Amerika’da 2 Kasım’daki seçimlerin sonucunda Cumhuriyetçiler Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirdi. Demokratlar Senato’da 6 sandalye kaybetmelerine rağmen çoğunluklarını korumayı başardı. Temsilciler Meclisi’nde bazı isimlerin değişmesiyle Türkiye lehine bir havanın hakim olabileceği görüşü Washington’da birçok uzman tarafından paylaşılıyor. Ancak Kongre’yi ve daha geniş anlamda Amerikan politikasını yakından takip edenler temkinli bir iyimserlik içinde olmayı tercih ediyor.
Seçimlerin Türkiye’yi yakından ilgilendiren kısmı da işte tam burada başlıyor. Dengelerin değişmesi, Ocak ayında Kongre yeni yasama dönemine başladığında Türkiye ile ilişkiler açısından ne gibi değişiklikler anlamına gelebilir?
Türk Amerikan Dernekleri Kurulu (ATAA) Başkanı Günay Evinch, Türkiye söz konusu olduğunda Kongre üyelerinin uzun vadeli ulusal çıkarları hep akıllarında tuttuğunu vurguluyor:
"Kongre'de böyle bir değişim ilk kez olmuyor. Son 10 senede bu 3'ncü. Türkiye söz konusu olduğunda pek büyük değişiklik olmamıştır şimdiye kadar. Çünkü Türkiye'nin önemi çok büyük ve Amerika'nın ulusal çıkarları açısından değişmeyen bir durum var."
"Cumhuriyetçi Parti'nin Tabanından 'İsrail'in Yanında olun Baskısı' Gelebilir"
Ancak Evinch’e göre Cumhuriyetçilerin iki geleneksel tutumu nedeniyle, yani hem Türkiye’yi hem İsrail’i destekleyen tutumları nedeniyle bir çakışma olabileceğini de unutmamak gerek:
"Özellikle tabandan baskı gelirse ki gelecektir. Taban İsrail'in yanında olacaksınız diyebilir. Böylece bugüne kadar görmediğimiz çekişmeler olabilir Kongre'de"
Ermeni tasarısı konusunda da son aşamada Amerika’nın ulusal çıkarları hep ağır basıyor. ATAA Başkanı Evinch, Amerika’nın bir dost ülkeyi yargılamasının çok ciddi sonuçları olabileceğine dikkati çekiyor. Evinch, “ Bu tümüyle demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine karşı bir davranış olur. Türk toplumuna, Türk Amerikan ilişkilerine ve Türkiye’nin haysiyetine karşı bir davranıştır ve bunun hasarı çok büyük olur” diyor:
"Bugüne dek bu konudaki herhangi bir aşırı taban hareketi Başkanlık ya da istihbarat ya da Savunma Bakanlığı tarafından engellenmiştir."
Evinch, İsrail’in de çıkarlarının söz konusu olduğunu hatırlatıyor. Günay Evinch, “Özellikle Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti’den olan Yahudi kuruluşlar tabanı eğitmek zorunda kalacaklar. Tabanın İsrail’in uzun vadedeki çıkarlarına karşı bir harekette bulunmasını istemeyeceklerdir” diyor.
Evinch’e göre Washington’da Ermeni tasarısı tartışmalarına dair bir görüş daha var. Buna göre, tasarı Kongre gündeminde yer bulmasının Türkiye ve Ermenistan’ı sorunlarını çözmeye davet etmek için tartışma ortamı yaratılması hamlesi olarak görülebilir:
"Tasarı Türkiye'ye karşı bir sopa ve havuç gibi tutulabiliyor. Bu Türkiye ve Ermenistan kendi sorunlarını halletsin diye yapılıyor. Birçok sebeple geliyor bu tasarılar ama yine en büyük zararı İsrail'e veriyor"
Evinch, bunun tehlikeli bir oyun olduğunu vurgulamayı da ihmal etmiyor:
"Tehlikeli bir oyun çünkü taban alıp da götürebilir. Son anda Başkan ya da Savunma Bakanlığı müdahale etmek zorunda kalabilir."
“İsrail’in bölgede en iyi dostu Türkiye ve bölgede Türkiye’nin hayat stili, ekonomisi, demokrasisine en uygun olabilecek ülkenin de İsrail olduğunu unutmamak gerekir. Eskiden birbirimizi anlıyorduk şimdi de değişen dünyada birbirimizi anlamayı başarabiliriz” diyor Evinch.
"İran Konusunda Söylem Yumuşadı"
Peki İran konusunda ne olur? Evinch, Yahudi seçmen tabanının İran konusundaki tutumunun etkili olduğuna dikkati çekiyor. Cumhuriyetçi Parti tabanında da benzer görüşün hakim olduğu biliniyor. Ancak Günay Evinch’e göre Washington’da artık bir yumuşama söz konusu. Aşırı gruplar dışında, siyasi skalanın ortasında kalan Yahudi grupların kamu diplomasisinde bir söylem yumuşaması görüldüğünü belirtiyor Evinch:
"Filler savaşır taban ezilir diyorlar bu konudan bahsederken. Taban kelimesi çok etkileyici çünkü taban derken demokrasideki tabandan bahsediliyor burada. İran konusu çok ciddi hasar vermesin diye her iki tarafın da birbirlerini anlamaya çalışacağını düşünüyorum."
Bazı Cumhuriyetçilerin çok sert açıklamaları olabileceğini de göz ardı etmeyen Evinch, yine de Kongre ile Başkanlık ve Savunma Bakanlığı’nın gerek yumuşak bir geçişle gerekse bazen kamuoyuna kriz olarak yansıyabilecek şekilde ama yine de uyum içinde bir sonuca vardığını söylüyor.