Rusya’nın İşgali Dünyayı Ekonomik Tehlikelere Sürüklüyor
Moskova'nın Ukrayna'ya karşı savaşı ve karşılığındaki şiddetli mali tepki, yalnızca Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in yönettiği Rusya’ya ekonomik bir felaket getirmiyor.
Rusya’ya verilen tepkiler aynı zamanda küresel ekonomiyi de tehdit ediyor. Finansal piyasaları sarsan tepkiler, Özbek göçmen işçilerden Avrupalı tüketicilere ve Yemenli aç ailelere kadar herkes için hayatı daha da zor hale getiriyor.
Putin'in birlikleri Ukrayna'yı işgal etmeden önce bile küresel ekonomi, artan enflasyon, tedarik zincirlerindeki sıkıntı, düşen hisse senedi fiyatları gibi bir dizi yükün altında eziliyordu.
Ukrayna krizi, hem küresel ekonomide var olan yükleri arttırdı hem de olası çözümleri karmaşık hale getirdi.
Küresel bankalardan oluşan bir ticaret grubu olan Uluslararası Finans Enstitüsü'nün başkan yardımcısı Clay Lowery yaşananları “Aslında alışılmadık bir durum içindeyiz” diye tanımladı. Lowery, “Tahmin edemeyeceğimiz sonuçların olduğunu biliyoruz” diye ekledi.
Haberin devamı için tıklayın
Almanya 434 Ton Petrol Rezervini Piyasaya Sürüyor
Alman hükümeti ulusal petrol rezervinden 434 bin tonu devreye sokmaya karar verdi. Alman Ekonomi Bakanı kararı Uluslararası Enerji Dairesi (IEA) üyeleri arasında yapılan bir anlaşmaya uyumlu olarak Ukrayna’daki savaşın ekonomik etkileriyle mücadele kapsamında aldı.
Rusya’nın Ukrayna işgalinin tedarik zincirinde neden olabileceği aksaklıkları önlemek için ABD ve diğer 30 IEA üyesi ülke Salı günü 60 milyon varil petrol rezervini piyasaya sürme kararı almıştı.
60 milyon varil, IEA üyesi ülkelerin ellerinde bulundurdukları 1,5 milyar varil petrolün yüzde 4’ünü oluşturuyor. IEA’ya göre bu aynı zamanda 30 gün boyunca günde 2 milyon varile eş değer.
Üye ülkelerin IEA’ya katkısı petrol tüketimlerine göre hesaplanıyor. Almanya’nın IEA’ya toplam katkısı yüzde 5,4’e denk geliyor. Bu da Almanya’nın ulusal petrol rezervinin yüzde 3’ü olan 434 tonu buluyor.
Bakanlık, IEA katkısının stratejik rezervlerini mevcut 93 günden yasal olarak öngörülen 90 güne indirdiğini ve Almanya'da petrol arzında herhangi bir kısıtlama olmadığını söyledi.
Rus petrol ticareti, birçok ülkenin Rus şirketlerine, bankalarına ve kişilere yaptırım açıklamasının ardından kargaşa içinde.
Petrol ticareti yaptırımların dışında tutuluyor, ancak alıcılar istemeden yaptırımları ihlal etme kaygısıyla Rus petrolü satın almaktan kaçınıyor.
Ukraynalılar’a Yardım Eden Avrupalı Yetkililer Kötü Niyetli Yazılımlarla Hedef Alınıyor
Siber güvenlik şirketi Proofpoint PFPT.O Çarşamba günü yaptığı açıklamada, kimliği belirsiz bir devlet aktörünün Ukraynalı mültecilere yardım etme çabalarını engellemek üzere, Avrupalı yetkilileri kötü niyetli yazılımlarla hedef aldığını söyledi.
Proofpoint, saldırının arkasındaki ülkeyi tanımlamadı ancak bunun daha önce Belarus'un çıkarları için çalıştığı tespit edilen Ghostwriter - TA445 veya UNC1151 olarak da bilinen - bir bilgisayar korsanlığı grubunun eylemlerine benzer olduğunu bildirdi.
Proofpoint araştırmacıları şirketin internet sitesinde yaptıkları açıklamada, Ukrayna'dan kaçan mültecilerin lojistik ihtiyaçlarının yönetilmesine müdahil olan Avrupalı hükümet personelinin sanal ortamda hedef alındığını bildirdi. Açıklamada bu eylemlerin
olası bir Ukrayna silahlı kuvvetleri üyesinin e-posta hesabını kullanan bir ulus devlet tarafından desteklendiğinin sanıldığı belirtildi.
Londra’daki Belarus Büyükelçiliği henüz konuyla ilgili açıklama yapmadı.
AKP Sözcüsü Çelik’ten Montrö Yorumu
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Montrö’nün uygulanmasına dair tartışmalar üzerine yaptığı açıklamada, "Biliyorsunuz Rusya tarafı bu başlattığı işgalin bir savaş olmadığını, başka bir şekilde tanımlanması gerektiğini ifade etmişti. Türkiye Cumhuriyeti kurumları bunu bir savaş olarak tanımladılar, hukuk açısından da savaş olduğu netleştirildi. Dolayısıyla burada iki tane konu var, birincisi Montrö'nün objektif hükümleri savaş durumunda neyi içeriyorsa net bir şekilde uygulanacaktır. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da uygulanacaktır. Türkiye'nin takdirine bağlanmış konular varsa, yani objektif hükümler dışında Türkiye'nin takdirine bırakılmış bir konuyla karşılaşıldığında ise Türkiye hiçbir şekilde savaşı derinleştirecek, savaşı yoğunlaştıracak bir tutum içerisine girmeyecektir” dedi.
Çelik, bu açıklamayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin genel merkezinde milletvekilleriyle biraraya geldiği ve Ukrayna’daki durumun da ele alındığı toplantının ardından yaptı.
Çelik, Erdoğan’ın ateşkesin sağlanması için muhataplarıyla görüşmelerini sürdürdüğünü belirterek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savaş sırasında ortaya koyduğu yoğun diploması trafiği, Ukrayna ve Rusya ile ilişkilerinin Türkiye'nin diplomatik açıdan anahtar bir ülke olduğunun altını bir kez daha çizmiştir” dedi.