Siyasi uzmanlar, Cumhuriyetçi partili politikacıların Ocak ayından itibaren Temsilciler Meclisi’ndeki komisyonların başkanlıklarına bir bir yerleşmeye başladıklarında neler olabileceğini öngörmeye çalışıyor. Heritage Vakfı Margaret Thatcher Merkezi’nden Brett Schaefer, zorunlu olmayan, ancak her yıl yeniden belirlenen bazı harcamalarda kesintiye gidilmesini tahmin ediyor. Örneğin Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesi ve Birleşmiş Milletler’e yapılacak harcamaları savunmak için Amerika’da güçlü bir siyasi taban bulunmuyor. Bu da uzmana göre Cumhuriyetçi Partililere bu harcamalarda kesintiye gitme fırsatı verebilir. Brett Schaefer, muhafazakarların ağırlıkta olduğu Temsilciler Meclisi’nde dış yardım ve uluslararası programlara verilecek ödeneklerin gözden geçirilebileceğine işaret ediyor.
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın ve Uluslararası Kalkınma Dairesi’nin bütçesi, dış ve insani yardımlara ayrılacak ödenekler, Temsilciler Meclisi’nde, Dışişleri ve Dış Operasyon Tahsisatları Alt Komisyonu’nda görüşülüyor. Komisyonun başkanlığı, Ocak ayında Cumhuriyetçi Partili Kay Granger’a geçecek. Washington Times gazetesine göre Granger, özellikle dış ülkelerdeki yolsuzluğu önleyemediği için kalkınma yardımlarına en karşı çıkan isimlerden biri. Harcama kesintilerini savunan bir diğer önde gelen Cumhuriyetçi Partili üye ise Temsilciler Meclisi’nde partisinin grup başkanlığını üstlenmesi beklenen Eric Cantor. Cantor, yalnızca Amerika’nın dış politika hedeflerine destek verecek ülkelere yardım yapılmasını savunuyor. Cantor ayrıca İsrail dışındaki ülkelere sağlanan yardım programlarında da kesinti yapılmasını istiyor.
Washington’daki Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı Stephen Morrison, İsrail’e yapılan yardımları dış yardım bütçesinden ayırma düşüncesini radikal buluyor ve kendi partisinde bile destek bulamayabileceğine dikkati çekiyor. Bununla birlikte Stephen Morrison, Cumhuriyetçi Partili milletvekili Cantor’un daha seçimler yapılmadan böyle bir girişimde bulunmasının, aslında partinin kendi kontrolündeki Kongre’de dış yardımları nasıl yönlendirebileceğine işaret ettiğini söylüyor.
Cumhuriyetçi Partililer, geleneksel olarak savunma harcamalarında büyük kesintilere gitmiyor. Ama partinin son dönemde seçim başarısında payı olan Çay Partisi adlı muhafazakar hareketin ulusal bütçede kesinti çağrısı yapması, Kongre üyelerini bu konuda bir daha düşünmeye itebilir.
CATO Enstitüsü’nden Christopher Preble, bazı muhafazakarların bile Savunma Bakanlığı’nın son 10-15 yılda aşırı hızla büyümesinden memnun olmadığını belirtiyor. Uzman, Savunma Bakanlığı kadar hızlı büyüyen bir kurumun doğal olarak harcamalarında israfa gitmiş olabileceği ya da tasarruf imkanı olsa bile bu fırsatları değerlendirmemiş olabileceğine işaret ederek, bazı Cumhuriyetçi Partililerin son dönemde yapılan askeri harcamaları gözden geçirmek isteyebileceğini söylüyor.
Obama yönetiminin dış politikası da son seçimden daha da güçlenerek çıkan Cumhuriyetçi Partili muhalefetin hedefinde olacak.
Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu başkanlığını yeni yasama döneminde Cumhuriyetçi Partili Ileana Ros-Lehtinen alacak. Ros-Lehtinen, Obama yönetiminin Afganistan’da asker arttırma ve İran’a karşı yaptırımları güçlendirme kararına destek veriyor. Cumhuriyetçi üye Çin ve Rusya’da insan hakları uygulamalarının iyileştirilmesine de destek vermekle birlikte Küba’ya ambargonun hafifletilmesine karşı çıkıyor. Ros-Lehtinen aynı zamanda Amerika’nın Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’ne yeniden üye olmasına karşı ve uluslararası örgüte yapılan mali desteğin de azaltılmasını istiyor.
Bununla birlikte, Irak ve Afganistan savaşları gibi tartışmalı dış politika konularında Cumhuriyetçi ve Demokrat Partili üyelerin Kongre’de yeni dönemde de birlikte çalışmayı sürdürmesi bekleniyor.