Demokrat partili Georgia Eyaleti milletvekili Hank Johnson, Türkiye’nin son dönemde izlediği aktif dış politikayı överek, bu politikayı Suriye ve İran krizlerin çözümünde de izlemesi çağrısında bulundu.
Johnson, "Türkiye’nin Afganistan’daki NATO operasyonları, Somali açıklarındaki deniz korsanlarıyla mücadele, Libya harekatı gibi çokuluslu güvenlik görevlerinde yer alması, uluslararası gelişmelere daha girişken bir tavır aldığını gösteriyor. Amerika Türkiye’nin bu girişimlerine sahip çıkmalı ve yönlendirmeli, dışlamaktan ya da kontrol altına almaktansa kaçınmalıdır.
Türkiye, NATO’nun Libya harekatı öncesinde Kuzey Amerika - Avrupa ittifakıyla Müslüman dünyası arasında köprü oluşturma becerisi gösterdi. Bence Türkiye bu aynı rolü iki zorlu diplomatik sorunla mücadelede de oynamalı: Biri Suriye krizi, diğeri de İran’ın nükleer programının doğurabileceği kriz.
“Komşularla sıfır sorun” güden dış politikası, Türkiye’nin yaratıcı diplomatik girişimlerinde yapıcı bir zemin oluşturuyor. Herkesi her zaman memnun etmek mümkün değil. Ama Türkiye’nin dürüst arabuluculuğu, hayati diplomatik başarılar elde etmemize yardımcı oluyor," şeklinde konuştu.
Temsilciler Meclisi üyesi Hank Johnson, Türkiye’nin bölgesinde örnek bir ülke olabilmesi için demokratik kurumlarını güçlendirmesini de istedi. Demokrat partilli milletvekilinin dikkatini çektiği bir sorun da Türkiye’deki basın özgürlüğü konusu oldu.
Johnson, "Arap Baharı uzun zamandır baskı altında yaşayan toplumlara umut ve demokratik bilinç kazandırdı. Ancak Amerika’da bazıları, Müslüman dünyasında halkoylarıyla seçilen yönetimlerin Washington’un çıkarlarına hizmet etmeyeceğini düşünüyor.
Oysa Türkiye İslam ve demokrasiyi, Amerika ve müttefikleriyle yapıcı ilişkilerine zarar vermeden uzlaştırmayı başardı. Bölgede etik bir yönetim ve siyasi bir model olma konusunda potansiyelinin tamamını kullanmak istiyorsa Türkiye, tehdit altında olan demokratik kurumlarını güçlendirmek zorunda.
Bağımsız bir yargı ve özgür bir basın her demokrasi için geçerli. Ve özgür basın, yalnızca hukuki haklarından yoksun bırakılıp hapsedilme ya da yargılanma tehditlerinden değil, sindirme, şantaj ve rüşvet gibi dolaylı baskılardan da arındırılmalı.
Türkiye’de devletin ordu hakimiyetinden sivil hakimiyete geçmesi memnun edici bir gelişme. Ama eğer Türkiye güvenilir bir bölgesel ve küresel lider olarak hizmet vermek istiyorsa sivil yönetimin demokratik ilkeleri kucaklaması, inanç meselelerinde devletin tarafsızlığını koruması hayati önem taşıyor," şeklinde konuştu.