Gazze’deki çatışmalardan en fazla yarar sağlayan Suriye, son yıllarda yaşadığı diplomatik tecridin ardından Ortadoğu’da önemli bir aktör haline gelmeye çalışıyor.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, gerek Hamas’a verdiği destek, gerekse adına bestelenen “Aslan Beşar” adlı şarkı göz önüne alındığında sokaktaki Arapların kahramanı oldu. Esad sözcüğünün Arapça’da “aslan” anlamına geldiğiniyse hatırlatmaya gerek yok.
Hamas liderlerinden Halid Meşal ve Filistin muhalefetinin kilit isimleri Suriye’ye sığınmış durumda. Bu da Şam yönetiminin diplomatik kozlarını artırıyor. Suriye’nin hem Filistinli Hamas, hem de Lübnanlı Hizbullah örgütlerine verdiği destek, Arap halkının takdirini almakla kalmadı, Avrupalı ve Arap diplomatların da Şam’ın kapısını çalmasını sağladı.
Esad’ın geçen ay Katar’daki Arap zirvesinde yaptığı, İsrail’in Gazze operasyonunu eleştirdiği ve intikam çağrısı yaptığı ateşli konuşma, Arap basınının alkışını topladı. Beşar Esad konuşmasında Arap halkının hafızasının kuvvetli olduğunu ve ‘İsrail’in Gazze katliamı’ diye tanımladığı operasyonu kuşaktan kuşağa anlatacaklarını söyledi. Suriye Devlet Başkanı, Gazze’de ölen çocukların kanlı ve parçalanmış resimlerini saklayacakları ve İsraillilere “göze göz, dişe diş” yönteminin öğretileceğini, bir zamanlar kaba kuvvetle alınan şeyin, yine kaba kuvvetle nasıl geri alınacağını gösterecekleri uyarısında bulundu.
Suriyeli politika uzmanı Mervan Kabalan, Şam yönetiminin Hamas’a verdiği destekle siyasi kazanç edindiği görüşünde. Mervan Kabalan, Suriye’nin Gazze’de mazlum halka destek verdiğini ve bundan kendine bölgesel açıdan yarar sağladığını söylüyor. Arap dünyasında direnişe destek verenlerin artık güçlendiğine inanan uzman, Suriye’yi artık görüşme masasına oturtmanın şart olduğunu belirtiyor.
Suriye’nin İsrail’le müzakere konusunda tutumu hala belirsiz. Devlet Başkanı Esad, Türkiye’nin arabuluculuğunda İsrail’le aylarca yürütülen dolaylı görüşmelerin ardından, İsrail’e yönelik Arap barış planının “klinik olarak öldüğünü” açıklamıştı. Arap barış planı ilk olarak 2002 yılında Suudi Arabistan tarafından ortaya atılmıştı. Beşar Esad, Arap devletlerine, İsrail büyükelçiliklerini kapatarak ve İsrail ürünlerini boykot ederek misilleme yapma çağrısında bulunmuştu. Suriye ayrıca İsrail’le dolaylı müzakereleri tek yanlı olarak durdurdu. Arapların verdiği ödünlerin İsrail tarafından küstahça yanıtlandırıldığını savunan Esad, bundan dolayı 2002 Arap barış planının öldüğü yorumunda bulundu.
Washington’daki Johns Hopkins Uluslararası Araştırmalar Yüksek Okulu öğretim görevlilerinden Profesör Fuad Ajami, Suriye’nin çelişkili sayılabilecek İsrail politikasını kurnazca istismar ettiği görüşünde. Suriye’nin daima ikili oynadığını savunan Ajami, bu ülkenin bazen Mısır ve Suudi Arabistan yanında göründüğünü, kimi zaman statüko yanlısı olduğunu, kimi zaman da muhalif tutum sergilediğini savunuyor. Ajami, Şam yönetiminin şimdi kurnaz bir şekilde isyancı tarafın yanındaymış gibi göründüğüne işaret ediyor.
Oklahoma Üniversitesi profesörlerinden Joshua Landis, Suriye’yle ilgili yorumlara yer verilen bir İnternet sitesinin de yöneticisi. Landis, Beşar Esad’ın, kendisi ödün vermeden önce Amerika’nın yeni Başkanı Barack Obama’nın ödün vermesi beklentisi içinde olduğunu belirtiyor. Landis, Şam yönetiminin, Amerika güvence sağlamadıkça İsrail’le doğrudan görüşmeyeceği mesajı verdiğini söylüyor. Uzmana göre Amerika’nın vermesi gereken en büyük ödün, Barack Obama’nın Suriye’ye dışlanmış bir devlet olarak bakmaması ve 2005’ten bu yana bu ülkeyle maslahatgüzarlık düzeyine indirilen diplomatik ilişkileri yeniden büyükelçilik düzeyine çıkarması olacak. Profesör Landis’e göre Suriye Devlet Başkanı Esad, Barack Obama’yı köşeye sıkıştırmış durumda ve Amerika’nın Ortadoğu’da sağlayacağı barışın yolu Şam’dan geçiyor.