Hükümetin anayasa değişikliği paketini açıklamasından bu yana pakette öngörülen düzenlemelerin olumlu-olumsuz yanları tartışılıyor.
CHP pakete destek vermeyeceğini açıkladı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkan Vekili Kadir Özbek, "Bu, yürütmenin yargıya karşı yer tutma harekatıdır" dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ise Anayasa'nın tümüyle yenilenmesi gerektiği yönünde görüş bildirdi. TÜSİAD'ın açıklamasında "gündemdeki Anayasa paketinin içeriğinde temel sorunlar bulunduğu ve demokrasi açığını kapatmaktan uzak olduğu" belirtildi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Anayasa Hukuku profesörü Sibel İnceoğlu’yla anayasa paketinde içerik ve usul açısından sorunlu görülen konuları konuştuk.
İnceoğlu, paketin sadece içerik yönünden değil usul bakımından da tartışıldığını hatırlattı.
İnceoğlu, "Usulle ilgili olarak, bir partinin hazırladığı önerinin diğer partilere dayatıldığı yönünde algılama var. Bu yüzden rahatsızlık söz konusu. Doğal olan, en azından içerideki partilerin bir uzlaşma komisyonu kurarak birlikte bir taslak oluşturması idi. Bunun dışında diğer bir problem ise seçim barajının yüksek olmasından ötürü. Bu konuda demokratik temsiliyet bakımından problemler olduğuna dikkati çekenler var. Diğer bir sorun ise Meclis'te 3'te 2 oya ulaşamayacak olması paketin ve referanduma tamamının sunulacak olması dolayısıyla halkın maddeler arasında seçim yapma şansının olmaması eleştirilen konulardan biri" diyor.
İnceoğlu, zaman baskısının da tedirginlik yarattığını vurguluyor. İçerik bakımından ise bazı olumlu maddeler de olduğunun altını çiziyor. İnceoğlu, kadın-erkek eşitliğine ilişkin maddeyle pozitif ayrımcılığa kapının açıldığını hatırlatıyor.
Sibel İnceoğlu, "Kadın örgütlerinin bu maddeden tamamıyla memnun olmadıklarını, başka maddelerde de kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık içeren düzenlemeler olması gerektiğini söylüyorlar" diye konuşuyor.
“Düzenlemelerde Cumhurbaşkanı Merkeze Konmuş Durumda”
İnceoğlu, pakette en uzun maddelerin yargı ile ilgili olduğunun altını çiziyor. HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapısının değiştirilmesi konularının sıkıntı yarattığını belirten İnceoğlu, "Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi üyelerinin 7'sini doğrudan atıyor. Yani aday gösterme usulü olmaksızın. Diğer 9 üyeyi yine Cumhurbaşkanı atıyor. Geri kalan 3 üyeyi de TBMM seçiyor. Burada da tam bir seçim yok aslında, bir tür atama bu. Çünkü Meclis’te nitelikli bir çoğunlukla yapılmıyor. Salt çoğunluk, o da bulunamazsa en çok oyu alan kişi TBMM tarafından seçiliyor. Bu ne anlama gelir? TBMM’deki iktidar partisi Anayasa Mahkemesi’nin 3 üyesini belirler. Geri kalan 16 üye, yani Cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor. Bu Cumhurbaşkanı da bir siyasi parti lideri olacaktır. Çünkü Cumhurbaşkanını seçmek için aday gösteren siyasi partilerdir. Bu yapı çok eleştiriliyor. Cumhurbaşkanı merkeze oturtulmuş durumda ve Anayasa Mahkemesi’nin aşırı politize olacağı kaygısı taşınmakta” diyor.
İnceoğlu, “Bir reform yapılacaksa bu tip bir taslağı Türkiye’nin hak ettiğini düşünmüyorum” diyerek taslağın en azından yargı bakımından reform getirmediğini” söylüyor.
Röportajın tamamını dinlemek için ilgili ses dosyasını sağ üst köşede bulabilirsiniz.