Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA, Mars’la ilgili yeni bir proje hazırlığında. Bu proje, insan fizyolojisinin alışmadığı ortamlara ne kadar dayanıklı olduğunu test etmeyi amaçlıyor. NASA, bu projede Texas eyaletindeki bir tıbbi araştırma merkeziyle ortak çalışıyor.
İlk insanlı uzay yolculuğu 50 yıldan fazla bir süre önce başladı ve o zamandan bu yana, yerçekimsiz ortamın kemik ve kaslar üzerindeki etkisi, uzun süreli radyasyona maruz kalmanın sonuçları konularında çok veri elde edildi.
Texas Rice Üniversitesi Ulusal Uzay Biyomedikal Araştırmaları Enstitüsü, uzay yolculuğunun insan vücudu üzerindeki etkilerini daha geniş olarak belirlemek istiyor.
Enstitü Başkanı Jeffrey Sutton anlatıyor: "Aslında biz bir anlamda diğer araştırma kuruluşlarında uzay yolculuğunun fizyolojik etkileri üzerinde yapılan araştırmaları bir araya toplayan, bunların analizini yapan bir kuruluş durumundayız."
Enstitünün Mart ayındaki açılış törenine katılan Texaslı Senatör Kay Bailey Hutchison bir ultrason cihazını da denedi. Araştırmacılar bu cihazın hem teşhis hem de böbrek taşlarını tedavi gibi alanlarda kullanılacağını söylüyor.
Enstitü, çeşitli tıp fakültelerinde uzay tıbbı konusunda ders veriyor, konferanslar da düzenliyor.
Uzay tıbbı üzerine araştırmalar yapan Jennifer Law “anormal ortamlarda normal fizyoloji” üzerinde çalıştıklarını söylüyor: "Vücudun başka ortamlarda nasıl çalıştığını belirliyoruz. Yerçekiminin olmadığı ortamlara insanların nasıl uyum sağlamaya çalıştıklarını anlamayı amaçlıyoruz."
Jennifer Law, uzaydaki tıp araştırmalarının özellikle kemik erimesi gibi sık görülen hastalıkların tedavisinde önemli ipuçları verdiğini söylüyor: "Ancak NASA’nın milyonlarca kilometre uzaklıktaki Mars’a insan gönderme planları başta aşırı radyasyona maruz kalma dahil bir çok sağlık riski taşıyor."
Küçük bir uzay aracında bir yıldan fazla sürecek yolculuğun, ekipte ne tür sosyal ve psikolojik sorunlar yaratabileceği de ayrıca kaygı yaratan bir diğer konu.
Jeffrey Sutton, "Bir anlamda hem uzay hem de tıpta yeni ufukları zorluyoruz, bu da bilinmeyen riskleri, tehlikeleri göze almayı gerektiriyor," diyor.
Ancak Sutton’a göre, uzaya seyahat insanlığın geleceği için hayati önem taşıdığından bu risklerin alınması gerekiyor.
