AK Parti, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “eşitlik” ilkesine aykırı olduğu için iptal ettiği soyadı düzenlemesini 9. Yargı Paketi’yle yeniden gündeme taşıdı. Kadın hak örgütlerinin çatı örgütlenmesi Eşitlik için Kadın (EŞİK) Platformu, “Soyadı hakkıma dokunma” sloganıyla yargı paketindeki bu düzenlemeden vazgeçilmesi çağrısında bulundu.
Adalet Bakanlığı’nın 9. Yargı Paketi olarak adlandırdığı 38 maddelik “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, bugün AK Parti tarafından TBMM Başkanlığı’na sunuldu.
AK Parti’nin hazırladığı yargı paketiyle 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”da değişiklikler yapılarak, kadın haklarında gerileme olacağı endişesi sözkonusuydu. Ancak teklifte, 6284 sayılı kanunda değişiklikler öngörecek herhangi bir hüküm yer almadı. “Soyadı” ile ilgili düzenleme ise kadın hakları bakımından tepkiyle karşılandı.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 28 Nisan 2023 tarihli kararıyla Türk Medeni Kanunu’ndaki “kadınlara evlilik durumunda mutlaka eşine ait soyadını kullanma zorunluluğu” getirilmesini hak ihlali olarak değerlendirmişti. AYM, bu hükmü “eşitlik” ilkesine aykırı olduğu için iptal ederek, 28 Ocak 2024’te iptal kararının uygulamaya gireceğini bildirmişti. Bu arada TBMM’de yeni düzenleme yapılmaması üzerine fiilen Türkiye’de 28 Ocak itibariyle kadınlar isterlerse evli olsalar da bekarlık soyadlarını kullanabilme hakkına kavuşmuştu. AK Parti’nin bu yargı paketi teklifiyle AYM’nin kararına rağmen kadınlara evlilik durumunda soyadı dayatması durumu ortaya çıktı.
AK Parti “aile bütünlüğü” dedi, AYM ise “erkek-kadın eşitliğine aykırı” demişti
Teklifte, evli kadınlara kendi soyadını (bekarlık soyadını) ancak eşinin soyadı ile birlikte kullanabilme şartı öngören düzenleme aynen korundu. Teklifte kadınlara “çifte soyadı” dayatması yapılması ise “aile birliği” kavramıyla açıklandı. Gerekçede, “Anayasamızın 41’inci maddesinde ailenin Türk toplumunun temeli olduğu kabul edilmektedir. Ailenin önemi değerlendirildiğinde, anne ve babanın ayrı ayrı soyadı kullanmaları, çocuk üzerinde olumsuz etkiler doğurabilecek, çocuğun hangi soyadını kullanacağı ayrı bir tartışma konusu haline gelecektir. Bu durum, Türk toplumunun temeli olan aile bütünlüğüne zarar verebilecektir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen kanun hükmü yeniden düzenlenerek evlenen kadının kocasının soyadını alacağı, ancak dilerse kocasının soyadının önünde önceki soyadını da kullanabileceği, kadının soyadı, kendi soyadı ile daha önceki kocasının soyadından oluşuyorsa bu soyadlarından sadece birisini evleneceği kocasının soyadının önünde kullanabileceği hüküm altına alınmaktadır” denildi.
AYM’nin ilgili kararında ise, özetle “Erkek, evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra da tek başına kullanabildiği halde kuralla kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra ancak kocasının soyadının önünde kullanabileceği öngörüldüğünden karşılaştırmaya müsait şekilde benzer durumda olan eşler arasında cinsiyet temelinde farklı muamelenin yapıldığı açıktır. Evlenmeden önceki soyadının evlendikten sonra da tek başına kullanılması bağlamında kadın ve erkek arasında kuralla öngörülen farklı muamelenin eşitlik ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır” denilmişti.
EŞİK Platformu: “Kadınlar erkeklerin soyadlarını kullanmaya zorlanıyor”
Türkiye’deki pek çok kadın hak örgütleri açısından çatı örgütlenme konumundaki Eşitlik için Kadın (EŞİK) Platformu, yargı paketindeki “aile bütünlüğüne zarar verilmemesi” gerekçesini işaret ederek, “Aile bütünlüğün zarar göreceği gerekçesiyle kadınlar, evleneceği erkeklerin soyadlarını kullanmaya zorlanıyor” tepkisini gösterdi.
Açıklamada, “9. Torba Paketi'yle, Anayasa Mahkemesi’ni yine hiçe sayarak; AYM’nin iptal ettiği Türk Medeni Kanun’daki ‘Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır’ düzenlemesini tekrar, aynen yasalaştırmak istiyorsunuz. Kendi seçtiğimiz soyadı ile yaşamak en temel hakkımızdır. Anayasa’nın eşitlik ve ayrımcılık yasağını düzenleyen 10. maddesi, ailede eşitliği düzenleyen 41. maddesi ve Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne aykırı olarak kadınlara erkek eşlerinin soyadını kullanmaları dayatılamaz” denildi.
EŞİK Platformu, açıklamasının devamında, “AYM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları, karar gerekçeleri çok açık. Kadınlar isterlerse sadece evlilik öncesi soyadlarını kullanabilirler. AYM’nin iptal ettiği düzenlemeyi geri getiremezsiniz. Çağdaş hukukun gerisine düşemeyiz, kadınlara haklarının tanınmasında ısrarlıyız. Kazanılmış haklarımızı torba yasalarla gasp etmenize izin vermeyeceğiz” sözleriyle tepkisini paylaştı.
Platform, AK Parti’ye teklifteki bu hükmü yargı paketinden çıkarma çağrısında bulundu.
AK Parti Grubu Başkanı Güler: “Etki ajanlığı düzenlemesi hiç yoktu”
Bu arada AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, yargı paketi teklifiyle ilgili basın açıklaması yaptı. Yargı paketi taslağında da “etki ajanlığı suçlaması” şeklinde hazırlık yapılmadığını söyleyen Güler, Türk Ceza Kanunu’nun 339’uncu maddesinde düzenlenen “casusluk” suçunu artık mevcut djönemin teknolojik gelişmeleri itibariyle yetersiz gördüklerini ve suçun sadece mevcut haliyle bilgi ve belge temin etmeyi kapsadığını kaydetti.
Casusluk suçuyla ilgili yeniden düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu anlatan Güler, “Bir istihbarat örgütü ya da bir ülke adına, TCK’yı ihlal eden değişik suçlar işlenebilmektedir. Bunun çerçevesinin daha somut, daha kesin deliller noktasında belirlenmesini sağlayacak bir maddeye erişilmesi noktasında önümüzdeki tekliflerde bu yer alacaktır. Mevcut kanuni düzenlemelerin yetersiz kaldığı, Türkiye’de suç işlemiş kişi ya da yapılarla da etkin mücadele edilmesini sağlamak gerekiyor. Ancak “etki ajanlığı” gibi bir düzenleme hiç yer almamıştı. Halen ne içerdiğini öğrenmiş değiliz. Keşke içerikten de bahsedilseydi” açıklamasında bulundu.
Güler’in bugünkü açıklaması itibariyle 1 Ekim sonrasındaki yeni yasama yılında casusluk suçlaması kapsamını genişletmek gerekçesiyle bir başka yasa teklifi içerisinde yeni suçlama düzenlemesinin yapılabileceği ihtimaline kapı açılmış oldu.
“Çoklu Baro” düzenlemesindeki ödenek dağıtımı sıkıntısı da var
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı aldığı bir başka düzenleme olan ve kamuoyunda “çoklu baro” düzenlemesi olarak adlandırılan Avukatlık Kanunu’ndaki değişiklik de teklifte yer aldı.
Teklife göre; “Adli Yardım Ödeneği”nin barolar arasındaki dağıtımı yeniden düzenleniyor. Bu ödenek dağıtımında, birden fazla baronun bulunduğu illerde, her 5 bin nüfus için tespit edilecek toplam puanın yüzde 30'u o ilde bulunan barolar arasında eşit olarak, kalanı ise o ilde levhaya kayıtlı toplam avukat sayısına bölündükten sonra elde edilen rakamın her baronun üye sayısına çarpımı sonucu elde edilecek puana göre dağıtılacak.
Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi Elçin Şimşek Çağlayan, "Ödenek dağılımı, baroya kayıtlı avukat sayısına göre olmadığı sürece ortaya eşitsizlik ortaya çıkıyor. Dolayısıyla teklifteki bu düzenleme Ankara 2 nolu Baro lehine görünüyor" dedi.
Çağlayan, VOA Türkçe’ye açıklamasında, Ankara Barosu'nun 25 bin üyesi bulunduğunu ve Ankara 2 nolu Barosu'nun ise 2 bin üyesi olduğunu anımsatarak, adli ödenek yardımında bunun dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Çağlayan, "Bu düzenleme her türlü 2 nolu Baro'nun daha lehine. Sözkonusu ödeneğin yüzde 30"unu eşit dağıtmak başlı başına bir eşitsizlik yaratıyor maalesef" görüşünü aktardı.
Yargı paketiyle çok sayıda kanunda değişiklikler öngörülüyor
Teklife göre; Hakimler ve Savcılar Kanunu’nda yapılacak değişiklikle Hakim ve Savcı Yardımcılığı Sınavı’nda “milletlerarası hukuk ve milletlerarası özel hukuk” alanından sorular olabilecek. İlaveten İdari Yargı Hakim Yardımcılığı Sınavı'nda ise “ticari işletme-şirketler hukuku” alanından da soru sorulabilecek.
Yargı paketi teklifinde, ayrıca İcra ve İflas Kanunu’nda ihalelerle ilgili, Yükseköğretim Kanunu’nda Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı’yla ilgili, İdari Yargılama Usulü Kanunu'ndaki vergi davalarıyla ilgili, Kamulaştırma Kanunu ile Karayolları Trafik Kanunu’nda değişiklikler de bulunuyor.
Forum