Ankara’nın IŞİD’e karşı başlatılan Musul operasyonuyla açıklamaları, “Türkiye ne istiyor?” sorusunu gündeme getirdi. Amerika’nın Sesi, bölgesel askeri gelişmeleri ve savunma konularını yakından takip eden çeşitli uzmanlardan görüş aldı.
Savunma konulardaki uzmanlığıyla tanınan serbest gazeteci Metehan Demir, “Türkiye Musul’un siyaset masasında oturmak için askeri şartları zorluyor” dedi. Demir, Musul ile yakından ilgilenenlerin kafasının arkasında petrol kaygısının yattığını ve Ankara’nın da “ileride aleyhimize olmasın” endişesiyle hareket ettiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu son açıklamasında Musul’daki operasyona Türkiye’nin çok yönlü katkı sağladığını kaydetti. Çavuşoğlu, dört adet Türk F-16 uçağının da operasyonlara katılmak için hazırlandığını ifade etti. Ancak, Irak ordusu tarafından yapılan ve Türk basınına da yansıyan bir açıklamada, Türkiye’nin Musul operasyonunda yer aldığına ilişkin iddiaların doğru olmadığı görüşü dile getirildi.
Metehan Demir, henüz Musul’da sokak çatışmaları noktasına gelinmediğini, koalisyon güçlerinin kente girmesi olasılığında Türkiye’nin de karada aktif olarak yer almak istediğini ifade etti. Demir, “Türkiye uluslararası koalisyon güçleri ile birlikte operasyonda olmak istiyor” dedi. Ancak, Demir, IŞİD’in Türk askerlerini tek başına sahada çatışmaya çekmek için kışkırtıcı eylemlerde bulunabileceğine özellikle dikkat çekti. Demir, “Eğer koalisyon güçleri karada yoksa, bu tür bir provoksayona gelmemek lazım” diye konuştu.
Türkiye-İran rekabeti
Savunma konularında yazan diğer bir gazeteci Burak Bekdil ise yapılan açıklamaların “daha çok iç tüketime yönelik olduğunu” düşündüğünü söyledi. Bekdil, Irak ile Türkiye arasında bir orta yol arayışının yaşandığına inandığını da belirtti.
Ankara’yı geçen hafta ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Ash Carter, yaptığı görüşmelerden sonra, “Türkiye ile Irak prensipte anlaştı” demişti. Ancak, Irak Başbakanı Haydar el İbadi daha sonra “Türkiye bu aşamada yok, ihtiyacımız olursa söyleriz” demişti.
Washington’da bulunan düşünce kuruluşu Demokrasileri Savunma Vakfı’ndan Merve Tahiroğlu, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, “Musul, henüz değilse bile, IŞİD’in elinden alındıktan sonra, Türkiye ve İran arasındaki çıkar rekabetinin sahnesi olacak” dedi. Merve Tahiroğlu, Bağdat ile sorunların yaşadığı durumlarda, Ankara’nın Kürt Bölgesel Yönetimi’ni devreye sokarak kendi çıkarlarını savunduğunu söyledi. Tahiroğlu, Başika’daki Türk askeri üssünün de Kürtler’in etkisiyle yaşama geçirildiğini belirtti. Tahiroğlu, Erbil’deki Barzani Yönetimi’nin, Ankara’nın, PKK’nın Suriye ve Irak’taki emelleriyle ilgili kaygılarına katıldığını da sözlerine ekledi.
