Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nda görevli çok sayıda diplomat ve sivil personel Başkan Donald Trump’ın göçmenlere ve 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarına kapıları kapatmasına karşı olduklarını gösteren bir belgeye imza attılar.
Dışişleri Bakanlığı Amerika’nın Sesi’ne sözkonusu belgenin varlığını doğruladı ancak yetkililer belgeye kaç kişinin imza koyduğunu açıklamadı. Kaynaklar, imzacıların sayısının 1000 civarında olduğunu belirtiyor.
Amerika’nın eski Suriye Büyükelçisi Robert Ford, “Eğer bu belgeye imza koyanların sayısı bine yakınsa bu geçen yıl Obama’nın Suriye politikasına karşı benzer şekilde yayımlanan belgeye imza koyanların 20 katı demektir” diye konuştu.
Bakanlığın Avrupa ve Avrasya konularından sorumlu eski müsteşar yardımcısı Laura Kennedy de başkanlık kararnamesi karşıtı belgeye imza koyanların sayısının bu kadar çok olması ve bu kadar kısa sürede bu bilginin dışarı sızmasının, bakanlık çalışanları arasında atılan adımlardan kaygı duyan çok ciddi bir kesimin bulunduğunun net işareti olduğu yorumunda bulundu ve “olağanüstü bir dönemden geçiyoruz” dedi
Trump yönetimi ise kararnamenin Amerikan halkının güvenliğini sağlamak için gerekli olduğunu savunuyor. Yönetim tarafından haftasonu yapılan açıklamada, alınan kararların Amerika’nın sınırlarının güvenliğini yeniden sağlamak adına atılacak adımların ilkini oluşturduğu belirtilirken, bu karardan etkilenenlerin sayısının çok az olduğu ifade edildi.
Ancak Dışişleri Bakanlığı çalışanlarının altına imza koydukları, Amerika’nın Sesi’nin ulaştığı belgede bunun tam tersi bir görüş ortaya konuyor. Bakanlık çalışanlarına göre başkanlık kararnamesi amacına ulaşamayacak, aksine karşıt tepkiye neden olacak.
Beyaz Saray sözcüsü Sean Spicer ise, Dışişleri Bakanlığı çalışanlarının tepkisiyle ilgili olarak, “Bu programa ya uyarlar ya da istemeyen gidebilir” dedi.
Eski büyükelçi Ford, bu tür belgelerin bakanlık çalışanlarının üst yönetime karşı oldukları konuları bildirmesinin uygun bir yöntemi olduğunu, bunu yönetimde kimsenin kişisel olarak üzerine alınmaması gerektiğini söyledi.
Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden, eski Dışişleri Bakanlığı danışmanı Profesör Doktor Harold Hongju Koh da, Dışişleri çalışanlarının altına imza koydukları belgenin tarihten gelen bir saygınlığının olduğunu ve bunun Amerika hukuku ve anayasasının bir geleneğini oluşturduğunu söyledi.
Dışişleri çalışanlarının altına imza koydukları belgeye göre başkanlık kararnamesi ile alınanan kararlar hem öne sürüldüğü gibi güvenliği artırmayacak hem de hali hazırda teröre karşı işbirliği yapılan çok sayıda müttefik ülke ile ilişkilerin bozulmasına neden olabilecek.
Söz konusu belge güvenlik konusunda yapılabilecekler konusunda tavsiyeler de içeriyor. Bunların arasında mevcut vize programının ve mülteci takip programlarının geliştirilmesi yer alıyor.
“Muhalif kanal” kanal olarak isimlendirilen ve dışişleri çalışanlarının karşı görüşlerini yönetime bildirdikleri belge uygulaması 1971 yılında Vietnam Savaşı politikaları hakkındaki tartışmalar sırasında başlatılmış. Uygulamayla, Dışişleri Bakanlığı çalışanlarının uluslararası politikalar konusunda fikirlerini özgürce paylaşabilmelerinin sağlanması hedefleniyor.
Genel olarak Dışişleri Bakanlığı içerisinde bir yılda 4 ila 5 kez bu tarz bir belge hazırlandığı, geçen yıl Suriye politikaları karşıtı belgeye 51 çalışanın imza koyduğu belirtiliyor.