Libya Temas Grubu üyeleri Muammer Kaddafi’nin meşruiyetini tamamen yitirdiğini, isyancıları temsil eden Ulusal Geçiş Konseyi’ni tanıdıklarını açıkladı.
Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Amerikan yönetiminin kararını şu sözlerle açıkladı: “Geçici bir yönetim kuruluna kadar Amerika Ulusal Geçiş Konseyi’ni Libya’nın meşru yönetim otoritesi olarak tanımıştır. Amerika Kaddafi rejiminin de Libya’da meşruluğu kalmadığını kabul ediyor.”
Ulusal Geçiş Konseyi’nin bu şekilde tanınması hem uluslararası meşruiyet açısından hem de isyancılara ek kaynak sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Özellikle Libya’da Kaddafi rejiminin dondurulmuş 30 milyar dolarlık kaynaklarının isyancılara verilmesi söz konusu.
Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı toplantıya NATO, Avrupa Birliği, Arap Birliği üyeleri dâhil 32 ülkenin temsilcisi katıldı.
İstanbul’da Çırağan Sarayı'nda yapılan toplantıda Kaddafi’yi devirmeye çalışan isyancıların nasıl güçlendirilebileceği, nasıl bir strateji izleneceği konuşuldu.
Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Ulusal Geçiş Konseyi’nin Kaddafi’nin devrilmesinden sonra demokratik bir Libya kurulmasını öngören plan hazırladıklarını, Libya’nın uluslararası yükümlülüklerini yerine getireceklerini ve dış yardımın insani bir şekilde kullanılacağına dair güvence verdiğini söyledi.
Clinton, Amerika’nın Ulusal Geçiş Konseyi’ne desteğini sürdüreceğini belirtti. Clinton, operasyonların NATO’nun lehinde geliştiğini de savundu ve Kaddafi’nin günlerinin sayılı olduğunu kaydetti.
Toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da BM Güvenlik Konseyi kararları uyarınca, Kaddafi rejimi üzerindeki baskının sürdürülmesini ve Ulusal Geçiş Konseyi ile işbirliğinin artırılmasını istedi: “Trablus’taki rejim üzerinde baskıya devam etmeliyiz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması; Ulusal Geçiş Konseyi’ne nasıl destek vereceğimiz konusunda yenilikçi bir strateji izlememiz ve Ramazan ayı yaklaşırken Geçiş Konseyi’nin kaynak ihtiyacını karşılamamız önemlidir.”
Davutoğlu da, Birleşmiş Milletler’in denetimi altında Libya’nın dondurulmuş kaynaklarının Ulusal Geçiş Konseyi’ne verilmesine destek verdiklerini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Libya Temas Grubu’nun toplantısını son derece verimli olarak nitelendirdi.
İstanbul’da yapılan Libya Temas Gurubu toplantısı isyanın başladığı Mart ayından bu yana dördüncüsüydü.
Türkiye muhabirimiz Can İzbul'un ayrıntılı haberi:
Kaddafi için Son Perde…
İstanbul’da toplanan 32 ülke, 7 uluslararası kuruluş ve Libya Muhalefeti, Kaddafi rejiminin meşruiyetinin kalmadığını ilan etti.
Libya Temas Grubu’nun 4. toplantısı sonunda yayımlanan deklarasyonda; "Kaddafi rejiminin Libya'da artık herhangi bir meşru otoritesi kalmamıştır. Gerek Kaddafi gerekse ailesinin belirli üyeleri gitmek zorundadır." denildi.
Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da toplantı sırasında yaptığı açıklamada Libya’daki “ateşkes koşullarının Kaddafi’nin yönetimi bırakmasını da içermesi gerektiğini” vurgulamıştı.
“Libya'nın bağımsızlığı, egemenliği, toprak bütünlüğü ve siyasal birliğine bağlı olunduğu”nun belirtildiği sonuç deklarasyonunda, “Libya halkının demokratik ve özgür bir Libya'ya ilişkin meşru talepleri ile dayanışma içinde olunduğu” vurgulandı.
Temas Grubu üyesi ülke ve kuruluşlar, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin 1970 ve 1973 sayılı kararlarının uygulanmasının gerekliliğine dikkat çekerek, “bu kararların tam olarak uygulanmasında atılan adımlara destek olunması ve kararların uygulanmasına yardım etmeyen ülkelere de bunlara uymaları” yönünde çağrı yaptı.
NATO ve ortaklarının sivillerin korunmasına yönelik etkin ve etkili operasyonunun takdirle karşılandığını belirten Temas Grubu, operasyonun 90 gün daha uzatılmasına destek verdi.
Toplantı sırasında, özellikle İngiltere ve Fransa tarafından operasyona daha çok katkı verilmesi de kararlaştırıldı. İngiltere NATO'nun Libya'daki misyonuna destek için 4 Tornado uçağı daha göndereceğini duyurdu.
Temas Grubu, sonuç bildirgesinde, ateşkesin sağlanması ve insani durumun iyileştirilmesinin aciliyetine vurgu yaparak, ateşkesin başarılı bir şekilde uygulanmasının; Kaddafi rejimi tarafından kaçırılan ya da tutuklananların serbest bırakılması, insani yardımların ulaştırılması için bütün sınırların açılması, Trablus'taki güçlerin hemen çekilmesi, bütün şehirlere elektrik ve su götürülmesi ile mümkün olabileceğini de vurguladı.
"Askeri yöntemler Libya krizini tek başına çözemeyecektir" denilen sonuç bildirgesinde, acil siyasi bir dönüşüme ihtiyaç bulunduğunun altı çizildi.
Metinde, katılımcıların, Temas Grubu'nun Libya halkı ile irtibat kurulması, bu konuyla ilgili uluslararası politikanın koordinasyonu ve çatışma sonrası destek için uygun bir platform olduğu konusunda uzlaştıkları da kaydedildi. Brezilya, Hindistan, Senegal, Kore ve Ukrayna'nın gözlemci sıfatlarıyla katılımları da “olumlu bir gelişme” olarak not edildi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Özellikle çatışma sonrası Libya’daki altyapının tekrar yapılandırılması büyük bir önem taşımaktadır. Bu konuda da elimizden geleni yapacağız. Libya halkının kendisi ve Libya’nın meşru temsilcisi olan Konsey, bütün bu çabaların yürütülmesinde ortak kabul edilmektedir” dedi.
Davutoğlu, konferans sonrasında düzenlediği basın toplantısında da “kriz sonrası yapılacaklar, bizim de katkımızın bulunduğu ancak tamamen Libyalılar tarafından yürütülmesi gereken bir süreçtir” diye konuştu.
