AB İlerleme Raporu Açıklandı

AB İlerleme Raporu Açıklandı

Avrupa Birliği, aday ve potansiyel aday ülkelerle ilgili raporları açıkladı. Türkiye’nin AB sürecindeki bir yıllık performansının değerlendirildiği İlerleme Raporu’nda artılar, eksilerin gölgesinde kalmayı sürdürüyor.



Avrupa Birliği Komisyonu dün Türkiye’nin Avrupa macerasında vardığı noktayla ilgili 13. Raporunu yayımladı. 1998’de yayımlanan ilk İlerleme Raporu’yla son belge arasında dağlar kadar fark olsa da Türkiye’nin atması gereken adımlar attığı adımlara oranla daha fazla olmayı sürdürüyor.

Bu yılki raporda en ciddi eleştirilerin yer aldığı başlıklardan birini ifade ve medya özgürlüğü oluşturuyor. Bu alanda Türkiye’ye yöneltilen eleştirilerin demokrasileri henüz gelişme aşamasında olan Batı Balkan ülkelerine yöneltilenlerle paralellik içermesi dikkat çekiyor. AB Komisyonu’na göre Türkiye’deki yasalar bu iki özgürlüğün korunmasında yetersiz kalıyor. Komisyon, basına yönelik siyasi baskı olduğunun altını da net şekilde çizdi.

Ankara’nın hanesine yazılan ana puanı ise son anayasa değişiklikleri oluşturdu. Komisyon bu değişiklikleri doğru yönde atılmış adım olarak değerlendirmekle birlikte bunların hazırlanış şeklinden pek de memnun olmadığının altını çizdi.

Demokratik açılımın sınırlı kalması, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na Adalet Bakanı’nın başkanlık ediyor olması, Alevilerin ve gayrimüslimlerin sorunlarının giderilmemesi, Türkçe dışındaki dillere yönelik kısıtlamalar, askerin yetki alanına girmeyen konularda yorum yapması raporun belli başlı eleştirilerini oluşturdu.

Müzakere sürecinin tıkanma noktasına gelmesinde önemli rol oynayan bir konuda, oldukça ciddi bir eleştiri de AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’den geldi. Füle, Türkiye’nin limanlarını Rum bandıralı gemilere açmasını öngören Ek Protokol’ün tam ve ayrımcılık yapmaksızın acilen uygulanması gerektiğini söyledi. Bu adımın atılmaması halinde müzakere sürecinin etkilenmeye devam edeceği de Füle’nin vurguları arasında yer aldı.

Füle, Ek Protokol konusunda adım atılması halinde olacaklar konusunda da net ifadeler kullanarak bunun 8 başlığın müzakereye açılması sonucunu doğuracağını söyledi.

Kıbrıs konusu sorunlu olsa da Türkiye’nin dış politika alanındaki girişimleri de AB’nin takdirini toplamış durumda.

Türkiye’nin artan etkisinin kendisi için de bir kazanç olacağı gerçeğini teslim eden Brüksel’in Ankara’dan beklentisi ise bu adımların AB’nin yaklaşım ve politikalarıyla uyumlu olarak atılması.