Müziğin Edison'u Les Paul Hayata Gözlerini Yumdu

Efsanevi Amerikalı müzisyen ve mucit Les Paul, dün New York’ta 94 yaşında öldü. Müziğin Edison’u olarak bilinen Les Paul, bilinen çok sayıda pop ve caz bestelerinin yanı sıra, kendi icadı yekpare gövde elektrogitar ve çok kanallı kayıt sistemiyle de tarih yazdı. Kendi adını verdiği elektrogitarı, günümüzün meşhur gitaristlerinin elinden düşmüyor.

1915 yılında, Amerika’nın orta batı eyaletlerinden Wisconsin’in Waukesha kasabasında dünyaya gelen Les Paul, enstrümanlar ve elektronik aletlere genç yaşta ilgi duymaya başladı. Çocukken ses dalgalarıyla deneyler yaptı. Kendi kendine yaptığı radyo alıcısıyla Chicago’dan, hatta yüzlerce kilometre uzaktaki Pittsburgh kentinden gelen yayınları dinlemeyi başaran Les Paul, meslek olarak da müziği seçti. Radyonun Amerika’da zirvede olduğu zamanlarda Les Paul de kariyerinin zirvesindeydi. Les Paul, Harlem’deki gece kulüplerinin en büyük isimleriyle, gruplarıyla çalıştı.

O dönem Lester Young, Dizzy Gillespie ve Art Tatum gibi isimlerle birlikte çalışan Les Paul, kendi adıyla anılan grubuyla birlikte Amerikan radyolarının aranan ismi oldu.

Les Paul’un amacı yüksek sesli gitara sahip olmaktı. Gitarın bir grup ya da orkestranın müziği içinde geri plana itilecek bir enstrüman olarak kalmasını istemiyordu. Bu şekilde içindeki mucide yöneldi. Bir demiryolu rayı ve telefon kabloları kullanarak yüksek ses üretebilen elektrogitar yaptı. Les Paul’ün icadı, yekpare gövde elektrogitarı günümüzün en popüler enstrümanı haline getirdi.

Les Paul’ün gitarı bugün aynı adla Gibson şirketi tarafından üretiliyor ve bu enstrüman, günümüzün meşhur gitaristlerinin gözdesi durumunda.

Les Paul yalnızca icat konusunda değil, besteleriyle de öncülük yaptı. Ünlü müzisyen, “Belki elektronik icatlarım hayatımın yarısıydı, ama diğer yarısı da yaptığım müzikti. Benim yaptığım bu ikisini evlendirmek oldu, ortaya bu sonuç çıktı,” diye konuşuyor.

O dönem evinde kayıt stüdyosu kuran Les Paul değişik gitar seslerini üst üste kaydetti ve bunları eski eşi Mary Ford’un sesiyle birleştirdi. Daha sonra bu kayıtları değişik hızlarla çaldı ve elde ettiği sonuçları aynı anda tek plağa kaydederek çok kanallı kayıt sistemini ortaya çıkardı. Çok kanallı kayıt, 1960’lı yıllardan itibaren pop müziğin olmazsa olmazı haline geldi.

Les Paul 1988’de Rock’n Roll Hall of Fame’e adını yazdırdı. İcatlarının büyük bir kısmı başkent Washington’da Smithsonian müzelerinde sergileniyor.

Waukeshalılar da kuracakları daimi sergiyle, en meşhur hemşehrilerini anacak. Les Paul kendi adına kurulacak serginin gelecek yıl açılmasını göremeden hayata gözlerini yumdu.