Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Nijerya dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada Türkiye’nin ABD tarafından çıkarıldığı F-35 programı kapsamında 1,4 milyar dolar alacağı konusunda ‘‘Biz bu 1 milyar 400 milyon dolarımızı öyle veya böyle alacağız’’ dedi. Erdoğan ‘‘Hiçbir şekilde Türkiye'nin haklarının yenmesine fırsat vermeyiz’’ diye konuştu.
Erdoğan haftasonunda ABD’nin F-35’lerin peşinatı yerine Türkiye’ye F-16 satmayı teklif ettiğini söylemişti. ABD, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın almasının ardından bu uçakların NATO hava savunma sistemleriyle uyumlu olmaması nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulayarak ortağı olduğu F-35 programından Ankara’yı çıkarmıştı.
Aralık ayında Türkiye'nin savunma sanayisine de yaptırım uygulayan Washington, NATO müttefikine herhangi bir finansman teklifi yapmadığını söylemişti.
Reuters’ın Anadolu Ajansı’na dayandırdığı habere göre Erdoğan, "Şimdi Milli Savunma Bakanımız, ABD Savunma Bakanı ile biraraya gelecek, görüşecekler. Mesafe alacağız diye inanıyorum. Roma'da G-20 toplantısında Biden ile biz de bunu tabii konuşacağız. 'Ne yapıyoruz, ne oluyor' diye soracağız. Hiçbir şekilde Türkiye'nin haklarının yenmesine fırsat vermeyiz" diye konuştu.
Reuters haber ajansı bu ay başında yaptığı bir haberde Türkiye’nin 40 Lockheed Martin yapımı F-16 savaş jeti ve mevcut savaş uçakları için 80 adet modernizasyon kiti satın almayı istediğini bildirmişti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç de daha önce yaptığı açıklamada Türkiye için seçeneklerin F-35 programına geri dönüş ya da paranın iadesi olduğunu söylemiş, F-16’ların modernleştirilerek kullanılmasının da gündemde olduğunu belirtmişti.
ABD ve Türkiye arasında onlarca yıldır süregelen ittifak son beş yılda Suriye politikasındaki farklılıklar, Türkiye’nin Rus hava savunma sistemi S-400’leri satın alması, doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim ve Türkiye’nin insan hakları sicili nedeniyle zor zamanlardan geçiyor.
Ankara, yeni ABD yönetimiyle daha iyi ilişkiler kurmayı umduğunu belirtmişti, ancak Erdoğan ve Biden arasındaki görüşmelerde henüz çok az ilerleme sağlandı.
‘‘Türkiye’ye ders vermek haddinize mi?’’
Erdoğan, aralarında ABD, Almanya ve Fransa’nın da olduğu 10 ülkenin büyükelçilerinin Osman Kavala’nın serbest bırakılması konusundaki çağrısını da eleştirdi.
Dışişleri Bakanlığı, 10 ülkenin büyükelçileri tarafından yapılan açıklamanın “diplomatik teamüllere ve yargı bağımsızlığına aykırı” “hadsiz” ve “çifte standart uygulama’’ olarak değerlendirmiş ve büyükelçileri bakanlığa çağırarak uyarıda bulunmuştu.
Erdoğan, ‘‘Bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye'ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz?’’ ifadelerini kullandı.
Erdoğan yargının bağımsız olduğunu söyledi ve ‘‘Sizde yargı bağımsız da bizdeki yargı bağımlı mı? Bizdeki yargı, bağımsızlığın en güzel örneklerini veriyor" diye konuştu.
Osman Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden serbest kalması yönünde gelen çağrılara rağmen 4 yıldır cezaevinde tutuluyor. Avrupa Konseyi geçen ay, Osman Kavala’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda serbest kalmaması halinde Türkiye aleyhinde ihlal işlemlerini başlatacağını açıklamıştı.
Anadolu Kültür’ün kurucusu Osman Kavala, Gezi Parkı protestoları ve 15 Temmuz darbe girişimi davalarında yargılanmış ve hakkında casusluk dahil çeşitli suçlamalar yapılmıştı.
Gezi Parkı protestoları davası, Çarşı taraftar grubuna ilişkin davayla geçen Ocak ayında birleştirilmişti. Çarşı davasında yargılanan sanıklar 2015 yılında beraat etmiş; ancak karar bu yıl içinde geri çevrilmişti.
17 sanıklı Gezi Parkı eylemleri davasıyla 35 sanıklı Çarşı taraftar grubu davalarının birleştirilmesinin ardından ilk duruşma ise Cuma günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılmıştı.
Duruşmada Osman Kavala’nın tutukluluğunun devam etmesine vebir sonraki duruşmanın 26 Kasım 2021’de yapılmasına karar verilmişti.
Davayı eleştirenler, Türkiye’de yargının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rakiplerini cezalandırmak amacıyla kötüye kullanıldığını; Erdoğan ve AK Parti ise mahkemelerin bağımsız kararlar aldıklarını savunuyor.
İnsan hakları örgütleri, Gezi Parkı eylemleri davasını Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde muhalif seslerin susturulması çabalarının bir sembolü olarak görüyor.