Pandeminin başından bu yana etkili olan Covid-19 tedbirleri ve getirilen kısıtlamalar büyük oranda kalktı. Buna göre maske takma zorunluluğu açık havada kaldırıldı, kapalı ortamlardaysa mesafe kuralına göre uygulanacağı bildirildi. Yeni dönemde herhangi bir kapalı mekana girişte HES kodu da sorulmayacak. Ayrıca okullarda 2 vaka çıkması durumunda sınıfların kapatılması uygulamasına da son verildi.
Peki uzmanlar ve halk Covid-19 tedbirlerinin kaldırılmasına nasıl bakıyor? Vakaların artabileceğinden endişe ediliyor mu?
VOA Türkçe uzmanların ve halkın konu hakkındaki görüşlerini aldı. İstanbul ve Gaziantep’te yaşayanların çoğu tedbirlerin kaldırılması için henüz erken olduğunu ifade ederken, maskeden ve katı tedbirlerden sıkıldıkları için kararı doğru bulanlar da oldu.
Aşı olan kişilerin maske takmasına anlam veremediğini ifade eden vatandaşlardan Hasan Gürbüz, “Aslında açık havada maske uygulamasının olmaması gerekir. Kapalı alanda maske takılmalı ama açık alanda neden takılsın ki? Zaten herkes aşılarını da oldu. Sürekli maske takılacaksa biz neden aşı olduk?” diye konuştu.
Gaziantep’te yaşayan Zihni Doğan, “Sağlık bakanımız diğer profesörlerin, doktorların sözlerini dinlemiyor. Gazeteler 100 bin kişide 300 kişide virüs görüldüğünü yazmış. 3 milyon nüfuslu Gaziantep’i düşünecek olursak 3 bin kişide Covid var demektir. Açık havada maske uygulamasını kaldırıyorlar da bunun açığı kapalısı var mı? Birinde varsa bana da bulaşır’’ sözleriyle görüşünü paylaştı.
Your browser doesn’t support HTML5
“Tedbirler yerine zamlar kaldırılsın”
Salgınla ilgili tehlikenin henüz geçmediğini, dolayısıyla tedbirleri gevşetmenin bir anlamının olmadığını belirten Sinan Çelik, “Pandeminin başından bu yana maske uygulamasında bir gevşeklik var. Bu sadece alınan kararla alakalı bir durum değil. Bana göre henüz tehlike geçmiş değil ama neden böyle bir karar alındığını yetkililere sormak lazım. Sadece bu yasaklar değil, yapılan zamlar da kaldırılsa daha iyi olur. Bence ülkemizdeki temel sorun bu. İnsanlar açlık, yoksulluk, sefaletle mücadele ediyor. Tabi insanların sağlık sorunları da biraz göz ardı ediliyor sanki’’ ifadelerini kullandı.
Covid-19 riski henüz devam ederken tedbirlerin kaldırılmasının anlamsız olduğunu savunan Sultan Akın, “Ülkemiz henüz Covid-19’dan temizlenmemişse bunun önleminin alınması gerekiyor. Maskenin takılması veya mesafenin korunmasına dikkat edilmesi gerekiyor. HES kodu çok da önemli değil bence. Maske ve mesafe daha önemli’’ dedi.
“İnsanların psikolojisi belki rahatlar”
Tedbirlerin arttırılması yerine bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerektiğini belirten Abdülkerim Akpınar, “Bence bağışıklık sisteminin güçlenmesi lazım. Yani herkesin hastalığa karşı bağışıklık kazanması, insanların kendilerinin bilinçlenmesi lazım. Hastaysa kendisi çıkmayacak ve çevrenin sağlığını da düşünecek’’ diye konuştu.
Üniversite öğrencisi Beren Sağdaşlı da, “Sonuç olarak iyi oldu. Böylelikle insanların psikolojileri belki rahatlar” dedi.
“Erken alınmış bir karar”
Maskelerin kaldırılma kararının erken alındığı görüşünü dile getiren Enes Karlıtepe ise “Bence erken alınmış bir karar çünkü Covid salgını henüz bitmiş değil. Sadece salgını uzun süreden beri yaşadığımız için insanlar önlemleri çok dikkate almamaya başladı. Ancak tehlike hala devam ediyor” dedi.
“Ölümler artabilir”
Sağlık Bakanlığı’nın aldığı bu karar sonrası vaka ve ölüm oranlarının artacağı öngörüsünde bulunan Gaziantep – Kilis Tabip Odası Başkanı Ayşegül Ateş Tarla ise, “Bu aslında önlenebilir bir hastalığı önlenemez noktaya getirerek ölümlerin arttırılması anlamına geliyor. Bu tür bir açıklamanın hangi bilimsel veriye dayanarak yapıldığını merak ediyoruz’’ dedi.
VOA Türkçe’ye konuşan Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Ayşegül Ateş Tarla ise, “Günde 200’e yakın vatandaşımız halen Covid nedeniyle vefat ediyor ve biz salgın kontrol altındaymış gibi salgınla ilgili tedbirleri kaldırıyoruz’’ diyerek şu değerlendirmede bulundu:
“Sağlık Bakanlığı’nın aldığı karar aslında salgın devam ederken herhangi bir tedbir almayacağına yönelik bir açıklama. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu aslında önlenebilir bir hastalığı önlenemez noktaya getirerek ölümlerin artması anlamına geliyor. Bu tür bir açıklamanın hangi bilimsel veriye dayanarak yapıldığını merak ediyoruz. Bu karar Türkiye ölçeğinde hangi epidemiyolojik bir çalışmaya göre verilmiş? Eğer bu dünya ölçeğine göre verilmiş bir kararsa, dünyadaki aşılama oranları Türkiye’ye göre daha yüksek ve buna bağlı vaka sayıları ve ölüm oranları bize göre daha düşük. Türkiye’de şu an için 2 doz aşılanmış olanların oranı yüzde 62’lerde seyrediyor. Tabi bu oran pandeminin başından beri temel alınan aşılama oranı. Aslında o aşıların çoğunun etkinliği zayıflamış durumda. Nüfusumuzun büyük bir çoğunluğu halen aşısız. Son iki haftadır aşılama oranları zaten 100 bin kişinin altına inmiş durumda. Bütün bunlara rağmen maske kullanımı gibi tedbirleri kaldırarak tekrar insanların hızlı bir şekilde hastalanmalarına neden oluruz. Aynı zamanda bu durum hastanelerde de ciddi bir yığılmaya neden olacak.’’
“Bakanlık pandemiyi gündemden çıkarmak istediği için böyle bir karar aldı”
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Recep Koç ise Sağlık Bakanlığı’nın pandemiyi Türkiye gündeminden çıkarmak istediği için böyle bir karar aldığını savundu.
Alınan kararların tamamen siyasi olduğunu savunan Dr. Koç, “Bu ne tıbbi ne de toplum sağlığını koruyucu bir karardır” ifadelerini kullandı.
''Okullarda salgının yayılma riski yüksek”
Okullarda 2 vaka çıkması durumunda sınıfların kapatılması uygulamasına son verilmesi kararını doğru bulmadığını ifade eden Dr. Koç, sözlerine şöyle devam etti:
“Kamu okullarında neler yapıldı? Sınıflardaki öğrenci sayısını mı azalttınız? Okullara kadrolu yeni hizmetli mi aldınız? Okulların ödeneklerini mi arttırdınız? Yani devlet okullarına ne yaptınız? İki yıldır bu sorularımıza bir cevap alamadık. Sınıflar 40-50 kişilik. Şu anda soğuk havalarda camlar açılamıyor. Öğretmenler Covid, öğrenciler Covid. Hatta bu sene okul öğrencilerinde o kadar çok nezle, soğuk algınlığı ve grip iç içe girdi ki, bunların evlere yayılımı da var. Bildiğiniz gibi Omicron varyantı gençlerde ve çocuklarda daha kolay atlatılabiliyor ama yaşlı ve riskli gruplarda çok daha ağır seyredebiliyor. Bizim amacımız zaten bu grupları korumak. Okullarda bulaşım olduğu taktirde çocuklar bu hastalıkları evdekilere bulaştıracaklar. Bizim de çekincemiz bu.”