AKP'yi Kapatma Davasında Süreç İşliyor

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hakkında açtığı kapatma davasında süreç işlemeye başlıyor. Davayla ilgili işlemlerin resmen başlaması için Anayasa Mahkemesi’nin iddianameyi kabul etmesi gerekiyor. Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere tüm AKP’lilerin, toplumun aydın kesimlerinin ve Avrupa’nın davaya sert tepkisi sürüyor.

Hükümetin Kuzey Irak’a düzenlenen kara operasyonundan sonra Kürt sorununu çözmek için adım atmaya çalıştığı bir dönemde Yargıtay’ın birdenbire Türkiye’nin gündemine getirdiği AKP’yi kapatma davası, Ankara’daki bütün tartışmaların yönünü değiştirdi. Terörle mücadele için siyasi bir açılımın olup olmayacağı, sosyal güvenlik reformunun Türkiye’de sosyal hakların gelişimine engel mi yoksa destek mi olacağına ilişkin günlerdir yapılan tartışmaların hepsi bir kenara bırakılırken, Türkiye AKP’nin gerçekten kapatılıp kapatılamayacağına, kapatılırsa Türkiye’yi nelerin beklediğine ilişkin senaryolara kilitlendi. Siyasi çevrelerde, Amerika ve Avrupa’nın demokrasiyle bağdaştıramadığı AKP’yi kapatma davasının, Türkiye gündemini çok uzun bir süre meşgul edeceği hesapları yapılıyor.

AKP hakkında açılan kapatma davasında süreç 17 Mart Pazartesi günü başlıyor. Anayasa Mahkemesi heyeti, eksiklik görmezse Yargıtay Başsavcılığı’nın AKP’nin kapatılmasıyla ilgili hazırladığı iddianameyi kabul edecek, sonra da ön savunma için AKP’ye gönderecek. AKP’nin ön savunmasını en geç 2 ay içinde yapması gerekiyor. Sonrasında Yargıtay başsavcısı esas hakkındaki görüşünü mahkemeye sunacak, bu görüş de AKP’ye gönderilecek. Anayasa Mahkemesi bu aşamadan sonra bir gün belirleyecek ve tarafları sözlü olarak dinleyecek. Raportör davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Hazırlanan bu rapor Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesine dağıtılacak ve üyeler Başkan Haşim Kılıç'ın belirleyeceği günde toplanacak. Anayasa'ya göre bir siyasi partinin kapatılması için nitelikli çoğunluğun yani mahkemenin 11 asıl üyesinin en az 7'sinin oyu gerekiyor.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya’nın ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı’ olarak gösterdiği AKP’yi kapatma davasıyla ilgili iddianamede Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ‘laiklik ilkesine aykırı eylem ve demeçleri" 61 başlık altında toplanıyor.

Erdoğan’ın tepkisi sertleşiyor

Partisinin kapatılmasına dönük girişimi ilk önce ‘milli iradeye karşı bir adım’ olarak niteleyen Başbakan Erdoğan’ın ise AKP’nin kapatılmasını savunanlara tepkisi sertleşiyor. Erdoğan, Şanlıurfa’da konuşurken Türkiye’nin itibarını, geleceğini düşünmenin sadece partisinin sorumluluğunda olmadığına vurgu yaparken, yine de tek başına kalmaları durumunda demokrasiye sahip çıkacaklarını söyledi. Türkiye’de kimsenin gerilimler, krizler üreterek ülkenin kaynaklarını heba etmeye hakkının olmadığını savunan Erdoğan, “Hiç kimse böyle ağır bir vebali taşıyamaz. Bu milletin vicdanını yaralayanlar, bu milletin huzuru kaçıranlar, bu milletin değerini bilmeyenlerdir. İradesini hiçe sayanlar, onu değersiz ilan edenler milletin ahını almaktan kurtulamazlar” ifadesini kullandı.

AKP’yi ‘dincilikle, fanatizmle, terör ve şiddetle’ yan yana göstermeye çalışmanın ‘gayri ciddilik’ olduğunu dile getiren Erdoğan, AKP’nin tüm bunlarla ilgisinin olmadığını savundu. Partinin kapatılması girişimini haftasonunda sürekli değerlendirmeye alan AKP de, yarın yapılacak TBMM grup toplantısını da bir gün öne çekti. Toplantı bugün olağanüstü bir şekilde gerçekleştirilecek.

Avrupa tepkili AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn’in, AKP’yi kapatma davasıyla ilgili “Normal Avrupa demokrasilerinde siyasi konular mahkeme salonlarında değil, parlamentolarda demokratik yollarla tartışılır'' sözlerinin ardından Avrupa ülkelerinin davaya tepkisi sürüyor.

İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, kapatma davasının ‘Avrupa demokrasisine’ aykırı olduğu söyledi. Görüşlerini kısa bir açıklamayla duyuran Miliband, davanın kendilerinde büyük bir kaygı yarattığını, yargıyla siyasetin ayrı olması ilkesine uyulması gerektiğini dile getirdi. Amerika Dışişleri Bakanlığı da, davayla ilgili olarak Türkiye'de demokratik kurumlara ve hukukun üstünlüğü ilkesine saygı gösterilmesi gerektiği görüşünü duyurmuştu.