Türkiye, Avrupa Birliği’nin kaçak göçmenleri önlemede en önemli kapı bekçilerinden biri. Ancak Ankara ile Brüksel arasındaki vize anlaşmazlığı Türkiye’den kaçak göçmen akışını durduracak bir anlaşmanın kabulünü tehlikeye sokuyor.
Avrupa Birliği’ne göre Türkiye’den Yunanistan’a 80 bin kaçak göçmen girdi. Bu yüzden Brüksel Ankara’ya Avrupa Birliği’ne kaçak giren kişileri geri alması için baskı yapıyor. Ancak Ankara, bu tür bir geri-kabul anlaşmasını ancak Avrupa Birliği’nin kendi vatandaşlarına vize kolaylığı getirmesi koşuluyla kabul edeceğini söylüyor.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selim Yener, bunun iki ayrı konu olmakla birlikte birbirleriyle bağlantılı olduğu görüşünde. Avrupa Birliği’nin mantıklı davranması gerektiğini vurgulayan Yener, vize konusunda hiçbir şey yapmadan Türkiye’den geri-kabul anlaşmasını imzalamasının istendiğini, ancak bunun mümkün olmadığını söylüyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği’nin Genişlemeden Sorumlu yeni üyesiyle Ankara’da yaptığı görüşmede vize kısıtlamalarının kaldırılması gerektiğini tekrarladı ve Brüksel’in birlik üyesi olmayan Makedonya, Sırbistan ve Karadağ’a sağladığı vize kolaylıklarını örnek gösterdi.
Geçen yıl Türkiye’den Yunanistan’a 45 bin kaçak göçmen girdi ve bu da Yunan polisine göre ülkedeki mülteci kamplarını zor durumda bıraktı. Yunanistan ayrıca Libya ve bölgedeki diğer ülkelerden büyük mülteci akını tehlikesiyle karşı karşıya. Yunanistan mülteci sayısının 300 bine çıkmasından korkuyor.
Ancak gazeteci Semih İdiz, Avrupa Birliği vize kısıtlamalarını hafifletmedikçe bir uzlaşma olmayacağı görüşünde. Birçok işadamının Avrupa ile iş yapması, binlerce öğrencinin Avrupa’da okumasına rağmen Türk vatandaşlarının vize sorunu yaşadığını belirten İdiz, Türkiye’nin sadece kaçak göçmen gönderen bir üçüncü dünya ülkesi muamelesi gördüğünü, böyle bir durumu Türk hükümeti’nin de, devletinin de, halkının da kabul edemeyeceğini söylüyor.
Avrupa Yeşiller Partisi eşbaşkanı Daniel Cohn Bendit ise Ankara’nın Avrupa’dan istediği şeyin kolay olmadığını anlaması gerektiğini savunuyor. Türkiye gibi büyük bir ülkeye tanınacak serbest seyahatin Avrupa için büyük bir açılma olacağını belirten Bendit, bu çetin konuyu 10 yıldır Türklerle tartıştıklarını söylüyor.
Türkiye 1995’den beri Avrupa Birliği’ne aday üye ve giriş görüşmeleri 2005’de başladı. Ancak gözlemciler Türkiye’nin geri-kabul anlaşması konusundaki sert tutumunun Ankara’nın Brüksel’deki konumuna zarar vereceği görüşünde. Türk hükümeti ise Avrupa Birliği sınırlarını kaçak göçmenlerden korumanın, Ankara’nın birliğe neden üye olması gerektiğini gösteren gerekçelerden biri olduğunu savunuyor. Üst düzeyde bir Türk dışişleri yetkilisi bu konuda Brüksel’in bir yandan Türkiye’yi dışlarken bir yandan da kendisine yardım etmesini isteyemeyeceğini söylüyor.
