İstiklal Caddesi’nde yapılmak istenen 20. Onur Yürüyüşü’ne Beyoğlu Kaymakamlığı izin vermeyince İstanbul Polisi, 12.00 ile 17.00 arasında Taksim Meydanı ile İstiklal Caddesi’ne çıkan tüm sokakları herkese kapadı. Aralarından turistlerin de bulunduğu binlerce kişinin cadde ve meydana girişine izin verilmedi.
Onur Yürüyüşü komitesinin çağrısıyla Beyoğlu çevresine gelen LGBTİ aktivistleri ise Cihangir’de toplandı. Polis, bu semtteki çeşitli sokaklardan İstiklal Caddesi’ne çıkmak isteyen küçüklü büyüklü gruplara müdahale etti. En az 150 eylemci gözaltına alındı.
AFP muhabiri Bülent Kılıç ters kelepçeyle gözaltına alındı
Cihangir’deki gelişmelerde polisin sert müdahalesine tepki gösteren AFP muhabiri bir emniyet müdürünün ‘‘tak kelepçeyi şuna’’ sözleri sonrası ters kelepçe takılarak gözaltına alındı.
Bülent Kılıç bir yıl önce yapılan 19. Onur Yürüyüşü sırasında da boğazına basılarak gözaltına alınmıştı. 24 Haziran 2021’de gözaltına alınan Kılıç birkaç saat sonra serbest bırakılmış, İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve Beyoğlu Emniyet Müdürü kendisinden özür dilemişti. Olaydan iki gün sonra Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın Cağaloğlu’ndaki genel merkezi önünde toplanan gazeteciler ‘‘nefes alamıyoruz’’ pankartıyla İstanbul Valiliği’nin önüne yürümüş valilik kapsı önüne fotoğraf makinelerini bırakarak saldırıyı protesto etmişlerdi.
Your browser doesn’t support HTML5
‘‘Bizim kimseye zarımız yok, ne cam kırıyoruz ne taşkınlık yaratıyoruz’’
Onur Yürüyüşü yapmalarına izin verilmeyen LGBTİ aktivistleri polisle köşe kapmaca oynayarak çeşitli sokaklarda basın açıklamalarını okudular.
Kazancı Yokuşu’nda gözaltına alınmadan VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan LGBTİ aktivisti Okşan Büyük, neredeyse hiçbir eylemde taşkınlık yapmadıkları halde bu yürüyüşün yasaklanmasına anlam veremediğini söyledi.
Büyük, ‘‘Burada eğlence adı altında hak savunusu yapıyoruz. Bu yasaklar sırf bizim için de değil. Dünya Kadınlar Günü’nde buradaydım, o da yasak. Kadınların haklarını savunması yasak. Bir eylemde Ramazan ayıydı, soyunan arkadaşlarımız oldu. Bu yanlıştı. Bazı yanlışlar yapılmış olabilir. Ama bir kasada birkaç çürük domates olabilir. Sonra pişman oldu o kişiler. Fakat yüz kişiden bir iki kişi problem yarattıysa herkes mi suçlu oluyor? Burada eğleniyoruz haklarımızı arıyoruz. Trans cinayetlerini, LGBTİ cinayetlerini protesto ediyoruz. İş verilmemesine tepki gösteriyoruz. Bizim kimseye zarımız yok. Ne cam kırıyoruz ne taşkınlık yaratıyoruz’’ dedi.
‘‘Umarım 2023 bizim en güzel yılımız olacak’’
Barbi Naz adını kullanan bir başka LGBTİ aktivisti ise son yıllarda hükümetin kendileri üzerinde baskıyı çok arttırdığını dile getirdi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan LGBTİ aktivisti, ‘‘Haklarımızı savunmak için buradayız. Alınan haklarımız var. Son zamanlarda çok sayıda arkadaşımız cinayete kurban gitti. İzin vermiyorlar. Yapacağımız basın açıklaması en fazla on beş dakika. On beş dakika için her yeri kapatmaları anlaşılmaz. İnsanların işine evine gitmelerine eğlenmelerine mani oluyorlar. Şu anki hükümetin baskısı yüzünden her yer kapalı. 2012 ve 2013’te gayet güzel kutladık. O zamanlar rahat yürüyorduk. Son beş altı senedir rahat yürüyemiyoruz. Hükümetin baskısı. Başka bir şey demiyorum. Umudum 2023. 2023’ü bekliyoruz. Umarım 2023 bizim en güzel yılımız olacak’’ diye konuştu.