olduğu görüşünde. Ancak Türkiye Dışişleri Bakanı böyle bir çifte üyeliğin mümkün olduğunu, çünkü Rusya ve Çin’in artık NATO tarafından düşman olarak görülmediğini öne sürüyor.
Taraf gazetesi diplomasi muhabiri Semih İdiz, Ankara’nın Şangay İşbirliği Örgütü’nü çekici bulduğunu çünkü üye ülkelerden bazılarıyla kültürel ortaklıkları bulunduğunu söylüyor. İdiz ülkelerin bazılarının Türk kimliği olduğunu, Tacikistan’ın ise farsi olmasına rağmen İslam dünyasının bir parçası olduğunu belirtiyor.
Çin, Rusya ve 4 Orta Asya ülkesi Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan 2001 yılında Şangay İşbirliği Örgütü’nü bölgesel bir güvenlik bloğu olarak kurdu. Amaç radikal İslam ve Afganistan kaynaklı uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele etmekti.
Carnegie Europe küresel araştırma kurumunda ziyaretçi araştırmacı olarak bulunan Sinan Ülgen Ankara’nın Şangay İşbirliği Örgütü’yle imzaladığı anlaşmanın amacının Avrupa Birliği’ne mesaj yollamak olduğu görüşünde. Ülgen bununla Türkiye’nin üyeliğini engelleyen Avrupa ülkelerine bir uyarıda bulunduğunu söylüyor. Uzmana göre ikinci bir neden, Türkiye’nin yalnızca bölgesel değil aynı zamanda küresel bir güç olma isteği.
Başbakan Erdoğan Türkiye’nin AB üyeliğindeki gecikmenin kabul edilemez olduğunu belirtirken Brüksel’in adil bir uzlaşma ortağı olmadığını söyledi. İdiz ise Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü’yle ilişkilerini sınırlayan etkenler olduğuna dikkat çekiyor. Bunlardan biri Türkiye’nin Rusya’yla Suriye konusunda görüş ayrılığı içinde olması. Suriye ve Türkiye birbirleriyle tam ters noktada bulunuyor ve diplomatik olarak sessizce de olsa birbirlerini suçluyor. Çin’le ilişkilerde de iki yıl önce Çin’in Sincan bölgesinde Uygur Türkler’ine soykırım yaptığı suçlaması vardı. Semih İdiz’e göre Türkiye ve Çin’i birleştiren nokta ticari çıkarlar olacak.
Ankara, Şangay İşbirliği Örgütü’yle ilişkileri geliştirme niyetinde olduğunu bildiriyor. Bu girişimin geleceğini Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde yeni bir ivme bulup bulmamasına bağlı.
Ancak uzmanlar Türkiye’nin AB rüyası gerçekleşmese bile hızla büyüyen ekonomisi nedeniyle Şangay İşbirliği Örgütü dışında başka talipleri olacağı görüşünde.