ISTANBUL —
Türkiye’deki kadın hakları grupları, hükümetin sistematik biçimde kürtaj hakkını geri almak üzere kampanya yürüttüğünden şikayetçi.
Şubat ayı başında İstanbul’da düzenlenen bir protesto gösterisinde kürtaj hakkına destek arandı. Benzeri eylemler zaman zaman başka kentlerde de düzenleniyor. Kadın grupları hükümetin kürtajı yasaklamak için dolaylı yollarını denediği görüşünde.
Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği Kurucu Başkanı Pınar İlkkaracan, “Başbakana veya hükümete yakın özel hastane ve kliniklerin kürtaj isteklerini geri çevirdiklerini biliyoruz. Bir de tabii yasal süre 10 hafta. Birçok durumda, doktorlar 12 haftaya kadar kürtaj yapıyordu. Oysa şimdi muayenehanesi olan doktorlar bu gibi durumlarda suç işler hale getiriliyor. Hem doktor hem de kadın suç işlemiş oluyor.
Yasal süre geçtikten sonra kürtaj yaptıran kadın ve kürtajı yapan doktorlar hapis cezasına çarptırılabiliyor. 10 haftaya kadar kadınların kürtaj yaptırması yasal. Ancak evli kadınların bunun için eşlerinin rızasını almaları gerekiyor. “Kürtaj Haktır, Karar Kadınların” grubu hazırladığı bir video kaydında kadınların kürtaj yaptırmakta giderek zorlandıklarını ve yasal sınırlamaların giderek artırıldığını anlatıyor.
Ak Parti hükümeti ise mevcut yasa ve yönetmelikleri uyguladığını söylüyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta yaptığı bir konuşmada aileyi koruma konusunda kendi görüşlerini yineledi.
Erdoğan, “Aileye yönelik her saldırı, doğrudan insanlığa saldırıdır,” dedi ve buna asla hoşgörü gösterilmeyeceğini vurguladı. Dinamik ve genç nüfusa ihtiyaç bulunduğunu belirten Erdoğan, bunun yolunun üç çocuktan geçtiğini belirterek bunun gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti. Nüfusun yaşlanmaya başladığını anlatan Erdoğan, ailelere seslenerek "Bu hassasiyetimizi lütfen hafife almayın," diye konuştu.
Erdoğan, nüfusun yaşlanmasında kürtajın rolü olduğunu da söyledi. Son verilere göre Türkiye’de doğum oranı önemli ölçüde düştü. 1978 yılında kadın başına 4.33 çocuk düşerken, bu rakam son dönemde 2.1’e indi.
Hükümet, yeni bir kürtaj yasası hazırlıyor. Tam olarak içeriği açıklanmasa da bakanlar, yeni yasayla kürtajın yasaklanmayacağını belirtiyor.
Kürtaj Haktır grubu adına konuşan Ayşe Düzkan, kürtajla ilgili henüz yasal bir yasaklama olmamasına rağmen fiilen sınırlamalar getirildiğini savunuyor. Düzkan, yeni yasayla kürtajın daha da zorlaşabileceğini kaydediyor.
Düzkan, “Yeni yasada daha fazla kısıtlama olabileceğini, kadınların kürtaj için tercih ettikleri özel hastanelere yönelik sınırlamaların genişletilebileceğini sanıyoruz. Devlet hastanelerinde kürtaj tamamen yasaklanabilir. Evli olmayan kadınların kürtaj yaptırmaları daha da zorlaştırılabilir,” diyor.
Pınar İlkkaracan da özellikle Güneydoğu Anadolu’da kadınların kendi çabalarıyla çocuklarını düşürmeye çalışmalarının büyük bir sorun olduğuna dikkati çekiyor, durumun yeni kısıtlamalarla daha da kötüleşebileceğine dikkati çekiyor. “Kadınlar çocuklarını düşürmek için yüksekten atlıyor, cinsel organlarına iğne sokuyor. Her ülkede olduğu gibi kürtaj yasaklanırsa, bu iş gizli olarak yapılıyor ve daha çok kadın ölüyor,” diyor.
Türkiye’de kürtaj 1983 yılında yasal hale getirildi. Bunda da gizli olarak yapılan kürtajlar sırasında çok sayıda kadının ölmesi etkili oldu. Kadın grupları, kürtaj hakkı için hükümete karşı mücadeleye kararlı görünüyor.
Şubat ayı başında İstanbul’da düzenlenen bir protesto gösterisinde kürtaj hakkına destek arandı. Benzeri eylemler zaman zaman başka kentlerde de düzenleniyor. Kadın grupları hükümetin kürtajı yasaklamak için dolaylı yollarını denediği görüşünde.
Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği Kurucu Başkanı Pınar İlkkaracan, “Başbakana veya hükümete yakın özel hastane ve kliniklerin kürtaj isteklerini geri çevirdiklerini biliyoruz. Bir de tabii yasal süre 10 hafta. Birçok durumda, doktorlar 12 haftaya kadar kürtaj yapıyordu. Oysa şimdi muayenehanesi olan doktorlar bu gibi durumlarda suç işler hale getiriliyor. Hem doktor hem de kadın suç işlemiş oluyor.
Yasal süre geçtikten sonra kürtaj yaptıran kadın ve kürtajı yapan doktorlar hapis cezasına çarptırılabiliyor. 10 haftaya kadar kadınların kürtaj yaptırması yasal. Ancak evli kadınların bunun için eşlerinin rızasını almaları gerekiyor. “Kürtaj Haktır, Karar Kadınların” grubu hazırladığı bir video kaydında kadınların kürtaj yaptırmakta giderek zorlandıklarını ve yasal sınırlamaların giderek artırıldığını anlatıyor.
Ak Parti hükümeti ise mevcut yasa ve yönetmelikleri uyguladığını söylüyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta yaptığı bir konuşmada aileyi koruma konusunda kendi görüşlerini yineledi.
Erdoğan, “Aileye yönelik her saldırı, doğrudan insanlığa saldırıdır,” dedi ve buna asla hoşgörü gösterilmeyeceğini vurguladı. Dinamik ve genç nüfusa ihtiyaç bulunduğunu belirten Erdoğan, bunun yolunun üç çocuktan geçtiğini belirterek bunun gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti. Nüfusun yaşlanmaya başladığını anlatan Erdoğan, ailelere seslenerek "Bu hassasiyetimizi lütfen hafife almayın," diye konuştu.
Erdoğan, nüfusun yaşlanmasında kürtajın rolü olduğunu da söyledi. Son verilere göre Türkiye’de doğum oranı önemli ölçüde düştü. 1978 yılında kadın başına 4.33 çocuk düşerken, bu rakam son dönemde 2.1’e indi.
Hükümet, yeni bir kürtaj yasası hazırlıyor. Tam olarak içeriği açıklanmasa da bakanlar, yeni yasayla kürtajın yasaklanmayacağını belirtiyor.
Kürtaj Haktır grubu adına konuşan Ayşe Düzkan, kürtajla ilgili henüz yasal bir yasaklama olmamasına rağmen fiilen sınırlamalar getirildiğini savunuyor. Düzkan, yeni yasayla kürtajın daha da zorlaşabileceğini kaydediyor.
Düzkan, “Yeni yasada daha fazla kısıtlama olabileceğini, kadınların kürtaj için tercih ettikleri özel hastanelere yönelik sınırlamaların genişletilebileceğini sanıyoruz. Devlet hastanelerinde kürtaj tamamen yasaklanabilir. Evli olmayan kadınların kürtaj yaptırmaları daha da zorlaştırılabilir,” diyor.
Pınar İlkkaracan da özellikle Güneydoğu Anadolu’da kadınların kendi çabalarıyla çocuklarını düşürmeye çalışmalarının büyük bir sorun olduğuna dikkati çekiyor, durumun yeni kısıtlamalarla daha da kötüleşebileceğine dikkati çekiyor. “Kadınlar çocuklarını düşürmek için yüksekten atlıyor, cinsel organlarına iğne sokuyor. Her ülkede olduğu gibi kürtaj yasaklanırsa, bu iş gizli olarak yapılıyor ve daha çok kadın ölüyor,” diyor.
Türkiye’de kürtaj 1983 yılında yasal hale getirildi. Bunda da gizli olarak yapılan kürtajlar sırasında çok sayıda kadının ölmesi etkili oldu. Kadın grupları, kürtaj hakkı için hükümete karşı mücadeleye kararlı görünüyor.
