Amerika’da lobi şirketleri büyük bir etkinliğe sahip. Bu şirketler, Kongre’yi ve yönetimi etkilemek için yoğun çaba harcıyor. Amerika’nın Sesi, lobicilik faaliyetlerinin Washington’u nasıl etkilediğini ve yabancı şirket ve hükümetlerin lobiciliği nasıl kullandığını araştırdı.
Washington’da lobicilik hükümet politikaları ve yasaları etkileme çabaları anlamına geliyor. Lobicilik faaliyetleri Kongre, bakanlık ve hükümet daireleriyle iletişim içine girilerek yürütülüyor. Çok büyük bir sektör olan lobiciliğe 2009 yılında 3 buçuk milyar dolar harcandı.
Lobicilikle ilgili yasa ve kısıtlamaların karmaşıklığı nedeniyle strateji geliştirilirken avukatlar devreye giriyor.
Hukuk şirketleri, müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda lobicilik hizmeti veriyor. Washington’un en etkin lobicilik firmalarından Patton Boggs’dan Nicholas Allard, kendisinin ve meslektaşlarının birer dişçi gibi titizlikle çalıştıklarını söylüyor:
"Hiç kimse kendi kendisine kanal tedavisi yapamaz. Bunun için bir uzmana başvurmak gerekir. Uzman lobicilere gerek duyulmasının nedeni de, işi uzmanına bırakma gereğidir. İster büyük şirketler, ister şahıslar, uzman görüşlerimiz için çok yüksek ücretler ödesinler, ya da ücretsiz hizmet alsınlar, bütün müşterilerimize görüş, öneri ve değerlendirmeler sunuyoruz.”
Allard’ın sözünü ettiği uzmanlık alanlarından biri, yasa ve politikalara ilişkin kararlar üzerinde söz sahibi olan kilit kişilere ulaşmak. Washington Examiner gazetesinden Tim Carney başarıya ulaşmada tanıdık kişilerle çalışmanın önemini şöyle açıklıyor:
"Lobiciler çoğunlukla Kongre üyelerinin yanında çalışmış kişiler. Bu nedenle bir lobici tanıdığı Kongre üyesiyle görüşme ayarlayabilir. Kongre üyesi de tanıdığı lobicinin zamanını boşa harcamayacağının farkındadır. Lobicinin eğitim durumunu, bilgi birikimini yakından bilir. Bir şirket olarak o Kongre üyesinin eski elemanıyla çalışmak elbette işinize gelir. Konu tamamen kilit kişilere erişimle ilgili.”
Tıpkı bir siyasi kampanya gibi lobicilik de siyasetçileri karar alma aşamasında etkilemek için verilecek mesajların hazırlanması ve sunulmasını içerir. Politico gazetesinden Ken Vogel, bu mesajların Washington’u sürekli baskı altında tuttuğunu söylüyor:
"Siyasetçiler sadece bir büroda ya da konferans salonunda yüzyüze görüşme şeklindeki geleneksel lobicilik yöntemleriyle değil, medya aracılığıyla da hedef alınıyor. Örneğin gazete ilanları, metro ve trenlerdeki afişler, televizyondaki futbol karşılaşmaları sırasında gösterilen reklamlar çok etkili. Lobiciliğin geleneksel tanımına uymasa da reklamlar aracılığıyla yürütülen bu faaliyetler hep aynı amaca hizmet ediyor. Bu amaç, yasalarla çeşitli tüzük ve yönetmeliklerin hazırlanması ve sözleşmelerin imzalanması sürecini, kısacası Washington’daki karar mekanizmasını etkilemektir.”
Lobiciliğin medyanın farklı araçlarıyla yürütülmesinin bir örneği de uçak üreticileri Amerikan Boeing ile Avrupalı Airbus arasındaki mücadele. İki firma da Amerikan Hava Kuvvetleri için üretilecek yeni tanker uçak ihalesini almaya çalışıyor. Lobicilerin yanısıra iki firma da televizyon ve gazete ilanlarıyla reklamlara başvuruyor. Boeing ve Airbus arasındaki çekişme yabancı şirket ve ülkelerin Washington’da alınan kararları etkilemek için lobicileri kullanmasının en güzel örneklerinden biri.
Patton Boggs’dan lobici Nicholas Allard, uluslararası sorunların ülkeler arasındaki ilgiyi ve ilişkileri arttırdığını söylüyor.
Amerika’nın Sesi, lobicilik faaliyetlerinin Washington’u nasıl etkilediğini ve yabancı şirket ve hükümetlerin lobiciliği nasıl kullandığını araştırdı